Yetkililerin tüm önlemlerine rağmen iklim değişikliğini kolaylaştırıcı etkisi olan gazlar, Türkiye ve Çin üzerinden çok büyük miktarlarda Avrupa’ya kaçak yollarla sokuluyor.
Çevresel suç ve suiistimal vakalarını araştıran ve bunlara karşı mücadele eden Londra merkezli Çevre Araştırma Ajansı (EIA) yeni bir rapor yayımladı. Ajans, küresel ısınmaya yol açan çok büyük miktarlarda gazın Çin ve Türkiye’den yasa dışı yollarla Avrupa’ya sokulduğunu duyurdu. İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak amacıyla, soğutucu seragazlarını ortadan kaldırmak ve iklimlendirme sektörünün enerji verimliliğini artırabilmek için bu gazların yasa dışı ticaretini de gözetleyen EIA, söz konusu gazların kullanımının durdurulmasına yönelik Montreal Protokolü adıyla bilinen küresel anlaşmanın, kaçakçılık yüzünden ihlâl edildiğine dikkat çekti.
Raporda kaçakçılığı yapılan soğtucu gazın Hidroflorokarbonlar (HFC’ler) olduğu, diğer yasaklı soğutucu gazlar kadar ozon tabakasına zarar vermese de, neden olduğu seragazı anlamında HFC’lerin karbondioksitten binlerce kat etkili bir takım kimyasallardan oluştuğu vurgulandı.
EIA’nın iki yıldır gizlice yürüttüğü araştırmanın sonucunda, HFC kullanımını azaltmaya yönelik taahhütlere rağmen, AB genelindeki güvenlik birimlerinin, kaçakçıların giderek daha sofistike yöntemlere başvurmaları nedeniyle, Türkiye, Rusya ve Ukrayna üzerinden AB’ye yapılan yasadışı sevkiyatları engellemekte zorlandıkları da ortaya çıktı.
“Kaçakçılar Taktik Değiştiriyor”
HFC’yi Avrupa pazarında temin etmenin hâlâ oldukça kolay olduğunun altını çizen EIA’nın önde gelen kampanyacılarından Fin Walravens, “Bu da demek oluyor ki, kaçakçılar yöntemlerini geliştirerek yetkilileri atlatmak konusunda daha da becerikli hale geliyorlar. En kirletici ve pis gazı gizlice içeri sokmayı başarabilirsen, aslında en çok parayı da kazanmış oluyorsun” dedi.
Öte yandan Avrupalı ve diğer sanayileşmiş ülkeler, Montreal Protokolü’nde 2016 yılında gerçekleşen Kigali değişikliğinin bir parçası olarak, HFC kullanımını 2012’den 2036’ya kadar %85 oranında azaltmayı taahhüt etmişlerdi. Bu azaltımı sağlamak için de HFC üreticileriyle müşterilerine giderek azalan kotalar verilmişti. Ancak rapora göre gaza olan talebin hâlâ yüksek seyretmesiyle beraber kullanımda gidilen azaltım, çoğu lisanslı tüccar olan kaçakçıları pazara daha fazla gaz arzı sunma yönünde daha da cesaretlendirdi.
Alternatif Ürünlere Geçiş Yavaş Seyrediyor
Geçen Aralık ayında söz konusu gazlarda kotalarını aşan firmalara ceza kesilmesine karar verilmesi de pek işe yaramadı. “Şayet lisansınız varsa kotanızı aşmak daha kolay,” diyen Walravens, sözlerine şöyle devam etti:
“Kademeli gaz azaltımı HFC’leri daha pahalı hale getirmek ve insanları daha iyi ve maliyeti düşük alternatifler aramaya itmek içindi. Ama kaçakçılık işin içine girer de yarı fiyatına gaz satarsa, tüm sistem çöker.”
EIA’nın 2021 yılına ait bir başka araştırmasında da, Avrupa’ya kaçak yolla sokulan HFC’lerin, yasal yollarla satın alınmış miktarın %20 ile %30’una denk geldiği, bunun da 30 milyon ton CO2’ye tekabül ettiği belirtiliyordu. Ajansın yeni raporu gözden geçirilmiş yeni bir tahmin de bulunmazken, Walravens geçen 3 yılda bu miktarın çok az değiştiğini belirtti.
Montreal Protokolü’nün teknik danışmanı olan Melbourne Üniversitesi akademisyenlerinden Ian Rae, “Alternatif ürünler mevcut olsa bile kimyasalların kademeli olarak azaltılması, önlem almayan ya da almak istemeyen bazı hükümetlerin de katkısıyla oldukça zorlu bir mücadele gerektiriyor. Eski üründen memnun olan müşteriler de genelde daha pahalı olan yeni ürünlere karşı isteksizler” açıklamasını yaptı.
Bu arada dünya geneline bakıldığında, Çin 2024 yılında 39 üreticiyle, 185 milyon ton karbondioksite eşdeğer bir üretime izin vererek dünyanın en büyük HFC üreticisi konumunda bulunuyor.