Bonn’daki iklim zirvesinde müzakereciler birbirlerini yetersiz eylemlerinden dolayı suçladılar.
Bonn’daki iklim müzakereleri, son iki haftada kaydedilen yavaş ilerlemenin yarattığı hayal kırıklığı ile dün (15 Haziran) sona erdi. Bu görüşmeler yılın ortasında önemli bir an olarak görülüyor ve Kasım ayındaki iklim zirvelerinin tonunu belirliyor. Bonn’da kararlar alınmıyor ancak COP’ların gündemini belirlemek ve ülkelerin pozisyonlarını belirtmek için bir fırsat oluşturuyor.
Bonn görüşmelerinde Küresel Emisyonlar Durum Değerlendirmesi, adaptasyon, kayıp ve zarar ve finans gündemdeydi. COP28 Başkanı Sultan Al Jaber’in geçen hafta Bonn’a gerçekleştirdiği ziyaret, hem COP Başkanı hem de ulusal petrol şirketi ADNOC’un CEO’su olarak üstlendiği role ilişkin incelemeler devam ederken gerçekleşti. Bonn’da müzakereciler suçlama oyunu oynadı ve birbirlerini yetersiz eylemlerinden dolayı suçladı.
Bonn’daki İklim Görüşmeleri’nde başlıca şu konular öne çıktı:
– COP28 Başkanlığı: Sultan Al Jaber, delegasyon başkanlarına yaptığı bir konuşma sırasında tüm fosil yakıtların ‘aşamalı olarak azaltılması’ ihtiyacından açıkça bahsetti. Ancak bunun için bir zaman çizelgesi ya da plan ortaya koymadı; bazı uzmanlar bunun Başkanlığın COP28 vizyonunu ortaya koyması ve Dubai’de nelerin başarılacağına dair bazı beklentiler belirlemesi için kaçırılmış bir fırsat olduğunu söylüyor.
– Küresel Emisyonlar Durum Değerlendirmesi (Global Stocktake, GST) : GST’nin siyasi aşaması Bonn’da başladı ancak tartışmalar yapı ve süreç konusunda tıkandı. Taraflar COP28’de GST’nin siyasi sonucunun ne olması gerektiğine karar verecekler.
– Kayıp ve Zarar: Santiago Ağı, kayıp ve zarar fonu ve Glasgow diyaloğu tartışılan konular arasındaydı. Santiago ağının ev sahibi konusunda bir karar alınması bekleniyordu ancak bu gerçekleşmedi. Taraflar, BM Afet Riskini Azaltma Ofisi veya Karayip Kalkınma Bankası olmak üzere iki aday üzerinde henüz anlaşmaya varamadı. Greenpeace’in zengin hükümetlere kayıp ve zararı finanse etmek için fosil yakıt şirketlerinin karlarını vergilendirmeleri çağrısında bulunmasıyla birlikte yenilikçi finansman kaynakları da tartışma konusu oldu.
– Gündem anlaşmazlığı: Taraflar konferansın sondan bir önceki gününe kadar bir gündem kabul edemedi. Anlaşmazlık noktası, AB’nin Azaltım Çalışma Programı’nın (MWP) gündeme dahil edilmesini önermesinin ardından ortaya çıktı. Benzer Düşünen Gelişmiş Ülkeler (LMDCs) ve diğerleri, finans konusunun da dahil edilmesi gerektiği gerekçesiyle bunu kabul etmedi. Bu anlaşmazlık, gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında hangi konunun öncelikli olduğu konusunda daha geniş bir çekişme olarak görülüyor ve gelişmekte olan ülkeler finansman olmadan azaltımın masada olamayacağını söylüyor.
– Fosil yakıtların kullanımdan kaldırılması: Kampanyacılar Bonn’u COP28’de fosil yakıtların kullanımdan kaldırılması anlaşması çağrısında bulunmak için kullandılar. İkinci hafta düzenlenen bir basın toplantısında konuşan Eric Njuguna ve Greta Thunberg gibi genç iklim aktivistleri, küresel ısınmayı 1.5 derecede sınırlamanın ancak fosil yakıtların kullanımdan kaldırılması anlaşması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılmasıyla mümkün olabileceğini söyledi.
– COP29: Doğu Grubu 2024’teki COP29 için bir ev sahibi üzerinde anlaşmaya varamadı ve öneremedi, bu nedenle yer belirsizliğini koruyor. Bu çıkmaz, Rusya savaşı ve Azerbaycan-Ermenistan çatışması nedeniyle grup içinde yaşanan jeopolitik gerilimlerden kaynaklanıyor. Karar şimdi Dubai’de yapılacak COP28’de verilecek. Eğer çıkmaz devam ederse etkinlik Bonn’a ertelenebilir.
– IPCC: Toplantı öncesinde birçok kişi IPCC sentez raporunda (IPCC AR6) yer alan son uyarıların iklim politikası ve eylemlerini destekleyeceğini umuyordu. Ancak bunun aksine bazı gelişmekte olan ülkeler panelin kapsayıcılığını ve bulgularının sağlamlığını sorguladı.
– Uyum finansmanı/Küresel Uyum Hedefi (Global Goal on Adaptation, GGA): GGA konusunda çeşitli çalıştaylar düzenlendi. Finansman ve adaptasyonun GST ile nasıl ilişkilendirileceği konusunda sorular devam ediyor. Bu hafta yayımlanan bir rapor, 26 zengin ülkeden sadece 10’unun uyum finansmanı hedeflerine ulaştığını gösteriyor. Kanada, Danimarka, Fransa, Japonya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Birleşik Krallık, ABD ve AB toplamda 14.3 milyar dolar taahhütte bulunarak 2009’da COP15’te kararlaştırılan 50 milyar doların çok altında kaldı. 16 ülke uyum için mali taahhütte bile bulunmadı. COP26’da, 2025 yılına kadar uyum finansmanının iki katına çıkarılması kabul edilmişti.