13 Avrupalı İklim ve Çevre Bakanı, koronavirüs krizinin etkilerini bertaraf ederken iklim ve ekoloji krizinin unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.
İşte 13 bakanın imzacı olduğu metin:
“Dünya eşi benzeri görülmemiş bir kriz içerisinde. Sadece birkaç haftada tüm dünyayı sarsan COVID-19 küresel salgını, büyük çaplı bir insanlık trajedisine ve hâlâ tüm etkilerini öngöremediğimiz tarihi bir ekonomik aksamaya yol açtı.
Toplumlar içine çekildi, sınırlar kapandı, işsizlik artışa geçti ve şirketler büyük sıkıntılar içerisinde.
Odak noktamızda ise küresel salgın ve yol açtığı olumsuzluklar ile mücadele etmek bulunuyor.
Ancak, ekonomimizi yeniden inşa ederken Avrupa’nın eski refahına kavuşabilmesi için yenilenmiş ve sürdürülebilir süreçler içeren iyileştirme planları hazırlamamız gerekiyor.
Bu süreçte iklim ve ekoloji krizi göz ardı edilmemeli ve siyasi gündemden çıkarılmamalı.
COVID-19 krizinden çıkarılabilecek ders, erken harekete geçmenin hayati önem taşıdığı. Yani, iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kayıplarının risklerini ve maliyetlerini azaltmak istiyorsak, taahhütlerimizin arkasında durmamız gerekiyor.
İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!
İklim, biyoçeşitlilik ve çevre konularında olduğu kadar insan sağlığı ve ekonomilerimiz üzerinde de zararlı etkileri olabilecek duraksamalardan kaçınmalıyız.
Bu krizler bize ortak kararlaştırılmış bir yanıt verebileceğimizi gösteriyor.
AB’nin harekete geçebilme kapasitesi; COVID-19, biyoçeşitlilik kaybı ve iklim değişikliği arasında köprü kurması için birlik içinde çalışabilmesine bağlı.
Bu yüzden, devlet başkanları ve hükümetlerin 26 Mart’ta Komisyon’a yapmış olduğu AB iyileşme planlarına yeşil dönüşüm ve dijitale geçiş konularının eklenmesi çağrısını destekliyoruz.
Komisyon’u, bu krizi atlatırken Avrupa Yeşil Düzeni’ni bir çerçeve olarak kullanmaya ve böylece hareketin hızının kesilmemesini sağlamaya davet ediyoruz.
Yeşil Düzen’de AB için yeni bir kalkınma planı bulunuyor. Bu plan, hem ekonomileri teşvik ediyor ve iş olanakları doğuruyor, hem de yeşil dönüşümün maliyetini en verimli hale getiriyor.
Örneğin, 2050 yılına kadar iklim nötr olma hedefi hem Avrupa işletmelerine geleceğe yönelik yatırımlar sağlıyor, hem de siyasi açıdan güçlü bir çerçeve oluşturuyor.
Bunlara ek olarak, Komisyon’u yeşil iyileşmeye hız kazandıracak ve adil bir dönüşüm sağlayacak Avrupa Yeşil Düzen Yatırım Planı’nın dahil olduğu Yeşil Düzen ilkelerini incelemeye davet ediyoruz.
Özellikle sürdürülebilir ulaşım, yenilenebilir enerji, restorasyon çalışmaları, araştırma ve yenilik, biyoçeşitliliğin korunması ve sirküler ekonomi alanlarındaki yatırımlarımızı artırmalıyız.
Yeşil Düzen, ekonomik krizi düzeltmek ve aynı zamanda Avrupa’yı sürdürülebilir ve iklim nötr ekonomiye taşımak adına doğru kararlar almamız için bize bir yol haritası sunuyor.
İçinde bulunduğumuz krizi çözerken, AB’yi gelecek on yıllarda fosil yakıt ekonomisine bağımlı kılacak kısa vadeli çözümlerin cazibesine kapılmamalıyız.
Bunun yerine, bu yıl sonuna kadar AB’nin 2030 hedefini yükseltmeli, ertelenen COP26’ya rağmen Paris Anlaşması’nın zaman çizelgesine sadık kalmalı ve diğer küresel aktörleri de hedeflerini yükseltmeleri için cesaretlendirmeliyiz.
Bu bilgiler ışığında, Komisyon’un AB 2030 hedeflerini yükseltmek ve seragazı emisyonlarını 1990 seviyelerine göre %50-55 oranında azalmak için Eylül 2020’ye kadar bir etki değerlendirme planı sunacağını söylemekten gurur duyuyoruz.
Ayrıca, AB’nin Emisyon Ticareti Şeması, çevre standartları ve sektör poliçeleri gibi verimli mevzuat araçlarını güçlendirerek, emisyon azaltımı konusunda daha etkili olmalarını sağlamalı, Avrupalı işletmeleri yeşil bir geleceğe ve döngüsel ekonomiye taşımalarına yardımcı olmalıyız.
Dünyaya ve vatandaşlarımıza, AB’nin zor zamanlarda dahi iklim nötr olma yolunda ve Paris Anlaşması’nı yerine getirmede liderlik rolünü üsteleneceği yönünde kuvvetli bir siyasi mesaj göndermeliyiz.
Aynı şekilde, biyoçeşitliliği korumak küresel sağlık ve çevre krizine karşı alınan önlemlerin kilit noktası olmalı ve toplumlarımızın uzun süre hayatta kalabilmesi konusunda temel unsur olarak kabul edilmeli.”
İmzacıların tam listesi:
Avusturya İklim Eylemi, Çevre, Enerji, Ulaşım, Yenilik ve Teknoloji Federal Bakanı Leonore Gewessler,
Danimarka İklim, Enerji ve Hizmetler Bakanı Dan Jørgensen,
Finlandiya Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Krista Mikkonen,
İtalya Çevre, Toprak ve Deniz Bakanı Sergio Costa,
Letonya Cumhuriyeti Çevre Koruması ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Juris Pūce,
Lüksemburg Çevre, İklim ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Carole Dieschbourg,
Hollanda Ekonomi İlişkileri ve İklim Politikası Bakanı Eric Wiebes,
Portekiz Çevre ve İklim Eylemi Bakanı João Pedro Soeiro de Matos Fernandes,
İspanya Dördüncü Başkan Yardımcısı, Ekolojik Dönüşüm ve Demografik Mücadele Bakanı Teresa Ribera Rodríguez,
İsveç Çevre ve İklim Bakanı, Başbakan Vekili Isabella Lövin,
Fransa Ekoloji ve Kapsayıcı Dönüşüm Bakanı Élisabeth Born,
Almanya Çevre, Doğa Koruması ve Nükleer Güvenlik Federal Bakanı Svenja Schulze,
Yunanistan Çevre ve Enerji Bakanı Kostas Hatzidakis.