Bir yıl süren soruşturmanın ardından BM yetkilisi Michel Forst, ülkelerin Paris Anlaşması’na uymak için emisyonları azaltması gerektiğini söyledi.
BM’nin çevre savunucuları özel raportörü Michel Forst, Avrupa ülkelerinin barışçıl protestolara yönelik baskıya ve protestocuları kriminalize etmeye son vermesi gerektiğini ifade ederken, ülkeleri küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlamak adına Paris Anlaşması kapsamında emisyonları hızla azaltma çağrısı yaptı.
Birleşik Krallık, Almanya, Danimarka, Hollanda, İspanya ve Portekiz’de bir yıl boyunca yapılan araştırmanın ardından Michel Forst, barışçıl çevre aktivistlerinin maruz kaldığı baskının demokrasi ve insan hakları için büyük bir tehdit olduğunu söyledi.
İncelenen ulusların tümü, barışçıl çevre protestolarının halkın karar alma sürecine katılma hakkının meşru bir kullanımı olduğunu ve buna katılanların korunması gerektiğini belirten Aarhus sözleşmesine taraf.
Buna karşın Forst, Avrupa genelinde barışçıl çevresel protestoların baskılandığını söyledi ve ekledi: “Toplu olarak karşı karşıya olduğumuz ve bilim insanlarının onlarca yıldır belgelediği çevresel acil durum, alarmı veren ve eylem talep edenlerin suçlanması halinde ele alınamaz. Bu noktada barışçıl çevre aktivizmine ve sivil itaatsizliğe verilecek tek meşru yanıt, çevre savunucularının söyleyeceklerini dinlemenin hepimiz için ne kadar önemli olduğunun farkına varılması.”
Ülkeler, Paris Anlaşması hedeflerini karşılamak için acilen emisyonları azaltmalı, 2030’a kadar tüm bozulmuş ekosistemlerin %30’unu yenilemek için harekete geçmeli ve hava kirliliğinden kaynaklanan ölümleri ve hastalıkları önemli ölçüde azaltmak için çalışmalı.
Forst, Avrupa ülkelerinin acil olarak harekete geçmemesi durumunda daha fazla protestoya yol açacağını belirtti: “Hükümetler bilim insanlarının açık ve acil önerilerine doğrudan karşı gelen kararlar almaya devam ediyor.”
Forst, Avrupa genelinde bazı medya organlarının ve bazı politikacıların çevresel aktivizmi suç haline getirdiğini ve bunu bir “terörist tehdidi” olarak etiketlediğini belirtti. 2023 Avrupa Birliği Terörizm Durumu ve Eğilimi (TE-SAT) raporunda çevresel aktivizm, “aşırılık” başlıklarında yer alıyor.
Rapor hakkında yorumda bulunan Forst: “Endişe verici bir şekilde rapor, yol kapatmaları ve banka binalarının veya havaalanlarının işgalini aşırıcılık olarak sınıflandırıyor ve iklim değişikliği konusunda endişeli olmanın aşırıcı bir bakış açısı olduğunu düşünüyor.”
İspanya’da, savcılık makamının 2022 raporu, Yok Oluş İsyanı’nı (Extinction Rebellion) “uluslararası terörizm” kategorisi altında listeledi.
Birleşik Krallık’ın 2022 Polis, Suç, Ceza ve Mahkemeler Yasası ve 2023 Kamu Düzeni Yasası, İtalya’da “eko-vandalizm” olarak adlandırılan bir yasa ve Almanya’da oturma eylemleri de dahil olmak üzere her türlü barışçıl protestoyu yasaklayan yasalar dahil olmak üzere birçok ülkede yeni mevzuat barışçıl protestoculara karşı baskı yaratıyor.
Forst, “Çevre aktivizmini potansiyel bir terör tehdidi olarak sınıflandıran, ifade özgürlüğünü sınırlayan ve belirli protesto ve protestocu türlerini suç sayan bu yasa ve politika değişiklikleri, sivil alanın daralmasına yol açıyor ve demokratik değerlere karşı ciddi bir tehdit oluşturuyor” dedi.