Donald Trump’ın ABD Başkanlık seçimlerinde ipi göğüslemesi iklim politikalarına dair endişeleri artırırken, uzmanlar seçim sonuçlarının ekonominin karbonsuzlaşmasını ve temiz enerjiye geçişte kaydedilen güçlü ilerlemeyi durduramayacağını söyledi.
İklim liderleri, Donald Trump’ın ikinci kez ABD Başkanı seçilmesine tepki gösterirken küresel iklim işbirliğini ve temiz enerjiye geçişte kaydedilen güçlü ilerlemeyi vurguluyorlar.
Trump, Pennsylvania, Georgia ve Kuzey Carolina gibi önemli savaş alanı eyaletlerini kazandı ve ayrıca Temsilciler Meclisi ve Senato’da çoğunluğu kazanarak yasaları geçirme konusunda daha kolay bir yol açacağı tahmin ediliyor.
ABD seçim sonuçları, BM İklim Görüşmeleri COP29’un Pazartesi günü Bakü’de başlayacağı sırada geldi.
“Bugünkü Bağlam 2016’dan Çok Farklı”
Avrupa İklim Vakfı CEO’su Laurence Tubiana, ABD seçim sonuçlarının küresel iklim eylemi için bir gerileme olduğunu kabul ederken, Paris Anlaşması’nın ise direncini kanıtladığını ve herhangi bir ülkenin politikalarından daha güçlü olduğunu söyledi. “Bugünkü bağlam 2016’dan çok farklı. Küresel dönüşümün arkasında, ABD’nin öncülük ettiği ve kazandığı, ancak şimdi kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu güçlü bir ekonomik ivme var. Son kasırgaların yıkıcı bilançosu, tüm ABD’lilerin kötüleşen iklim değişikliğinden etkilendiğinin acı bir hatırlatıcısı oldu” diyen Tubiana şöyle devam etti: “Vatandaşlarının taleplerine yanıt veren ABD’nin dört bir yanındaki şehirler ve eyaletler cesur adımlar atıyor. ‘America is All In’, nüfusun %65’ini ve GSYH’nin %68’ini oluşturuyor. Bu koalisyon – ve dünya genelindeki diğer ulus-altı aktörler – küresel masada bir koltuğu hak ediyor.”
İklim, 2024 ABD başkanlık seçimleri için yapılan kampanyalarda ikincil bir konu olsa da, iklim değişikliğini sıklıkla inkar eden Trump, fosil yakıtlara yeni bir yatırım dalgası başlatma ve elektrikli arabalara ve yenilenebilir enerjiye verilen desteği kesme sözü verdi. Bunun yanı sıra Trump’ın ülkesini ikinci kez Paris Anlaşması’ndan da çekmesi büyük bir ihtimal. Diğer ülkeler de buradan hareketle anlaşmadan ayrılmaya karar verebilir ki bu da küresel çapta yıkıcı sıcaklık artışlarına ve daha fazla aşırı hava olaylarına neden olabilir.
“Mümkün Olan Her Yerde Yeni ABD Hükümetiyle Çalışacağız”
Almanya Devlet Bakanı ve Uluslararası İklim Eylemi Özel Temsilcisi Jennifer Morgan ise, uluslararası kurallara dayalı düzeni güçlendirmek ve iklim krizi de dahil olmak üzere ortak güvenlik sorunlarıyla başa çıkmak için mümkün olan her yerde bir sonraki ABD yönetimiyle birlikte çalışacaklarını söyledi. Almanya ve AB için iklim nötrlüğüne geçişin, gelecekteki rekabet güçlerinin temel taşı olduğunu aktaran Morgan, “Bu nedenle yeşil endüstrilere yönelik yarışta eşit bir oyun alanı için tüm ortaklarımızla birlikte çalışacağız. İklim yasalarımızı uygulamaya ve Paris Anlaşmasının hızlı ve eksiksiz bir şekilde uygulanması için hükümetin tüm kademeleri, sivil toplum ve özel sektördeki uluslararası ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Donald Trump’ın başkanlık kampanyası, ABD’nin yakıt ve enerji üretimini en üst düzeye çıkarmaya yönelik bir enerji politikası platformu oluşturdu ve bu platform, Biden yönetiminin iklim değişikliğiyle mücadeledeki temel çabalarını devre dışı bırakmayı içeriyor.
BM’nin eski iklim şefi Christiana Figueres, bu seçimden çıkan sonuçun küresel iklim eylemine büyük bir darbe olarak görüleceğini ancak ekonomiyi karbonsuzlaştırmak ve Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için devam eden değişiklikleri durduramayacağını aktardı. “Petrol ve gazın yanında durmak, hızla ilerleyen bir dünyada geride kalmakla aynı şey” diyen Figueres, “Temiz enerji teknolojileri, sadece daha sağlıklı, daha hızlı, daha temiz ve daha bol oldukları için değil, aynı zamanda fosil yakıtları en zayıf oldukları noktalarda, yani çözümsüz oynaklıkları ve verimsizliklerinde alt ettikleri için fosil yakıtlarla rekabet etmeye devam edecektir” şeklinde konuştu.