Carbon Tracker’ın geçtiğimiz gün yayımladığı yeni rapor, Avrupa Birliği’ndeki kömürlü termik santrallerin yarısından fazlasının zarar ettiğini ve bu oranın 2030’da %97’ye yükseleceğini ortaya koydu. 28 AB ülkesinde 619 kömür ünitesinin brüt karlılığının analiz edildiği raporda, kömürün 2030’a kadar terk edilmesinin, şirketleri 22 milyar euro zarardan kurtaracağı açıklandı.
Carbon Tracker’ın dün (07/12/2017) yayımladığı bir rapora göre, Avrupa Birliği’ndeki kömürlü termik santrallerin yarısından fazlası zarar ediyor ve bu oran 2030’da %97’ye yükselecek. Rapora göre, santral sahibi şirketleri ilgili tarihe kadar toplam kurulu güçlerinin sadece %27’sini kapatmayı planlıyorlar. Ancak, 2030 yılına kadar tüm santrallerin kapatılması kararı alınırsa, elektrik şirketleri, 22 milyar Euro zarardan kurtulabilir.
Avrupa Birliği’nde giderek artan hava kalitesi standartları ile karbon fiyatları kömürlü termik santral işletme maliyetlerini arttırırken, temiz teknoloji maliyetleri ise düşmeye devam ediyor. Kömürlü santraller hali hazırda finansal sorunlar ile karşılaşıyor, bu durumun giderek kötüleşmesi bekleniyor.
Carbon Tracker analisti ve raporun yazarlarından Matt Gray konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Yenilenebilir enerjide yaşanan ekonomik değişim ile hava kirliliği politikaları ve artan karbon fiyatları da AB’de kömüre dayalı elektriği bir “zarar sarmalı”na soktu. Şirketlerin önlerinde, kömürden vazgeçmek ya da hükümete lobi yaparak kendilerini kurtarmalarını ummaktan başka bir seçenek görünmüyor”.
Almanya En Çok Zarar Eden Santrale Sahip
Raporda AB’deki tüm kömür santrallerinin kârlılığını analiz edilirken, Paris Anlaşması’na uyumlu bir biçimde alınacak olan kömürü terk kararlarının finansal etkilerine bakıldı. Analize göre, Alman elektrik şirketleri RWE ve Uniper, 2030’a kadar kömürlü termik santrallerini kapatarak sırasıyla 5,3 milyar euro ve 1,7 milyar euro değerinde kaybı önleyebilir. Bu stratejiyle, İtalyan Enel ve Romen CE Oltenia hariç, Avrupa’nın en büyük 15 kömürlü termik santral işletmesinin tümünün zararlarını büyümeden önlenebilecek.
Almanya en fazla kâr etmeyen kömürlü termik santralin bulunduğu ülke olarak santralleri erken tarihte kapatarak 12 milyar euroluk olası zararı önleyebilir. Polonya’da bu sayı 2,7 milyar euro, Çek Cumhuriyeti’nde 2,2 milyar euro, İspanya’da 1,8 milyar euro ve Birleşik Krallık’ta 1,7 milyar euro’yu buluyor.
Carbon Tracker Veri Bilimcisi ve raporun yazarlarından Laurence Watson ise ”Varlık modelimiz, var olan uluslararası iklim değişikliği ile mücadeleyi amaçlayan rejimlere uyumlu bir biçimde, enerji piyasası üzerindeki etkileri üzerine hazırlandı. Avrupa’daki kömürlü termik santrallerin %54’ü halihazırda zarar ediyor ve 2030 yılına gelindiğinde hepsi zarar ediyor olacak” açıklamasında bulundu.
Zarar Eden Şirketler Santralleri Kapatmaya Yanaşmayabilir
Şimdiden 7 ülke (Danimarka, Finlandiya, Fransa, İtalya, Hollanda, Portekiz ve Birleşik Krallık), kömürlü termik santrallerin kapatılması için tarih olarak 2030 yılını ya da daha yakın bir tarihi vererek kömürün verimsizliğini ve emisyon hedefleriyle uyumsuzluğunu ortaya koydu. Raporda “Birleşik Krallık kömürü terk ederek, sadece iyileştirilmiş hava kalitesine bağlı olarak vatandaşlarının üstün yararları doğrultusunda hareket etmekle kalmıyor, aynı zamanda elektrik şirketleri hissedarlarının maddi çıkarlarını da korumuş oluyor” ifadesine yer veriliyor.
Çalışmada elektrik üretimi yapan şirketlerin, zarar etmesine rağmen kömürlü santralleri açık tutmaya çalışabilecekleri de ifade ediliyor. Bu maliyetlerin kamu tarafından karşılanabileceğine dair beklentiler veya kömürlü termik santrallerin kapatılması için ödeme yapabilecekleri umudu, santralların kapatılmasıyla ortaya çıkan çevresel restorasyon maliyetleri ve hükümetlerin siyasi nedenlerden santrallerin kapatılmasına karşı çıkmaları raporda yer alıyor.
Ancak, daha sıkı AB hava kalitesi standartları bu şirketlerin halihazırda kâr etmeyen santrallere yatırım yapmak ya da zararlarını azaltmak arasında karar vermeye itecek. Kömürlü termik santraller 2021 yılına kadar bu standartlara uymak zorunda olacak ve bu da mevcut kurulu gücün %70’inin pahalı yeni teknoloji kurulumu yapmasını gerektirecek. Artan karbon fiyatları da maliyetleri arttırabilir. Aynı zamanda, Avrupa Komisyonu, üye ülkelerden yeni destek ihtimalinin önünü kapatarak, 2025’e kadar kömürlü termik santrallerin kapasite teşviki almalarını yasaklamayı teklif etti.
Türkiye Kömürlü Santral Projelerine Devam Ediyor
Türkiye’de ise kömürlü termik santrallerine yatırım yapmayı sürdürerek Avrupa’dan farklı bir yol izliyor. Avrupa, yüksek kaliteli kömürlü santralleri 2030 yılına kadar tamamen kapatmayı konuşurken, Türkiye düşük kaliteli linyiti ekonomiye kazandırmak üzerine adımlar atıyor. Ancak, bir ay önce yayınlanan bir rapor da Türkiye’deki mevcut ve planlanan santrallerin barındırdığı ekonomik riskleri ortaya koydu.
Analizin sonuçları Türkiye’de faaliyette olan kömür santrallerinin halihazırda ciddi oranlarda atıl varlık riskine
maruz kaldığını gösteriyor. Planlama aşamasındaki santraller, buna tuz biber ekiyor. Teknolojik değişimler ve
uluslararası eğilimler göz önünde bulundurulunca, bu santrallerin yatırım maliyetlerinin geri ödenmesi için
gerekli süreler boyunca kârlı kalmaları pek muhtemel görünmüyor. Tahminlere göre, kömür santrallerinin
on yıl içerisinde atıl duruma düşmesi durumunda 17,4 milyar ABD doları (60,9 milyar Türk Lirası) tutarında
mal varlığı kaybı olacak. Eğer bu yirmi yıl içinde gerçekleşirse, kayıp 10,4 milyar ABD doları (36,4 milyar Türk
Lirası) düzeyinde olacak. Atıl duruma düşme riskine maruz varlıkların toplam değerleri, Türkiye’nin
2015 GSYH’sının %1,5 ila %2,4’üne denk geliyor.
Şu an planlama aşamasında bulunan tüm kömürlü termik santrallerin devreye alındığı varsayılırsa, kömür
santrallerinin on yıl içerisinde atıl duruma düşmesi durumunda 152,8 milyar ABD doları (534,8 milyar Türk
Lirası) tutarında mal varlığı kaybı olacak. Eğer bu yirmi yıl içinde gerçekleşirse, kayıp 109,9 milyar ABD doları
(384,6 milyar Türk Lirası) düzeyinde olacak. Atıl duruma düşme riskine maruz varlıkların toplam değerleri,
Türkiye’nin 2015 GSYH’sının %15 ila %21’ine denk gelecek. Rakamlar, Türkiye’nin planlama aşamasındaki kömür projelerinin küçük bir kesimini devreye alması durumunda bile oldukça büyük bir atıl varlık riskine maruz kalacağını gösteriyor.
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…