Birleşik Krallık hükümeti, Uluslararası Kalkınma ve Dışişleri bakanlıklarının birleşeceği açıklandıktan sonra doğan endişelere yanıt olarak, iklim finansmanı taahhüdünü yerine getirme sözü verdi.
Haber: Chloé Farand
Çeviri: Çisil Sevinç
Başbakan Boris Johnson’ın geçen hafta Uluslararası Kalkınma Bakanlığı’nın kapatılacağı yönündeki açıklaması kalkınma sektörünü hazırlıksız yakaladı.
Yardım uzmanları, Birleşik Krallık’ın koronavirüs pandemisinin yarattığı küresel ekonomik durgunlukla birlikte daha da savunmasız hale gelen yoksul ülkelere sırtını çevirmesinden endişe duyuyor.
Bir hükümet sözcüsü ise, hükümetin geçen sene 2021 ve 2026 yılları arasında uluslararası iklim finansmanını 11.6 milyar sterline çıkaracağı yönünde verdiği taahhüdü yerine getirme konusunda kararlı olduğunu açıkladı.
Açıklamada, para yardımının temiz kalkınma ve karbon emisyonu azaltımı konularında ve yoksul ülkelerin iklim değişikliği etkileriyle mücadele edebilmesi adına yapılacağı ifadesi yer aldı.
Yeni departmanın yönetimini üstlenecek olan Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Johnson’ın yardımları İngiliz stratejik çıkarlarına uyacak şekilde orta gelirli ülkelere yönlendirilmesi önerisi hakkında herhangi bir yorumda bulunmadı.
Birleşik Krallık’ın iklim finansmanını hangi şekilde dağıtacağı konusunda hâlâ soru işaretleri bulunuyor.
Uluslararası Kalkınma Bakanlığı, savunmasız ülkelerin iklim değişikliği etkileri ile mücadele edebilmesine yardımcı olacak programlardan sorumluydu. Bakanlık, geçen sene Birleşik Krallık’ın deniz aşırı kalkınma yardımları için ayırdığı toplam bütçenin %73’ünü kullanarak 11 milyar sterlin harcadı.
Birleşik Krallık, Kasım ayında gerçekleştirilecek olan ve COP26 olarak bilinen kritik BM iklim müzakerelerine ev sahipliği yapmaya hazırlandığı esnada alınan bakanlıkların birleşmesi kararı, iklim hareketini güçlendirmek için gelen yardımları diplomasi ile ilişkilendirme olasılığını artırıyor.
Birleşik Krallık, milli gelirinin %0.7’sini yardım için harcamayı taahhüt ediyor ancak rakamın mutlak değeri ekonomi ile birlikte daralıyor.
Devlet dairelerinden yardım bütçelerinden %30’luk bir kesinti belirlemeleri istendiğine dair bir açıklama yapıldı. Garanti altına alınması gereken öncelikli alanlar arasında iklim değişikliği, COVID-19 ile mücadele çalışmaları, kız çocuklarının eğitimi ve yoksulluğun azaltılması yer alıyor.
Birleşik Krallık Enerji Bakanlığı tarafından yönetilen ve karbon azaltma girişimlerini artırmak için kullanılan yardım parasının büyük bir kısmı, artan emisyonlara sahip orta gelirli ülkelere yönlendiriliyor.
Hükümet tarafından sunulan rakamlara göre, Enerji Bakanlığı Birleşik Krallık’ın uluslararası iklim fonunun üçte birini harcıyorken, bütçenin %63’ü Uluslararası Kalkınma Bakanlığı tarafından yönetiliyor.
Bu ayın başlarında yayımlanan bir parlamento raporuna göre, Birleşik Krallık tarafından sunulan yardım paralarının büyük bir çoğunluğu hâlâ düşük gelirli ülkelere aktarılsa da; güvenlik, ekonomi ve emisyon azaltma konularında Birleşik Krallık çıkarları için kritik görülen orta gelirli ülkelere düşen pay gittikçe büyüyor.
Rapor, hükümet yardımlarının yoksulluğu azaltma olasılığının en yüksek olduğu ülkelere yönlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Bir hükümet sözcüsü, bakanlıkların birleşmesinin hükümetin Glasgow iklim zirvesi öncesi fırsatları değerlendirmesine yardımcı olacağını söyledi. COP26 Başkanlığı, gelecek yıl düzenlenecek zirvenin kilit konusunu iklim değişikliğine uyum sağlama ve direnç kazanma olarak belirlemişti.
Ancak Johnson’ın Zambiya ve Tanzanya’ya yapılacak yardımların Ukrayna ve Batı Balkanlar’a yönlendirilebileceği yönündeki açıklaması, Uluslararası Çevre ve Kalkınma Enstitüsü (IIED) direktörü Andrew Norton’a göre Birleşik Krallık’ın birlik inşa etme çabalarını baltalayabilir.
Norton, “Bu hamle en yoksul ülkeleri örseleyici bir sinyal olarak algılanabilir. İklim finansmanının paraya ihtiyaç duyan savunmasız ülkelere sağlanmasının devam edilmesi, gelecek iklim zirvesinin başarılı geçebilmesi için gerekli birliğin kurulmasına yardımcı olacak” dedi.
Tanzanya’da Care adlı hayır kurumunun program müdürü Thabit Masoud, Tanzanya’ya yapılan yardımda bir azalma söz konusu olduğu takdirde “En çok zarar gören kesim; en yoksul ve en savunmasız olan kırsal kesimdeki kadınlar olacak” dedi.
Masoud sözlerine, “Birleşik Krallık’ın iklim finansmanındaki önceliği, yoksul ülkelerin stratejik değerine bağlı olmamalı” şeklinde devam etti.
Deniz Aşırı Kalkınma Enstitüsü’nün iklim ve enerji programı direktörü Andrew Scott ise, Birleşik Krallık’ın COP26 öncesi finansman önceliklerini değiştirmesinin utanç verici olacağını düşünüyor.
Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…