İklim bilimci Prof. Dr. Murat Türkeş, büyük kentlerdeki altyapı yetersizliği, erken uyarı sistemlerinin etkili çalışmaması ve gerçek katılımcı-dinamik-çok disiplinli ve çok sektörlü bir afet yönetiminin ve afet risk azaltım planlarının bulunmaması nedeniyle şiddetli ve aşırı yağışların önemli can ve mal kayıplarına yol açmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.
YAZI: Bulut BAGATIR
Batı Avrupa, özellikle Almanya, Belçika ve Hollanda’daki, Çin’deki ve Türkiye’deki şiddetli ve aşırı yağışlar ile seller, taşkınlar ve heyelanlar ve bu afetlerin toplumların yaşamına olan olumsuz etkilerine ilişkin açıklamada bulunan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu ve TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle giderek daha sıcak olan bir dünyada, hem buharlaşmanın ve terlemenin artması ve hızlanmasının, hem de daha sıcak hava kütlelerinin nem tutma kapasitesinin artmasının, yılın özellikle sıcak dönemindeki yağışların daha şiddetli ve aşırı düzeyde gerçekleşmesine, bunun sonucundaysa seller, taşkınlar ve heyelanlar gibi afetlerin daha sık ve daha şiddetli oluşmasına yol açtığını ifade etti.
Türkeş, “Bu durumu klimatolojide ve iklim fiziğinde ‘hidrolojik döngünün şiddetlenmesi ve hızlanması’ şeklinde nitelemekteyiz. Küresel ısınma (yüzey ve alt atmosfer hava sıcaklıklarının hızla yükselmesi) ve artan yüzey sıcaklıkları ile bağlantılı artan buharlaşma (özellikle okyanus ve denizlerden) sürecinin fiziksel bir sonucu olan atmosferik nemlilikteki (ör. özgül nem ya da su buharı karışma oranı tutarlarında) geniş ölçekli ve hızlı artış eğilimleri, orta enlem siklonları, süper hücreler, sağanak çizgileri, konvektif kararsızlık olayları ve tropikal siklonlar vb. gibi atmosferik karışıklıkların şiddet ve büyüklükleri ile etki sürelerini artırmaktadır” dedi.
Türkeş, özellikle büyük kentlerdeki altyapının yetersizliği, erken uyarı sistemlerinin etkili çalışmaması ve gerçek katılımcı-dinamik-çok disiplinli ve çok sektörlü bir afet yönetiminin ve afet risk azaltım planlarının (afet risk yönetimi) bulunmaması ya da yetersiz olması nedeniyle bu tür şiddetli ve aşırı yağışların Almanya, Çin ve Türkiye’de olduğu gibi afete dönüşmesinin, önemli can ve mal kayıplarına yol açmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Geçtiğimiz hafta üst üste yaşanan sel felaketlerinde Belçika’da 37 kişi, Almanya’da 176 kişi, Çin’de ise 63 kişi hayatını kaybetmişti.
Türkiye’de ise yine geçtiğimiz hafta Rize’de altı, Artvin’de de dört kişi sel nedeniyle hayatını kaybetmişti.