;
Ekonomi

“Bankaların Takipçisiyiz; Kömür Yatırımları Son Bulmalı”

dumansız para sahası

İklim İçin 350 Derneği’nin Mart ayında bankaların kömür finansmanını durdurmaları adına başlattığı “Dumansız Para Sahası” kampanyası devam ediyor. Bu doğrultuda 350 Türkiye ekibi, aktivist hissedarlar olarak banka genel kurullarına katılım sağladı. Ekip, bankaların verdikleri iklim taahhütlerinin yeterli olup olmadığının takipçisi olmaya ve bu konuda raporlar hazırlamaya devam edeceklerini bildirdi.

YAZI: Erhan ARCA

İklim İçin 350 Derneği, 16-18 Haziran tarihlerinde ilk 350 Gönüllüleri buluşmasını Ağva’da gerçekleştirdi. Farklı yaş gruplarından insanların Türkiye’nin çeşitli illerinden katılımıyla gerçekleşen buluşmanın ana konusu iklim odaklı finans kampanyacılığıydı. Bu kapsamda iklim adaletinden aktivist hissedarlığa dek çeşitli konuda eğitim ve atölyeler düzenlenen buluşmada “Dumansız Para Sahası” kampanyası katılımcılara aktarıldı.

İklim İçin 350 Derneği’nden Selen Baykara, “Dumansız Para Sahası” kampanyasının iki temel amacı olduğunu belirtti. Baykara, daha somut, doğrudan birinci amacın kömürden çıkış hakkında adım atmamış, bir taahhütte bulunmamış bankaların bu yönde taahhüt vermesini sağlamak olduğunu söylerken ikinci amacın “kamuoyunun, bireylerin fosil yakıt finansmanı hakkında bilinçlenmesini teşvik etmek” olduğunu ifade etti. Bu bilinçlenmenin hedefi ise parası bankalarca kurumlara kredi olarak sunulan bireylerde oluşan bilinçle bir itici güç yaratmak. Baykara, “Doğrudan amaç bankalardan fosil yakıtların finanse edilmeyeceğine dair taahhüt almakken, bilgilendirme amacı ise kamuoyu ve birey nezdinde bu konuda detaylı bilgi birikimini oluşturmak” dedi.

Ekip, kampanya aracı olarak 4 unsur kullanmayı tercih etti. Bu bağlamda ilk olarak imza kampanyası başlatan ekip ardından, bir rapor yayımladı. Kampanyanın web sitesi de açılırken, banka genel müdürlerine bir mektup gönderildi. Banka genel müdürlerinden fosil yakıtlara kredi verilmemesi taahhütü istenen mektupta kadınların hazırladığı sabun ile “elini kömürle kirletme” mesajı yollandı.

Türkiye’deki Bankaların Fosil Yakıt Kredisine Yaklaşımı

Bankaların kampanyaya yaklaşımına değinen Baykara, gündemde olan konu hakkında bankaların halihazırda attığı adımlar olduğunu ve neredeyse tüm özel bankaların kömürden çıkışa dair taahhüdünü açıkladığını belirtti. Baykara, özel bankaların konunun farkında olduğunu ve bu nedenle ilk açıklamaların onlardan geldiğini söylerken, önce büyük ölçekli bankların ardından da orta ölçekli iki bankanın kömür projelerine destek vermeyeceğini açıkladığını hatırlattı.

Yeni kömür projelerini bundan sonra kredilendirmeyeceğini açıklayan bankalar arasında Akbank, Garanti, İş Bankası ve Yapı Kredi olmak üzere dört büyük özel banka vardı. Kampayanın başlatılmasının ardından bu bankaları QNB Finansbank ve TEB takip etti. Bunun yanı sıra HSBC ve ING, global kimliklerinin etkisiyle kömür projelerine kredi vermeme kararına imza attılar. Yatırım bankalarından ise Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), karara destek veren bankalara katıldı.

