Bilim insanlarının iklim krizi hakkında ne düşündüklerini beş yıl arayla sorgulayan Joe Duggan, cevapları “Is This How You Feel” adlı çalışmasında toplayarak bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde bilim iletişimcisi Joe Duggan 2014 yılında iklim bilimcilerle irtibata geçerek onlara iklim değişikliğinin nasıl hissettirdiğini sormaya başladı.
Guardian’dan Graham Readfearn’in haberine göre “Mektuplarıma cevaplar almaya başladığımda oldukça şaşırmıştım” diyen Duggan, bir internet sitesi kurarak çoğu el yazması olan bu mektupları yayımlamaya başladı.
“Profesör Katrin Meissner ilk cevap yollayanlardandı ve mektubu beni oldukça sarstı. Dili bilimden uzak, neredeyse şiirseldi.” Meissner’in mektubunda “Bu konu beni üzüyor ve her şeyden çok korkutuyor. Bir grup insan görüyorum, teknede oturuyorlar ve mutluluk pozları veriyorlar. Ancak teknenin güçlü ve ölümcül bir şelaleye doğru gittiğinden habersizler” ifadesi yer alıyor.
İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!
Duggan çoğu alanında lider 40 bilim insanından cevap aldı.
“Hayatımın bir parçası olmuştu, sonunda bana zarar verdiğini hissettim ve uzaklaşmak istedim. İçime kapandım ve telefonum üç yıl boyunca neredeyse kapalıydı” şeklinde konuşan Duggan, sözlerine “Duygusal olarak direnç kazandığımı hissediyorum. Eşimin hamile olduğunu öğrendim ve çocuğumun neden hiçbir şey yapmadınız diye sormasını istemiyorum” şeklinde devam etti.
Duggan ara verdiği Is This How You Feel (Böyle mi Hissediyorsun) adlı çalışmasına dönerek bilim insanlarıyla tekrar iletişime geçti. Bu seferki sorusu “Hisleriniz araya giren yıllarda değişti mi?” oldu.
Cevap mektuplarında iklim krizi çağında çaresizlik, umut, korku ve kararlılık duygularına sahip insanlar içlerini döktü.
İlk mektuplar yazıldığından beri yanıt veren Avustralyalı Tony McMichael ve Michael Raupach hayatını kaybetti. Ancak Duggan bu kişilerin ailelerine ulaşmayı deneyerek onların görüşlerine yer vermeye çalışıyor. Yeni Güney Galler Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi’nin başına geçen Katrin Meissner, tereddüt etmeden cevap verdiğini çünkü yapılması gerekenin bu olduğunu söyledi.
Meissner sözlerine “Aynı zamanda iklim bilimi konusunda halkla iletişimimiz çok iyi değildi ve bence bir vatandaş olarak insanları durumun aciliyeti konusunda uyarmak benim görevim” şeklinde devam etti.
Peki Meissner’a göre bilim insanlarının kişisel hislerini paylaşması onların tarafsızlığını riske atıyor mu? Tarafsızlıklarının sorgulanmasına sebep olabilir mi? Meissner bu soruyu “Bence bu durum tam tersi. Birkaç sene önce mektupların tamamına baktığımda, cevap verenlerin sayısına şaşırmıştım. Dünyaca tanınan bilim insanlarından bahsediyoruz. Bu insanlar kariyerlerini gerçeklere ve verilere dayanarak inşa etti ve hayatlarını buldukları her sonucu sorgulayarak geçiriyorlar. Statükoya devamlı karşı çıkıyorlar ve tarafsız olmak üzere eğitilmişler. Bu insanlar duyguları hakkında konuşmaya başladıklarında onları dikkatle dinlemeliyiz” şeklinde yanıtladı.
Duggan mektupları okuyanların da kendi mektuplarını yazıp paylaşmalarını istiyor.
İşte Duggan’ın projesi kapsamındaki uzman mektuplarından bazı pasajlar:
Prof. Katrin Meissner
“Bu konuda nasıl mı hissediyorum? Hâlâ çok endişeliyim ve muhtemelen beş sene öncesine göre çok daha fazla üzgünüm. Güçsüz ve kısmen de suçlu hissediyorum. Bir vatandaş ve anne olarak üzerime düşen sorumlulukları yerine getiremediğimi hissediyorum çünkü durumun aciliyetine yeterince dikkat çekemedim ve insanları zamanında eyleme geçiremedim. Şuan yaptığımız şey yaşadığımız gezegen üzerinde kontrolsüz ve riskli bir deneyden ibaret.”
