Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğünün hazırladığı “2022 yılı Meteorolojik Afetler Değerlendirmesi” raporunda yer alan bilgilere göre, 2000-2019 arasında dünya genelinde 7 bin 348 doğal afet meydana geldi. 4 milyar 30 bin kişinin hayatına etki eden bu afetler 1 milyon 230 bin can kaybına neden oldu.
AA’nın haberine göre, söz konusu 19 yılda dünyada 3 bin 254 sel, 2 bin 43 fırtına, 552 şiddetli deprem, 432 ekstrem sıcaklık, 376 heyelan ve 338 kuraklık olayı yaşandı. Bu afetlerin 577’si Çin’den, 467’si ABD’den, 321’i Hindistan’dan, 304’ü Filipinler’den ve 278’i Endonezya’dan rapor edildi.
Doğal afetlerin 6 bin 681’i iklim kaynaklı afet olarak değerlendirilirken bu afetler sonucunda 510 bin 837 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 3 milyar 900 milyon kişi afetlerden etkilendi.
Büyük bir coğrafya ve farklı iklim bölgelerine sahip olan Türkiye’de de afetlere dönüşen çok sayıda ve türde şiddetli meteorolojik olaylar görülüyor.
Ankara Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Somuncu, doğal yollardan meydana gelen ya da insan kaynaklı doğa olaylarının can ve mal kaybına neden olduğu durumların afet olarak değerlendirildiğini söyledi.
İklim değişikliğinden kaynaklanan afetlerin literatürde doğal afet olarak nitelendirildiğini ve bunlardan birinin sıcaklık artışı olduğunu belirten Somuncu, “Sıcaklık artışının ekstrem veya akut yansımaları sıcak hava dalgaları şeklinde. Bunu çok sık bir şekilde yaşamaya başladık. Örneğin geçenlerde Hindistan’da hava sıcaklığı 45 dereceye ulaştı. Türkiye’de de nisan, mayıs ayı ortalamaları 8-10 derece yüksekti” dedi.
Son yıllarda meteorolojik olaylardan kaynaklanan afetlerin sayısının arttığını bildiren Somuncu, şöyle devam etti:
“Meteoroloji Genel Müdürlüğünde 1940’tan 2022’ye kadar veriler var. 2019, 2020, 2021 yıllarında meteorolojik olaylardan kaynaklanan fırtına, dolu, aşırı soğuklar, aşırı sıcaklar gibi yaklaşık 750 ila 1000 afet var. Bunların sayısı 1940’a baktığımızda bugünkünün dörtte biri kadar ya da işte 60’lı, 70’li yıllara göre yarıya yakın ama özellikle 1990’dan itibaren, 2000’li yıllarla birlikte çok ciddi bir artış olduğunu görüyoruz ve bütün projeksiyonlar gelecekte bunun daha da artacağını bize net bir şekilde gösteriyor.”
Somuncu, iklim değişikliğine bağlı afetlerin biyolojik çeşitliliğin azalmasında giderek daha önemli bir rol oynadığını, deniz, kara ve tatlı su ekosistemlerini değiştirerek yerel türlerin kaybına, artan hastalıklara, bitki ve hayvanların kitlesel ölümlere ve aynı zamanda iklim kaynaklı ilk yok oluşlara neden olduğunu anlattı.
Deniz suyu sıcaklıklarındaki artışla birlikte okyanus yaşamını destekleyen mercan resifleri ve mangrovların suyun daha soğuk olabileceği daha yüksek enlemlere ve rakımlara göç etmeye başladığını aktaran Somuncu “Okyanusta, artan sıcaklıklar deniz ve kıyı ekosistemlerinin kaybolma riskini geri döndürülemez bir şekilde artırıyor. Örneğin, canlı mercan resifleri son 150 yılda neredeyse yarı yarıya azaldı ve kalan resiflerin neredeyse tamamı daha fazla ısınma sonucunda yok olma tehdidiyle karşı karşıya” diye konuştu.
Afetlerin denizel ekosistemdeki biyoçeşitliliğe etkilerinden birinin de balık popülasyonundaki azalma olduğuna değinen Somuncu, denizlerdeki kirlilik, aşırı ve kontrolsüz avcılık ile artan deniz suyu sıcaklıkları nedeniyle Türkiye’de 15-20 yıl önce yaklaşık 500-550 bin ton civarında olan avlanan balık miktarının son yıllarda 250 ila 300 bin tona kadar düştüğüne dikkati çekti.
Artan sıcaklıkların hayvanların ve bitkilerin birçoğunu dünyanın kutuplarına doğru hareket etmeye zorladığını vurgulayan Somuncu, “Küresel ısınma ve bu sıcaklık derecesi arttıkça sivrisinek popülasyonunda artış ve gelecekte yüksek enlemlere doğru çıkışı söz konusu olacak. Bu, doğrudan ekosistemdeki değişim, biyolojik çeşitlilikle ilgili bir durum ve bu bağlamda örnekleri çoğaltabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) iklim değişikliğine bağlı afetleri önleme ve bunlarla mücadele konusunda birçok çalışma yürüttüğünü hatırlatan Somuncu, bu çalışmalardan birinin “Türkiye’de İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Afet Risklerinin Azaltılması ve Uyum Konusunda AFAD’ın Kapasitesinin Artırılması İçin Teknik Destek Projesi” olduğunu, proje kapsamında Türkiye’de iklim değişikliğinden kaynaklanan afetlere en çok maruz kalan illerden Antalya ve Trabzon için yerel eylem planları hazırlandığı bilgisini paylaştı.
Somuncu, eylem planlarının önemini, “Afet riskinin azaltılması ve iklime uyum konusunda Türkiye’de yerel ölçekte tek bir eylem planı yok. Dolayısıyla Trabzon ve Antalya için hazırlanmış olan AFAD’ın kurumsal başkanlığındaki bu iki eylem planı şu anda Türkiye’de ilk ve tek. Yani örnek teşkil edecek nitelikte” sözleriyle özetledi.
Türkiye’nin COP29 boyunca pavilyonunda etkinlikler yapacak kurum ve kuruluşlar arasında SOCAR Türkiye de yer aldı.…
BM COP16 biyoçeşitlilik müzakerelerinde Kolombiya, "doğayla barış" yapmak isteyen diğer 20 ülkeyle bir koalisyon başlatırken,…
2023’te insanlar, iklim değişikliği olmadan beklenenden ortalama 50 gün daha fazla sağlığı tehdit eden sıcaklıklara…
Yeşil dönüşüm için lityum, kobalt, nikel, grafit ve nadir toprak elementleri gibi çeşitli kritik mineral…
Dünya Meteoroloji Örgütü'nün raporuna göre, atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu yalnızca 20 yılda %10'dan fazla arttı. Dünya…
BM’nin COP29 öncesinde yayımladığı bir rapor, mevcut emisyon azaltım planlarının, küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede…