Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Atal, Çin sermayesi ile yapılacak Yumurtalık EMBA Kömürlü Termik Santralı lisans iptal davasında iklim değişikliğini gerekçe olarak sunmuştu. Kamuoyunda ses getiren bu gerekçenin ardından İklim Haber’e konuşan Atal, “Duruşmada haberlerde yer almayan bir nokta var: Bölgede tüm termik santralların kümülatif etkisinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarını da dile getirdik. 2011’den bu yana lisans iptal davalarında kümülatif etkinin hesaplanmasını bekledik ama artık termik santralların neden olduğu iklim değişikliği tehdidin boyutunu çok daha büyüttü” diye konuştu.
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Atal’ın, Yumurtalık EMBA Kömürlü Termik Santralı lisans iptal davasında mahkemeye iptal gerekçesi olarak Ankara’daki duruşmadan bir gün önce havanın 21 derece iken, duruşma günü 14 derece birden düşerek 7 dereceye inmesini ve ceviz büyüklüğünde yağan dolu ve ağaçların yerinden sökülmesi fotoğraflarını göstermesi kamuoyunda ses getirmişti. İklim Haber’e dava süreci hakkında bilgi veren Atal, duruşma sırasında bölgede tüm termik santralların kümülatif etkisinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarını da dile getirdiklerini belirterek, “Bölgesel olarak kümülatif etkinin hesaplanması gerektiğini Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu belirtiyor. Bu kurulun kararları da alt mahkemelerin uygulamak zorunda olduğu içtihat niteliğinde. Bizim bu bölgede açtığımız lisans iptal dava sayısı yaklaşık 20’ye ulaştı. 2011’de sekiz tane lisans iptal davası açmıştık. Bu sekiz tane lisans iptal davasının yedi dosyasında idari dava daireleri kurulu bizim itirazımızı haklı gördü. 2013 yılında yediye karşı sekiz oyla bizim lehimize, yürütmenin durdurulmasını talebimizi reddeden 13. dairenin ret kararını kaldırdı” dedi.
“Termik Santrallar Kaynaklı İklim Değişikliği Tehdidin Boyutunu Çok Daha Büyüttü”
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) internet sitesinden aldığı bilgilere göre kurulun bölgedeki çoğunluğu kömürlü termik santral olmak üzere yaklaşık 17 tane termik santral lisans başvurusunu reddettiğini veya reddetmek zorunda kaldığını belirten Atal, “Bu arada bizim açtığımız ilk sekiz davada da yer alan Yumurtalık Hayat Enerji, İskenderun Atlas Enerji ve Hatay-Erzin Egemer Doğalgazlı Termik Santralı dışındaki beş tane termik santralın lisanslarını EPDK kurul kararıyla sona erdirdi ve aynı şirketler grubuna başka lisanslar verildi. Biz de o değiştirilen lisanslarla ilgili 2014’te beş dava, 2016’da da yedi dava daha açtık. Bunların dört tanesi mükerrer. Dolayısıyla şu anda bizim iptalini talep ettiğimiz ve kümülatif etkinin hesaplanması gerektiğine dayandığımız yaklaşık 16 tane termik santral lisans ve ön lisans iptal davamız var. Bir de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarından sonra bölgede EPDK’nın lisans başvurusunu reddettiği 17 tane termik santral var. Bu bölgeye akıllara zarar bir şekilde 33 tane termik santral yapılmak isteniyordu nerdeyse” dedi. Atal, bu termik santrallardan Tufanbeyli Enerjisa, Erzin Egemer, İskenderun Atlas Enerji Kömürlü Termik Santral ve Yumurtalık Sugözün’deki Kömürlü Termik Santralı’nın işletildiğini belirtiyor.
Benzer davalarda da yıllardır kümülatif etkinin hesaplanmasının önemini vurguladıklarını ifade eden avukat İsmail Atal, “Bölgedeki insan sağlığına, canlı yaşamına, doğaya ve deniz ekosistemine verilen zararı somut bilimsel raporlarla örnekledik. Hatta en son Temmuz 2017’de Yumurtalık EMBA Termik Santralı’na keşfe gittik. Mahkemeden keşfe eklenmesi adına halk sağlığı uzmanı ve ziraatçı bilirkişi de talep ettik ve kabul edildi. Halk sağlığı uzmanı profesör bilirkişinin Sağlık Bakanlığı’na yazdığı rapora göre 18 bin nüfuslu Yumurtalık’ta 2009’da beş tane kanser vakası tespit edildiği, nüfusun yaklaşık 1000 kişi düştüğü 2014 yılında ise kanser vakalarının 60’a çıktığı söyleniyordu. Sağlık Bakanlığı’nın resmi raporundan bahsediyorum. Yumurtalık’ta 2009’da beş kanser vakası, dört kanser çeşidi varmış. 2014’te ise 60 kanser vakası, 14 kanser çeşidi çıkmış. Niye? 2002’den bu yana orada Sugözü Termik Santralı çalışıyor. Bizim 2016’da açtığımız yedi tane davadan birisi olan EMBA Termik Santralı’nın lisans iptal davasına konu proje de 2002’den bu yana çalışan Sugözü Termik Santralı’nın 1800 metre güneybatısında yer alıyor. Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği, baca boyuna göre iki santralın birbirine 4,5 kilometreden daha yakın olmasını engelliyor. 2011’den bu yana lisans iptal davalarında kümülatif etkinin hesaplanmasını bekledik ama artık termik santralların neden olduğu iklim değişikliği, tehdidin boyutunu çok daha büyüttü. Biz de mümkün olduğunca benzer davalarla birlikte kamuoyunun gündemine getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
“Termik Santrallar ve Petrol Şirketleri Gezegenin Böğrüne Yumruk Vuruyorlar”
Dünyanın küresel ortalama sıcaklığının sanayi öncesi döneme göre 1,1 derece artmış durumda olduğunu ve belli eşik noktaları geçildikten sonra sürecin çok hızlı ilerlediğini belirten Atay, “Aritmetik artıştan geometrik artışa sıçrıyor. Şu anda bunun ilk emarelerini görmeye başladık. Hava sıcaklıkları bir gün içerisinde 10-15 derece iniyor, çıkıyor. Ben duruşmaya gitmeden önceki gün hava durumuna internetten baktım, Perşembe günü için bakmamıştım ve ona göre giyindim. Hava Çarşamba günü 21 dereceydi. Ankara’ya geldiğimde yağmur yağıyordu, hava soğumuştu. Sıcaklık 7 dereceye kadar düşmüştü. Hatta mahkemeye de dün 21 dereceydi bugün 7 derece diye beyan ettim. Bilim insanlarının yaptığı tespitlere göre, insan vücudunun ani olarak tolere edebildiği ısı değişikliği 2 derece. 2 derecenin üzerindeki ani değişikliklerde insan sağlığını bozuluyor. İklim değişikliği artık her şeyin ötesine geçti” dedi.
Dava dilekçesinde de yer verdiği bir örneği paylaşan İsmail Atay, “NASA’dan bilim insanları 100 bin yıllık bir buzulun içerisinden 8 milyon yıllık bir bakteri virüsü canlandırdılar. Bilim insanları, buzulların erimesinin sonunda insan bağışıklık sisteminin tanımadığı bakterilerin, virüslerin ortaya çıkabileceğinden bahsediyor. İklim değişikliği nedeniyle insanlığı tehdit eden tehlikeler doğuyor. Biz şimdiye kadar bölgesel zararlar üzerinde durmuştuk ama iklim değişikliği artık gezegeni tehdit eder hale geldi. Her termik santral da buna yeni bir katkı veriyor. Ceza hukukunda kastın aşılması suretiyle iştirak halinde insan öldürme diye bir suç vardır. Mesela futbol maçından çıkan bir grup taraftar, başka bir taraftar grubundan bir kişiyi sıkıştırır ve hepsi birer yumruk vurur ve o kişi ölür. Saldıran grubun amacı aslında o adamı öldürmek değildir ama saldıran grubun yumruklarının kümülatif etkisiyle birlikte o kişi iç kanama geçirir ve ölür. Şu anda dünyadaki termik santralları ve petrol şirketleri gezegenin böğrüne sürekli yumruk vuruyorlar. Böyle bir durumdayız” diye konuştu.
İklim değişikliğinin dünyanın güvenilirliğini tehdit ettiğini belirten Atay, dünyada 300 adet nükleer santral olduğunu ifade ederek “Dünyadaki nükleer mevzuatı kazasızlık ihtimali üzerine kurulu. Dünyanın en gelişmiş teknolojilerinden birisine sahip Fukuşima’da meydana gelen nükleer facia sonucunda bütün Pasifik Okyanusu iki yıl içerisinde zehirlendi. Tek bir facia dünyanın dörtte birini zehirledi. Nükleer santralların içerisindeki yakıtların ve atıkların sürekli soğutulması gerekiyor. ABD’yi kısa bir süre önce İrma Kasırgası vurdu. Ülkeye maliyetinin 300 milyar dolar olduğu söylendi. Kasırganın şiddetini artıran şey ne? İklim değişikliği. Bilim insanları ‘atmosferdeki su buharının artması kasırgaların şiddetini ve sıklığını artırıyor’ diyor. Florida’daki nükleer santralın nükleer facianın eşiğinden döndüğü belirtildi. Ancak bu durum, basında çok fazla dillendirilmedi. Sadece atıkları ve yakıtları soğutacak şekilde çalıştırdılar belli bir süre” dedi.