Bilim insanlarına göre, tüm “canlı” dünyanın kaderi, COP15 biyoçeşitlilik zirvesinde belirlenecek. Araştırmacılar, “Bunu antropojenik küresel değişimin birçok boyutu nedeniyle söylüyoruz… en kritik, karmaşık ve zorlu olanı ise biyolojik çeşitlilik kaybıdır” dediler.
Yaban hayatı ve doğal alanların mevcut kaybı, birçok bilim insanı tarafından altıncı bir kitlesel yok oluşun başlangıcı olarak görülüyor. Bahsi geçen kayıp, insanlığın temiz hava, su ve yiyecek için bağlı olduğu yaşam destek sistemlerini yok ediyor. Yağmur ormanları gibi doğal dünyanın korunması da iklim acil durumunun sona erdirilmesinde hayati önem taşıyor.
COP15, 2030 yılına kadar gezegenin %30’unun korunmasını sağlamanın yanı sıra, doğanın yok edilmesini destekleyen 500 milyar dolarlık tarım sübvansiyonlarının yeniden yönlendirilmesini hedefliyor.
Bilim insanlarından gelen uyarı, ABD’deki Columbia Üniversitesi’nden Prof. Shahid Naeem, Çin’deki Xiamen Üniversitesi’nden Prof. Yonglong Lu ve Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’nden Prof Jeremy Jackson tarafından yazılan Science Advances dergisindeki bir başyazıda geldi.
Aichi biyoçeşitlilik hedefleri olarak bilinen 10 yıllık daha eski bir planın, 196 ülke tarafından desteklenmesine rağmen 2020 son tarihine kadar hedeflerden hiçbirini karşılayamadığını söylediler.
Araştırmacılar, “Dünya’nın kara, deniz ve tatlı su sistemleri, yakında 10 milyara yaklaşacak olan küresel bir nüfusun ihtiyaçlarını karşılama baskısı altında çökmeye başladı. Başarısızlık bu sefer bir seçenek değil” dediler.
Bununla birlikte, “30’a 30” koruma planına yönelik geniş ve artan destekle beraber biyoçeşitlilik kaybının itici güçlerinin iyi anlaşılmasının önemli olduğunu da eklediler.
Tarım ve madencilik için vahşi alanların yok edilmesi, karada ve denizlerde yabani hayvan ve bitkilerin aşırı kullanımı ve kirlilik biyolojik çeşitlilik kaybının ana nedenleri arasında.
İklim krizi ve istilacı türlerin dünyaya yayılması da buna katkıda bulunuyor. UNEP’ten Inger Andersen, bu maddeleri “biyolojik çeşitlilik kıyametinin beş atlısı” olarak adlandırdı.
BM Genel Sekreteri António Guterres ise zirveyi sert bir mesajla açtı: “Doğa olmadan biz bir hiçiz. Doğa bizim yaşamımız için destek sistemimizdir. İnsanlık yok olmaya kararlı görünüyor. Kontrolsüz ve eşit olmayan bir ekonomik büyümeye yönelik sonsuz iştahımızla insanlık bir kitlesel yok oluş silahı haline geldi. COP15, bu yıkım çılgınlığını durdurmak için bizim şansımız.”
“30’a 30” hedefinin yanı sıra, COP15 anlaşmasının diğer taslak hedefleri arasında pestisit kullanımını en az üçte iki oranında azaltmak, plastik kirliliği akışını durdurmak ve büyük işletmelerin doğa üzerindeki etkilerini açıklamak da bulunuyor.
Doğa Derneği’nin STK’lar ve yurttaşlarla birlikte, Marmara Gölü’nü tarım alanına dönüştüren Manisa Valiliği, DSİ Genel…
Danıştay, Denizli’nin Avdan köyünde tarım alanlarını kömür madenciliğine açan Cumhurbaşkanlığı’nın “Acele Kamulaştırma Kararı”nı iptal etti.…
Dünya Bankası, Türkiye'nin elektrik iletim altyapısını güçlendirmek amacıyla önümüzdeki dönemde 1,5 milyar dolarlık yatırım yapacağını…
Brezilya hükümeti, Birleşmiş Milletler ve UNESCO iklim eylemini geciktiren ve raydan çıkaran dezenformasyon kampanyalarına yönelik…
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden Thunberg, eş başkan Bucak ile iklim değişikliği ve küresel ısınmanın…
175 ülkeden delege Pazartesi günü Güney Kore'nin Busan kentinde, plastik kirliliğini azaltmaya yönelik uluslararası bir…