Trakya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yalçın Kaya, geleneksel ve modern yöntemleri bir araya getirip iklim koşullarından en az etkilenen verimli çeşitler geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Trakya Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Başkanı ve Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, AA muhabirine, küresel ısınmaya bağlı değişen iklimlerin tarımsal üretimi doğrudan etkilediğini aktardı.
Kaya, “Küresel ısınma çerçevesinde çevresel faktörler bitkisel üretimimizi çok olumsuz etkiliyor. Bazı olağanüstü durumlarda %50’den başlayıp %70’lere kadar uzanan verim kayıpları görebiliyoruz” dedi.
Kaya, küresel iklim değişikliğine bağlı olumsuz sonuçların açıkça görüldüğünü, son yıllarda üretimde verim kayıpları yaşandığını dile getirdi.
Sağlıklı yaşam için gıdanın üretimi ve gıdaya ulaşımın önemli olduğunu vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:
“Amacımız tüm insanları doyurabilmek. Ülkemiz, işlenebilir arazi bakımından dünyanın ilk 15 ülkesi arasında bulunuyor. Küresel iklim değişikliği ve COVID-19 salgını süreci, üretim miktarını düşürdü. Örneğin buğday üretimi bu sene %50 düştü. Ekmek ve un ile yapılan yiyecekler temel gıdamız. Türkiye olarak aynı zamanda bu ürünlerin ticaretinde de önemli rol oynuyoruz. Bu bakımdan sadece kendi açımızdan da düşünmemek gerekli.”
Kaya, bitki ıslahçıları olarak iklim değişikliğine bağlı yaşanan aşırı hava olaylarına dayanıklı bitki tohumları geliştirmeye çalıştıklarına dikkati çekti.
Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasında bir geçiş noktasında olduğunu anlatan Kaya, buğdayın ana vatanı olan Türkiye’de onlarca endemik bitkinin de bulunduğunu dile getirdi.
Geleneksel ve modern yöntemleri bir araya getirip iklim koşullarından en az etkilenen verimli çeşitler geliştirilmesi gerektiğini aktaran Kaya, şunları kaydetti: “Aşırı kuraklıktan ve yoğun sıcaklardan daha az etkilenen çeşitler geliştirmemiz lazım. Çiftçiler de artık bu yaşanan iklim kaynaklı durumlardan ders almalı. Örneğin buğdayda artık erken ekim yapılmasına gerek yok. Kışlar artık çok sert geçmiyor. Kış sıcaklıkları arttığı için buna göre ekim dönemi geç yapılmalı. Aynı şekilde yaz aylarında da uzun süreli kuraklıklar olabiliyor. Bu yaşananlardan ders alarak tüm planlamamızı dikkatli yapmamız gerekli. Birim alandan daha fazla ürün elde etmeye yönelik çalışmalar yapılmalı. Ekim yapılırken seçici davranılmalı. Mevsim şartlarından, bahar aylarında görülen don olaylarından etkilenmeyen yeni çeşitler tercih edilmeli.”
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…