;
Ekonomi

Araştırma: “Harvey Kasırgasının 67 Milyar Dolarlık Zararının Sorumlusu İklim Krizi”

Yeni bir araştırmaya göre, 2017 yılında gerçekleşen Harvey Kasırgası’nın en az 67 milyar dolarlık zararının sorumlusu iklim krizi. Araştırmada kullanılan yeni metot sayesinde, iklim değişikliği zararları daha net bir şekilde ortaya koyulacak.

Haber: Fiona Harvey

Çeviri: Çisil Sevinç

Aşırı hava olayının zarar maliyetini yeniden değerlendiren bir araştırmaya göre, 2017 yılında gerçekleşen Harvey Kasırgası’nın en az 67 milyar dolarlık zararının sorumlusu iklim çöküşü ile doğrudan bağlantılı.

Harvey Kasırgası, Karayipler ile Teksas ve Louisiana’yı vurarak en az 90 milyar dolarlık zarara yol açmış ve çok sayıda insanın canına mal olmuştu.

Geleneksel ekonomik tahminler ise, zararın yalnızca 20 milyar dolarını küresel ısınmanın doğrudan etkileriyle bağlantılı olduğunu açıklamıştı.

İklim çöküşünün kasırgaları kuvvetlendirdiği ve daha sık yaşanmalarına sebep olduğu bilinse de, küresel ısınmanın etkilerini kasırgalara sebep olan doğal hava şartlarından ayırmak oldukça karmaşık bir süreç.

Climate Change adlı dergide yayımlanan çalışmada, araştırmacılar yeni geliştirilen bir bilim dalı olan “climate change attribution” kasırganın doğal olarak mı yoksa yükselen karbondioksit seviyelerinden dolayı mı gerçekleştiğini hesaplamak için kullandılar.

Elde edilen sonuçlar kasırganın sebep olduğu zararlara uygulandı.

Benzer bir metot, geçen ay aynı dergide yayımlanan başka bir çalışmada da uygulandı. Bu çalışmaya göre, Yeni Zelanda’da 2007 ve 2017 yılları arasında meydana gelen kuraklıkların maliyeti 4.8 milyar Yeni Zelanda doları iken, bu miktarın 800 milyonu doğrudan iklim değişikliği ile bağlantılıydı.

Aynı dönemde yaşanan seller ise 470 milyar Yeni Zelanda doları zarara yol açmış ve bu miktarın 140 milyarı iklim ile bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştı.

Araştırmacılar, yeni metodun iklim çöküşünün yol açtığı ekonomik zararları daha net bir şekilde ortaya koyduğunu belirtti.

Araştırma liderlerinden Victoria Üniversitesi iklim değişikliği profesörü David Frame, “Karbonun sosyal maliyetinin hesaplandığı çoğu değerlendirmede aşırı hava olaylarıyla ilişkili iklim değişikliği zararlarının hafife alındığından eminiz. Geliştirilen yeni araştırma tarzının zaman geçtikçe daha önemli veriler sunacağını düşünüyoruz” şeklinde bir açıklama yaptı.

Oxford’a bağlı Çevre Değişikliği Enstitüsü direktörü Friederike Otto, bu metot sayesinde iklim çöküşünün küresel boyutlardaki maliyetinin hesaplanabileceğini ve böylece hükümet ve işletmelerin seragazı emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olabileceğini düşünüyor.

Otto, “İklim değişikliğinin maliyetlerini teorik olarak biliyorduk. Her şey oldukça soyut, küresel sıcaklık kimseyi öldürmüyor ancak aşırı hava olayları hem para hem de can kaybına sebep oluyor. İklim değişikliğini tam olarak anlayabilmek için, değişikliği bu etkilere dayandırabilmeniz gerekiyor” şeklinde konuştu.

İklim krizinin gerçek maliyetini tahmin edebilmek, gelişmekte olan ülkelerin iklim çöküşü yüzünden maruz kaldığı kayıp ve zararların tanınmasına ve zengin ülkelerden bekledikleri desteğe ulaşmalarına yardımcı olabilir.

Kayıp ve zarar konusu, gelecek sene düzenlenecek COP26 iklim zirvesinin en tartışmalı konularından biri olacak.

Climate Litigation Network direktörlerinden Tessa Khan, dünya genelindeki yasal eylemlerin de bundan etkilenebileceğini söyledi.

Dünya çapındaki aktivistler ve yerel hükümetler, yol açtıkları zararın farkında olarak yüksek karbondioksit seviyelerinden kâr eden fosil yakıt şirketlerini sebep oldukları seragazı emisyonlarından dolayı dava ediyor.

Khan sözlerini, “Bağımsız yürütülen bu yeni iki çalışma, fosil yakıt şirketlerinin sorumlu oldukları zararlar konusunda mahkemelere daha sağlam kanıtlar sunulmasına imkan tanıyor. Bu kanıtlar, açılan davaların yasal temellerini güçlendirecek” şeklinde sonlandırdı.

Haberin aslında buradan ulaşabilirsiniz.