Brezilyalı çevreciler ve muhalif politikacılar, Brezilya hükümetinin 2019’da Madrid’de gerçekleşen iklim zirvesine casus göndermesi nedeniyle cezalandırılması çağrısında bulundu.
160’ın üzerinde sivil toplum örgütü ve federal muhalif milletvekilleri ve senatörleri, Brezilya hükümetinin “temsilcilerin BM tesislerindeki güvenlik ve emniyetlerini ihlal ettiğini” ve mahremiyetlerini, düşünce ve konuşma özgürlüğünü ve dokunulmazlığını tehlikeye attığını söyledi. Bunun görmezden gelinmesinin “korkunç bir örnek” oluşturabileceği konusunda uyardılar.
Geçtiğimiz ay Estadao gazetesi, Brezilya istihbarat teşkilatı Abin’in görüşmelere “analist” kılığında dört ajan gönderdiğini ortaya çıkardı. Bir analist ise gazeteye, Bolsonaro yönetiminin Amazon yağmur ormanlarından çevresel korumaları kaldırma politikasına yönelik eleştirileri izlemek için orada olduklarını söyledi.
Görüşmelerde bulunan üç Brezilyalı kaynak, casusların Brezilya’nın kendi temsilcilerine gözdağı verdiğini, bu yüzden sivil toplumla konuşurken görülmekten korktuklarını söyledi. Temsilciler arasında federal bilim insanlarının ve milletvekillerinin de olduğu söyleniyor
Hükümet ayrıca sivil toplum gözlemcilerini ve yerli insanların temsilcilerini gözetlemekle de suçlanıyor. Kaynaklar, halka açık olan sivil toplum toplantılarında casusların not aldığını söyledi.
Casusluğun ortaya çıkmasının ardından Abin’i denetleyen Brezilyalı General Augusto Heleno, casus teşkilatının COP iklim görüşmelerini izlemek için yasal bir hakkı olduğunu iddia etti. Heleno, Abin’in ajanlarının Brezilya’ya zarar vermek amacıyla “kötü Brezilyalıların” desteklediği “kirli ve yalancı uluslararası kampanyalarla” mücadele etmek için orada olduklarını söyledi.
Jair Bolsonaro ve hükümeti, çevrecileri ve yerli insanları defalarca eleştirmiş, taciz etmiş ve sindirmeye çalışmıştı. Bolsonaro, 2018’de seçilmesinden önce “Brezilya’daki tüm aktivizme son vereceğini” söylemişti.
2019’daki Madrid görüşmelerinden hemen önce, Brezilya polisi Amazon’da bir STK’ya baskın düzenlemiş ve dört gönüllü itfaiyeciyi, hiçbir kanıt olmamasına rağmen yangın çıkarmakla suçlayarak tutuklamıştı.
Eylül 2020’de Heleno, yerli aktivist Sônia Guajajara’yı Bolsonaro’yu “çevre suçları” ile suçladığı ve “Brezilya ürünlerine karşı dünya çapında bir boykotu” teşvik ettiği gerekçesiyle “ülkeye karşı suç” işlemekle suçladı. Guajajara AB’yi soya, sığır eti ve palmiye yağı gibi ürünlerin ormansızlaşmaya yol açtığı alanlardan gelen ürünleri boykot etmeye çağırmıştı.
Brezilya Çevre Bakanı Ricardo Salles de, İklim Gözlemevi müdürü Marco Astrini’yi kendisine yönelik eleştirilerini geri çekmeye zorlamak için dava açmıştı.
Brezilya hükümeti, Amazon yağmur ormanları ve Pantanal sulak alanlarında rekor kıran yangınların suçunu defalarca kendi politikalarından ziyade yerli halk ve çevrecilere çevirmeye çalıştı. Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, politikalarına yönelik uluslararası eleştirinin Brezilya’nın gıda ihracatını kıskanan “şüpheli çıkarlar” tarafından yönlendirildiğini iddia etti.
Bolsonaro, Çevre Bakanlığı’nın rolünü azalttı ve ormansızlaşmanın arttığını gösteren verileri sağladığı için bir uzay ajansı görevlisini görevden aldı. Bolsonaro ayrıca, yerli yetkililerin ve şirketlerin emisyonları azaltmasına ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamasına yardım etmek için tasarlanmış bir fonu sabote etmekle suçlandı.
İngiltere ve ABD, diğer delegasyonlar hakkında istihbarat toplamak için daha önce BM iklim görüşmelerine casuslar göndermişlerdi. 2014 yılında, o zamanki BM genel sekreteri Ban Ki-Moon, herhangi bir gizlilik ihlalinin araştırılması gerektiğini söylemiş ve “Tüm diplomatik bilgiler dokunulmazdır” demişti. Ancak böyle bir soruşturma olduysa da, sonuç kamuoyuna açıklanmadı.