İster inanın ister inanmayın, 2020’ye kadar, yani önümüzdeki yıl, dünya çapındaki bütün Bosch tesislerinin tamamıyla karbon nötr olacağı duyuruldu. Almanya’daki yıllık basın konferansında Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Volkman Denner, “Bir yılı biraz aşkın bir süre içerisinde, bu iddialı hedefe ulaşan ilk büyük sanayi kuruluşu olacağız” ifadelerini kullandı. Gerçekten inanılmaz ama demek ki imkansız bir şeyden bahsetmiyormuşuz… “Yapılamaz” diyenler, sadece yapmak istemeyenlermiş. Yeter ki istensin, planlansın ve arkasında güçlü durulsun; insanlık kendisine kazdığı çukurları doldurabilir…
YAZI: Barış DOĞRU
“Şirketlerin, küçük mavi gezegenimizi aşırı ısınmaktan korumak için neler yapabileceğiyle her zamankinden çok ilgileniyoruz. Özellikle belli bir sayıyı olabildiğince çabuk ‘Sıfıra’ indirmeyi amaçlıyoruz. Bu, Bosch’un her yıl ürettiği 3,3 milyon metrik ton CO2 emisyonu.” Robert Bosch GmbH Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Volkman Denner, her yıl düzenli gerçekleştirdikleri global basın konferansına bu sözlerle giriyor. Bu yıl ikinci kez, dev Alman sanayi şirketlerinin karbondioksit emisyonları merkezli uluslararası bir basın organizasyonuna katılıyorum ve tabii ki yedi-sekiz yıl önce iklim değişikliği ve fosil yakıtlar ilişkisi üzerine her konuştuğumda, bana uzaylı gibi bakan üst düzey yetkilileri hatırlıyorum. Hippilik hiç de kötü bir şey değil ama bu konuyla ilgilenmek için hippi olmak gerekmediğini anlatmak ne kadar zordu…
Şu ifadeler de Dr. Denner’e ait: “İklim değişikliğine karşı harekete geçmek, medeniyet ve ekonomik sistemimizin varlığını sürdürebilmesi için hayati bir girişimdir. Bütün insanoğlunu ilgilendiren bir projedir ve Bosch gibi firmalar çok gecikmeden harekete geçmelidir. Dolayısıyla bugün, şirketimizin “Ay’a Gidiş” projesini duyuruyoruz.”
Evet bu proje, bu devasa sanayi şirketinin üretimden kaynaklanan tüm emisyonlarını 2020 yılında sıfırlamak. Bazen insan karıştırıyor. 2019 yılındayız ve gelecek sene 2020. Yani önümüzdeki yıl Bosch, sadece Almanya’daki değil, dünyanın dört bir yanına dağılmış (bunun içinde tabii ki Türkiye de var) tüm tesislerindeki emisyonları sıfırlayacak. Görece az emisyona sahip bir sektör veya şirketten değil, son derece yoğun bir emisyon oranına sahip bir sanayi şirketinden bahsettiğimizi unutmayın. Bu gerçekten, bir Ay’a gidiş projesi gibi görünüyor gözüme… İmkansız değil ama çok, çok zor. Peki nasıl?
Sıfır Emisyon için Dört Kaldıraç
Şirket bunu dört kaldıraç aracılığıyla gerçekleştireceğini açıklıyor. Denner’in ağzından aktarırsak: “Birincisi, enerji verimliliğini artırmak; iki, çevre dostu enerji kaynağımızı genişletmek; üç, daha fazla çevre dostu elektrik tedarik etmek ve dördüncü olarak kaçınılmaz CO2 emisyonlarını dengelemek. Son iki kaldıracı yakın gelecekte daha fazla ele alacağız ve önümüzdeki yıl sonrasında, diğer ikisinin kullanımını artıracağız. Bu, gelecek yıl karbon nötralitesi konusundaki ana hedefimize ulaşabileceğimiz anlamına geliyor, ancak daha sonra yeşil enerji ekonomisine geçiş çabalarımızı durdurmayacağız. Bunun yerine, iklim eylemimizin kalitesini daha da artıracağız.” Bu noktada 2020’deki nötrlemede yeşil enerji satın alma önemli bir yer tutuyor ama asıl olan üretilmiş bu enerjiyi satın almak değil, bu enerjiyi üretmek için yatırım yapmak olmalı değil mi? Denner de, 2020 sonrası yol haritalarının bu yönde olduğunu söylüyor:
“Ancak 2020’ye kadar ne yapacağız? Enerji verimliliği çabalarımızı en başından itibaren hızlandıracağız. Bununla birlikte, Bosch’un enerji tüketimini hemen ve radikal bir şekilde azaltmak mümkün değil. 2018’de, yaklaşık 7,8 terawatt saat oldu, ki bu da Berlin ve Münih’teki tüm hanelerin yıllık enerji tüketimine eşdeğer. Ancak, geçtiğimiz yıl 3,3 milyon metrik ton olan CO2 emisyonlarını tamamen nötralize etmek mümkündür.”
Önümüzdeki yıl bu emisyonları dengelemek için özellikle iki önlem uygulayacaklarını belirten Dr. Denner, “Öncelikle, yeşil elektrik satın alarak, enerji karışımımızın mevcut dünya enerji karışımından çok daha yeşil olmasını sağlayacağız. Planlarımıza göre, bu satın alınan enerji, enerji tüketimimizin neredeyse %40’ını oluşturacak. Ve yeşil elektrikle, var olan güneş veya rüzgar çiftliklerinden kaynaklı ve fosil enerji kaynaklarını kastetmiyoruz. İkincisi, enerji tüketimimizi %40’ın hemen altında dengelemeye çalışacağız. Bunun ardında yatan gerekçe net: Örneğin bir dökümhanede hâlâ kaçınılmaz olan aynı miktarda CO2 emisyonundan başka bir yerde kaçınılmasını sağlıyoruz. Filipinler ve Karayipler’deki rüzgar çiftlikleri, Afrika’daki orman korunumu, Panama’da tekrar ormanlaştırmadan ortaya çıkan seragazı metanı emisyonlarını alarak ve bunları elektriğe dönüştürerek, bu yıl Almanya’daki tüm doğalgaz tüketimimizi zaten dengeliyoruz. Ayrıca bu projeler sosyal kalkınmayı da teşvik ediyor ve katı standartlara sahip bağımsız üçüncü taraflarca doğrulanıyor.”
2030’a kadar karbon nötralizasyonuna 1 milyar euro yatırım yapmayı planladıklarını, Bosch CEO’sunun ağzından dinlerken, biraz şaşkınlık biraz da hüzün duydum açıkçası. Yıllar önce bir iklimbilimcinin, “Para bulmak kolaydır, yeter ki siyasi irade hedef göstersin. 2008 krizinde batan bankaları kurtarmak için yağan paraları görünce, asıl sorunun para olmadığını anladım” deyişi geliyor akla. İşte para bulunuyor ve dünyanın en büyük sanayi kuruluşlarından biri, sıfır emisyona ulaşmayı başarıyor. Bosch’u kutluyorum ama asıl olarak onları bu hedefe yönelten toplumsal-siyasal iradeye dikkatimizi yoğunlaştırmak gerekliliğinin altını ısrarla çiziyorum.
*Bu yazı EKOIQ’nun 83. sayısından alınmıştır