Raporlar Her Sene Yenilenecek

İklim İçin 350 Derneği, geçtiğimiz sene iki adet rapor hazırladı. 2022 Haziran’da yapılan araştırmaların sonucunda Türkiye’nin en büyük 17 bankasının iklim değişikliği ile ilgili 5 başlığı nasıl ele aldığını içeren “Türkiye’deki Bankaların İklim Değişikliğine Yaklaşımı” raporunu yayımladı. Ekim 2022’de hazırladıkları “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırması: BİST 30 Firmalarının Görünümü” raporunda ise Borsa İstanbul’da işlem gören, işlem hacmi ve piyasa değeri en yüksek 30 şirketin oluşturduğu BİST 30’da yer alan bankacılık harici 25 şirketin iklim değişikliğine yaklaşımı beş kriterde değerlendirildi. Değerlendirilen kriterler ise; fosil yakıt varlıkları/yatırımları, temiz enerji yatırımları, “Net Sıfır”, karbon ayak izi ve “Karbon Nötr” için hedef belirlenmesinden oluşuyor. Bunun yanı sıra ise ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişimsel uygulamalar) skorları inceleniyor.  

İki raporda da aynı kriterlerin kullanıldığını belirten Baykara, BİST 30 raporu banka tarafının bir replikası. Çünkü, Türkiye’deki Bankaların İklim Değişikliğine Yaklaşımı raporunda bankaları nasıl değerlendirelim diye düşünürken 5 tane ana kriter çerçevesinde değerlendirelim istedik. Bu, çerçeveleme amaçlıydı, %100 doğru ve etkili yöntem olduğunu söyleyemeyiz. Dünya genelinde çok farklı değerlendirme kriterleri var ancak sektörlerde neler olduğuna dair bir resim sunmak istedik” dedi.

Raporlar hazırlanırken; bankaların faaliyet raporları, sürdürülebilirlik raporları ya da entegre raporlamaları gibi açık kaynaklardan yararlanıldığını beliten Baykara, bankaların bu raporları genel kurul zamanına yetiştirmek için Mart-Nisan aylarında yayımladıklarını söyledi. Bankaların kamuoyu ile paylaştığı, paylaşmak zorunda olduğu bu kaynakların, bankaların internet sitelerinde duyurulmasının ve Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yüklenmesinin ardından incelemelerini yapan 350 Türkiye ekibi, Eylül-Ekim aylarında hazırladıkları raporları yayımladı. Bu sene de yine raporları bu aylarda yayımlamayı hedeflediklerine değinen Baykara, “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırması: BİST 30 Firmalarının Görünümü” raporunu BİST 50’ye genişletmeyi planladıklarını da paylaştı.

Aktivst Hissedarlık

İklim İçin 350 Derneği’nin üyeleri, aktivist hissedarlık doğrultusunda; Yapı Kredi, Garanti, Akbank, İş Bankası ve Şekerbank’tan bir adet hisse satın aldı. Hisse alımındaki amaç ise bankaların verdikleri iklim taahhütlerini takip etmek. Aldıkları en ufak hisse ile resmi hissedar haline geldikleri için bizzat banka genel kurullarına katılım göstererek iklim değişikliği hakkında finans sektörüne yönelik endişelerini dile getiriyorlar.

Dileyen her bir bireyin aktivist hissedar olabileceğini söyleyen Baykara, “Yeter ki kişi, o şirketin hissesine sahip olsun. Bir adet kısıtı yok, bir adet bile hisse sahibi olsa yeterli” dedi. Konunun yasal boyutuna da değinen Baykara, Türk Ticaret Kanunu’na göre bir şahısın bizzat bir şirketin hissesini aldığında artık o kişinin şirketin yatırımcısı, hissedarı olduğununu ifade etti. Şirketin hissedarları senede bir kere düzenlenen ve şirkete dair genel gündemlerin, gidişatın konuşulduğu genel kurul toplantısına katılım sağlayabiliyor ve belirlenmiş, gündem olmuş konularda oy kullanabiliyor. Dolayısıyla, alınan en ufak bir hisseyle yatırımcı olunan şirketin yıllık genel toplantısına katılma ve orada endişelerini dile getirme, bankaları harekete geçirmeye tevşik etme hakkına herkes sahip. İklim İçin 350 Derneği, nasıl aktivist hissedar olunabileceğine dair hazırladığı videoyu kamuoyu ile paylaşmıştı.