;
Politika

BM: Hükümetlerin Fosil Yakıt Üretim Planları 1.5 Derece Hedefi ile Uyumlu Değil

1.5 derece

Hükümetler, 2030’da ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmak için gerekenden yaklaşık %110, 2 derece ile sınırlandırmak için gerekenden ise %69 daha fazla fosil yakıt üretmeyi planlıyor. 

Stockholm Çevre Enstitüsü (SEI), Climate Analytics, E3G, Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (IISD) ve BM Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan Üretim Açığı Raporu (Production Gap Report), hükümetlerin planlanan ve öngörülen kömür, petrol ve gaz üretimini Paris Anlaşması‘nın sıcaklık hedefiyle tutarlı küresel düzeylere göre değerlendiriyor.

Bilim insanlarına göre Temmuz 2023, şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ay ve büyük olasılıkla son 120.000 yılın en sıcak ayı oldu. Dünya genelinde ölümcül sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, orman yangınları, fırtınalar ve seller hayatlara ve geçim kaynaklarına mâl oluyor ve insan kaynaklı iklim değişikliğinin burada olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Neredeyse %90’ı fosil yakıtlardan kaynaklanan küresel karbondioksit emisyonları 2021-2022 yıllarında rekor seviyelere yükseldi.

Çalışma, hükümetlerin, 2030’da ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmak için gerekenden yaklaşık %110, 2 derece ile sınırlandırmak için gerekenden ise %69 daha fazla fosil yakıt üretmeyi planladığını ortaya koydu.

Bu durum, 151 ulusal hükümetin net sıfır emisyona ulaşma taahhüdüne ve küresel kömür, petrol ve gaz talebinin yeni politikalar olmasa bile bu on yılda zirve yapacağını gösteren son tahminlere rağmen gerçekleşiyor. Hükümet planları bir araya getirildiğinde, küresel kömür üretiminin 2030 yılına kadar, küresel petrol ve gaz üretiminin ise en az 2050 yılına kadar artmasına yol açacak ve zaman içinde fosil yakıt üretim açığının giderek genişlemesine neden olacak.

Zengin Ülkeler Fosil Yakıtlara Mali Destek Sağlamaya Devam Ediyor 

UNEP İcra Direktörü Inger Andersen, “Hükümetlerin fosil yakıt üretimini arttırma planları, net sıfır emisyona ulaşmak için gereken enerji dönüşümünü baltalıyor, ekonomik riskler yaratıyor ve insanlığın geleceğini sorgulatıyor” derken şöyle devam etii: “Ekonomileri temiz ve verimli enerjiyle güçlendirmek, enerji yoksulluğunu sona erdirmenin ve aynı zamanda emisyonları azaltmanın tek yoludur. COP28’den başlayarak ülkeler, önümüzdeki türbülansı hafifletmek ve bu gezegendeki her insana fayda sağlamak için kömür, petrol ve doğal gazın yönetilen ve adil bir şekilde aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasının arkasında birleşmelidir.”

2023 Üretim Açığı Raporu, fosil yakıt üreten 20 büyük ülke için yeni genişletilmiş ülke profilleri sunuyor: Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Kolombiya, Almanya, Hindistan, Endonezya, Kazakistan, Kuveyt, Meksika, Nijerya, Norveç, Katar, Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu profiller, bu hükümetlerin çoğunun fosil yakıt üretimi için önemli politika ve mali destek sağlamaya devam ettiğini gösteriyor.

Öne çıkan 20 ülkeden 17’si net sıfır emisyona ulaşma taahhüdünde bulunmuş ve birçoğu fosil yakıt üretim faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonları azaltmak için girişimler başlatmış olsa da, hiçbiri ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırmaya uygun olarak kömür, petrol ve gaz üretimini azaltmayı taahhüt etmedi.

Çalışma, karbon yakalama ve depolama ile karbondioksit giderimine ilişkin riskler ve belirsizlikler göz önünde bulundurulduğunda, ülkelerin 2040’a kadar kömür üretiminin ve kullanımının neredeyse tamamen sonlandırmasını ve 2050’ye kadar petrol ve gaz üretiminin ve kullanımının 2020 seviyelerine göre en az dörtte üç oranında azaltmasını öneriyor.

COP28 Yeni Bir Şans

Raporun başyazarı ve SEI bilim insanı Ploy Achakulwisut, birçok hükümetin gazı temel bir “geçiş” yakıtı olarak teşvik ettiğini, ancak daha sonra bundan uzaklaşmak için belirgin bir planları olmadığını söylerken, “Ancak bilim, 1,5 derece hedefini canlı tutmak için temiz enerjinin yaygınlaştırılması, tüm kaynaklardan metan emisyonlarının azaltılması ve diğer iklim eylemleriyle birlikte küresel kömür, petrol ve gaz üretimini ve kullanımını azaltmaya hemen başlamamız gerektiğini söylüyor” dedi.

İklim krizinin temel nedeni olmasına rağmen, fosil yakıtlar son yıllara kadar uluslararası iklim müzakerelerinde büyük ölçüde yer almadı. 2021’in sonlarındaki COP26‘da hükümetler, tüm fosil yakıtların üretimini ele almayı kabul etmemiş olsalar da, “hız kesmeyen kömür enerjisinin aşamalı olarak azaltılması ve verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılması” yönündeki çabaları hızlandırmayı taahhüt ettiler.

Raporun bir diğer başyazarı ve SEI ABD Merkezi Direktörü Michael Lazarus ise COP28’ini hükümetlerin nihayet tüm fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasını taahhüt ettikleri ve üreticilerin yönetilen ve adil bir geçişi kolaylaştırmada oynamaları gereken rolü kabul ettikleri önemli bir an olabileceğini söyledi: “Fosil yakıt üretiminden uzaklaşmak için en büyük kapasiteye sahip olan hükümetler, diğer ülkelerin de aynı şeyi yapmasına yardımcı olmak için finansman ve destek sağlarken bunu yapmak için en büyük sorumluluğu taşırlar.”

Çok sayıda üniversite, düşünce kuruluşu ve diğer araştırma kuruluşlarını kapsayan analiz ve incelemeye 30’dan fazla ülkeden 80’den fazla araştırmacı katkıda bulundu.