;
Politika

Bonn İklim Konferansı’nda Neler Tartışılacak?

Bonn

Bu Kasım ayında Azerbaycan’da yapılacak COP29’un öncesinde yaklaşık 6 bin kişi müzakerelerden daha iyi bir sonuç almak adına Bonn’da bir araya geldi.

198 ülkeden delegeler COP29’a hazırlanmak için bu hafta Almanya’nın Bonn kentinde toplandı.

Her sene, ana müzakerelerden önce yaklaşık 6 ay önce düzenlenen Bonn’daki konferansta, COP’ta alınacak önemli kararların önünün açılması hedefleniyor. Binlerce insan, en acil iklim/çevre sorunlarını tartışmak üzere Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreterliği’nin (UNFCCC) evinde bir araya geliyor.

Bonn İklim Değişikliği Konferansı Nedir?

Çoğunlukla ulusal delegasyonlardan ve sivil toplum gruplarından yaklaşık 6.000 kişi 3-13 Haziran tarihleri ​​arasında Bonn’da buluşuyor.

Bu toplantılar, her bir COP’un en acil sorunları etkili bir şekilde ele almaya devam edebilmesini sağlamak için, genel merkezinde UNFCCC tarafından her yıl düzenleniyor.

Yıllık konferans, COP29 yaklaşırken önemli bir geçiş noktası sağlıyor. Tipik olarak Bonn’da, tarafların bir önceki COP’ta yapılan anlaşmaların uygulanmasına yönelik mekanizmalar müzakere ediliyor. Dil üzerinde ve bir sonraki COP’ta resmi öneriler olarak sunulacak taslak sonuçlar üzerinde çalışılacak.

Bu nedenle mevcut COP başkanlığı’nın (Azerbaycan) muhtemelen daha büyük bir heyet göndermesi bekleniyor (Resmi rakamlar şu an için mevcut değil). Hükümetlerarası kuruluşlar ve BM kuruluşlarının yanı sıra gençlik, yerli halk ve sektör temsilcileri de gözlemci olarak katılacak.

Bonn İklim Konferansı’nda Masada Neler Var?

Bu müzakerelerin sonuçları, bu Kasım ayındaki COP29’da alınacak kararlar üzerinde oldukça etkili olacak.

Bu yıl Bonn’da tartışılacak konular arasında iklim finansmanı, ülkelerin ulusal iklim eylem planları, fosil yakıtlardan adil bir geçişin sağlanması ve ulusal uyum planları yer alıyor.

İklim Finansmanına Dair Beklentiler

Ancak iklim finansmanı konusu odak noktasını oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kadar iklim finansmanı için yeni bir hedef belirlemek, bu yılın sonlarında COP29’da önemli bir görev olacak.

Bonn’daki konferansta ülkelere, Azerbaycan’da yapılacak BM iklim zirvesinde müzakerelere hizmet edecek anlaşmalara varılması görevi veriliyor. Konferans, iklim finansmanı hedefinin 2025 sonrası neye benzeyebileceğinin ve azaltım, uyum ve kayıp ve zarar gibi harcamalara yönelik ara hedeflerin daraltılmasına yardımcı olacak. Ayrıca bu finansmanın hibe mi yoksa kredi mi olacağının belirlenmesine de yardımcı olacak.

İklim Eylemi Ağı (CAN), AB’nin, mevcut “adaletsiz finansal sistemi” dönüştürmenin “temel taşı” olarak COP29’da iddialı bir iklim finansmanı anlaşmasını desteklemek için Bonn’da net adımlar atması gerektiğini söylüyor.

CAN Europe İklim ve Kalkınma Politikası Koordinatörü Emilia Runberg, “AB, 2025 sonrası için kamu finansmanını merkeze alan, ihtiyaçlara dayalı, adil ve hakkaniyetli ve gelişmiş ülkelerin özel yasal yükümlülüklerini yansıtan yeni ve sağlam bir iklim finansmanı hedefi üzerinde anlaşmaya varmak için itici bir güç olmalıdır” dedi.

Bonn’da Kayıp ve Zarar Konusunda İlerleme Kaydedilebilir mi?

İklim finansmanına ilişkin tartışmaların yanında kayıp ve zarar finansmanına ilişkin önemli adımların atılacağı tahmin ediliyor. Glasgow Diyaloğunun üçüncü ve son oturumunun bu Haziran ayında Bonn’da gerçekleşmesi bekleniyor.

Bu diyalog dizisi, 2022’de Glasgow’daki COP26’da “iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle ilişkili kayıp ve zararların önlenmesi, en aza indirilmesi ve ele alınmasına yönelik faaliyetlerin finansmanına yönelik düzenlemeleri tartışmak” amacıyla kurulmuştu.

Geçen yılki COP28’de Kayıp ve Zarar Fonu faaliyete geçirildi. Karar, Dünya Bankası’nın fona ev sahipliği yapmasını gerektirmesi ve gelişmiş ülkelerin fona katkıda bulunma yükümlülüğü vermemesi nedeniyle tartışmalıydı.

Ancak Bonn’daki diyaloğun bu son oturumu için belirli bir hedef yok. Tarafların ve taraf olmayan paydaşların fon hakkında konuşmaya devam etmesi bekleniyor.

Ulusal İklim Planları ve Fosil Yakıtlardan Aşamalı Çıkış

Muhtemelen COP28’den çıkan en büyük taahhüt, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına ve enerji verimliliğine geçişe yönelik küresel anlaşmaydı. Bu, fosil yakıtlar için “sonun başlangıcı” olarak ilan edildi, ancak bu vaadin gerçeğe dönüşmesini için eyleme geçilmesi gerekiyor.

Ülkeler, Ulusal Belirlenmiş Katkılarını (NDC’ler) gelecek yılın başında sunacak. Bonn, COP28’te alınan kararın bu belgelere güçlü bir şekilde yansıması açısından önemli bir şans olarak görülüyor.