Yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin yol açtığı hasarları tazmin etmelerine ve ülkelerini yeniden inşa etmelerine yardımcı olacak fonun nasıl tasarlanacağı konusunda çıkmaza girildi. Dubai’deki BM iklim müzakerelerinin başlamasına ise yaklaşık 1 ay kaldı.
“Kayıp ve zarar” fonu tasarlamakla görevli bir komitede yer alan iki düzine ülke, Mısır’ın Asvan kentinde geçtiğimiz Cumartesi günü erken saatlerde yapılan son toplantıyı tamamladı. Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeler, fonu hangi kuruluşun denetlemesi gerektiği, kimin ödeme yapacağı ve hangi ülkelerin finansman almaya uygun olacağı gibi temel sorular konusunda anlaşmazlığa düştü.
Komitenin, geçtiğimiz yıl Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen COP27’de büyük bir atılımla kararlaştırılan fonun uygulanmasına yönelik bir tavsiye listesi taslağı hazırlaması bekleniyordu.
Grup, 30 Kasım’da Dubai’de başlayacak COP28 BM zirvesinden önce 3 ve 4 Kasım’da Abu Dabi’de bir kez daha toplanmaya karar verdi.
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün kıdemli finans danışmanı Preety Bhandari, “Gelişmekte olan ülkelerin kayıp ve zarar finansmanına ilişkin öncelikleri yeterince ele alınmazsa, tüm COP28 müzakereleri raydan çıkabilir” dedi.
Geçen haftanın en tartışmalı konularından biri, ABD ve gelişmiş ülkeler tarafından öne sürülen bir pozisyon olan Dünya Bankası’nın fona ev sahipliği yapıp yapmayacağı ya da gelişmekte olan ülkelerin teşvik ettiği gibi BM’nin fonu yönetecek yeni bir organ oluşturup oluşturmayacağıydı.
Gelişmekte olan ülkeler, başkanları ABD tarafından atanan Dünya Bankası’nda bir fon barındırılmasının, bağışçı ülkelere fon üzerinde çok büyük bir nüfuz sağlayacağını ve alıcı ülkeler için yüksek ücretlerle karşılaşabileceğini ileri sürüyor.
Küba’nın BM Büyükelçisi Pedro Pedroso, “Operasyonel kültürü ve Dünya Bankası’nın ülkelere kalkınma politikalarında yardımcı olma şekli, bu yeni iklim tesisinden aradığımız şey açısından amaca uygun değil” dedi.
Fonu yönetecek “yeni bağımsız bir varlık” yaratılmasının, pozisyonunun özü olduğunu da ekledi.
Bu eleştirilere yanıt olarak Dünya Bankası sözcüsü ise Reuters’e şunları söyledi: “Süreci destekliyoruz ve kayıp ve zarar fonunun nasıl yapılandırılacağı konusunda anlaşmaya varan ülkelerle birlikte çalışmaya kararlıyız.”
Toplantıda fona hangi kurumun ev sahipliği yapacağı konusu hakim olsa da, diğer önemli konular da henüz çözümlenmedi. ABD, AB ve diğerleri daha hedefe yönelik bir fon istiyor. AB, en “savunmasız” ülkelere tahsis edilmiş bir fon isterken, ABD, fonun deniz seviyesinin yükselmesi gibi yavaş başlayan iklim etkileri gibi alanlara odaklanması gerektiğini söyledi. Ülkeler kimin ödeme yapması gerektiği konusunda da fikir birliğine varamadı.
ActionAid USA isimli STK’nın politika ve kampanya direktörü Brandon Wu, ABD’yi fonun Dünya Bankası’nda barındırılması yönündeki ısrarından geri adım atmaya çağırdı.
Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin fonun ev sahibi olarak Dünya Bankası’na verdiği desteğin müzakereler için kırmızı çizgi olmadığını ve diğer düzenlemelere açık olduğunu söyledi.
COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…
Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…
İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…
2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…
COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…
İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…