Prof Will Steffen, Avustralya Ulusal Üniversitesi
“Öfkeliyim çünkü engin bilgiler ve emisyonları azaltacak çözümler olmasına rağmen iklim değişikliği konusunda yeterince eyleme geçilmedi ve bir iklim acil durumu yaratıldı. Öğrenciler haklı. Zengin fosil yakıt seçkin sınıfının açgözlülüğü, Murdoch medyasının yalanları ve siyasi liderlerin zayıflığı yüzünden gelecekleri tehlike altında. Bu insanların benim kızımın ve yaşıtlarının geleceğini mahvetmeye hakkı yok.”
Prof. Lesley Hughes, Macquarie Üniversitesi
“Bu mektuplardan birini yazdığımdan beri duygularım çok da değişmedi, ama etrafımdaki şeyler değişti. Greta Thunberg devletlere gerçekleri anlatıyor. Harika, tutkulu çocuklarımızın sokağa çıkmasından gurur duydum. Tüm bunlarla başa çıkmanın tek yolu, neler yapabileceğime, en iyi yaptığım şeye odaklanmak ve yeterli sayıda insanın da bunu benimsemesini ummak.
Çok karanlık anlarım var, ama her zamankinden daha fazla kolektif bir kararlılık örtüsüne sarılmış hissediyorum. Umut gerekli bir duygu, ama bundan da öte, bizim devam etmemizi sağlayacak temel stratejimiz olmalı. Umudumuzu kaybedersek biz de kayboluruz.”
Dr Kevin Trenberth, Ulusal Atmosferik Araştırmalar Merkezi (ABD)
“19 Eylül 2014 tarihli yorumlarım hâlâ geçerli. Obama’nın ABD başkanı olduğu ve 2015’in sonlarındaki Paris anlaşmasıyla bir umut ışığı ortaya çıktı, ancak Trump ve cahil suç ortakları ile o umut ortadan kayboldu. Emekliliğe yakınım ve 2019’u yeniden gözden geçirirken, 1988’de PBS’nin Lehrer News Hour gibi programlarındaki eski VHS kasetlerimi buldum ve söylediklerim şu ankiyle aynıydı. Üzücüydü. Çözümüm kızım ve ailem (torunlar) ile birlikte Yeni Zelanda’ya geri dönmek oldu.”
Dr Roger Bodman, Melbourne Universitesi
“1.5 derece hedefi için çok geç kaldık, 2 derece hedefi içinse mücadele edeceğiz. Gelecek iyi gözükmüyor. Çok umudum yok. Değişim çok yavaş ve artık çok geç. Ancak yine de iyimser olmalıyız.”
Dr Jennie Mallela, Avustralya Ulusal Üniversitesi
“İklim değişikliği çok gerçekçi ve bence bu yaz Avustralya’da taşma noktasına ulaştık. Bunu yazarken, bir orman yangını savaşçısı olan kocam, Canberra’da yangınla mücadele ediyor. Bense, üç gün önce çılgın bir dolu fırtınası arabamı yok ettiği için evden çalışıyorum. Dört gün içerisinde iklimimiz tarafından ezildik.
Peki nasıl hissediyorum? Bilimin politikacılar tarafından görmezden gelindiği için sinirli ve öfkeliyim. Kocam ve bu yangınlarla mücadele eden ve yardım etmeye çalışan diğerleri içinse korkuyorum. Ama çoğunlukla, bu gezegeni iyileştirmek zorunda kalacak ve sebep olduğumuz kitlesel çevresel yıkımla yaşayacak oğlum ve onun nesli için çok üzgünüm.”
Prof Dave Griggs, Monash Sustainable Development Institute
“Bazı siyasi liderlerin cehaletiyle karşı karşıya kaldığımda gelecek için korkuyorum. Orman yangınlarına, taşkınlara vb. rağmen yorgun hissediyorum. İnsanları iklim değişikliği tehdidinin ne derece şiddetli olduğuna ikna etmek için kafamı hâlâ bir tuğla duvara vuruyor gibiyim.
Artık emekli olduğum için, bunu her günün her dakikasında yaşamak zorunda olmadığım için rahatladım. Ön saflardan geri adım attığım içinse kendimi suçlu hissediyorum, bu yüzden emekli olmama rağmen çalışmaya devam etmek zorunda hissediyorum.
İlk kez büyükbaba olacağım haberine karşı açıklanamayan bir sevinç hissediyorum, ama torunumun büyüyeceği dünyadan korkuyorum. Torunum büyüyüp bana iklim değişikliğini durdurmak için neden hiçbir şey yapmadığımızı sorduğunda, en azından elimden gelenin en iyisini yaptığımı söyleyebilirim.
Bu mektubu kırlara bakan bir bankta yazarken, her şeye rağmen dünyanın hâlâ en güzel yer olduğunu hissediyorum.”
Mektup koleksiyonun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.