Grönland ve Antarktika’da buz örtüsü 1990’lara göre altı kat hızlı eriyor. Bilim insanları bu bölgelerdeki buzul kaybının deniz seviyelerinde ciddi artışlara neden olabileceği uyarısında bulunuyor.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), Grönland ve Antarktika’daki buzul kaybının en kötü küresel ısınma senaryosu (RCP8.5) olduğunu belirtti. Karbon emisyonlarında ciddi azaltımlar yapılmadığı takdirde, deniz seviyelerinin yükselmesiyle kıyı şeritlerinde yaşayan 400 milyona yakın insan, yüzyılın sonuna kadar her yıl taşkınlarla mücadele etmek zorunda kalabilir.
Buz kütleleri üzerine yapılan son araştırmaların derlenmesi ve güncellenmesi sonucu oluşturulan yeni bir analiz 2019’un, son bir verinin de işlenmesiyle, rekor olayların yaşandığı bir yıl olacağını öngörüyor.
Grönland ve Antarktika’da 2010 yılında yaşanan ortalama buzul kaybı 475 milyar tondu. 1990 yılında ise sadece 81 milyar tondu. 1992’den 2017’ye kadar iki buz örtüsünde toplamda, 6.4 trilyon ton buzul kaybı yaşandı. Bu yıllar arasında yaşanan 64 trilyon tonluk buzul kaybının %60’ı ise Grönland’da gerçekleşti.
IPCC’nin analizine göre mevcut küresel ısınma eğilimi aynı şekilde devam ederse, deniz seviyelerinde 17 cm’lik bir artış yaşanabilir. Leeds Üniversitesinden Profesör Andrew Shepherd, “Deniz seviyelerindeki her 1 cm’lik artış kıyı taşkınına ve erozyonuna neden oluyor” dedi. Shepherd, 17 cm’lik fazladan bir artışın, taşkın ve sellerden etkilenen insanların sayısını 360 ila 450 milyona kadar çıkartabileceğini ifade ediyor.
Antarktika’da ve Grönland’daki yaşanan buzul kaybı, okyanusların ısınması sonucunda gerçekleşiyor.
Analiz, 50 uluslararası kurumdan 89 bilim insanının 26 buz araştırmasını derlemesiyle elde edildi. Analizde ayrıca, buz örtüsünün hacim değişikliği, hızı ve kütlesi gibi bilgileri içeren 11 uydudan veriler de yer alıyor.
Shepherd, buzulların dışsal etkilere cevap vermesi 30 yılı bulabildiği için, insan kaynaklı küresel ısınmanın etkilerinin buzullarda oldukça yavaş olduğunu söylüyor. Bu sebeple Grönland ve Antarktika’daki değişimlerin, 10 yıllar boyunca yaşanan ısınmaya rağmen 1990’ların başında neredeyse stabil olduğunu belirtiyor.
Dolayısıyla emisyonlarda şu anda radikal azaltımlar yapılsa dahi, bir 30 yıllık büyük buzul kayıplarının kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Ancak bugün yapılacak emisyon azaltımlarının da oldukça hayati olduğunun altını çiziyor.
Akbelen Ormanı’nı kömür madeni için yok eden YK Enerji, Türkiye Mükemmellik Ödülleri’nde “EFQM Üstün Performansta…
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…