Avrupalı Akdeniz ülkelerinin liderleri, aşırı hava koşullarını ele alma çabalarını hızlandırma sözü veren bir deklarasyonu imzaladılar.
Bu yaz yaşanan orman yangınlarının yıkıcı etkilerinin halen devam etmesiyle birlikte, iklim krizi karşısında en fazla risk altında olan Akdeniz’in dört bir yanından liderler, aşırı hava koşullarının yol açtığı zorluklarla mücadele çabalarını yoğunlaştırma sözü verdiler.
Atina’da imzalanan ortak deklarasyonun komşu devletlerin doğal afetlere karşı savunmalarını nasıl güçlendireceklerine dair çığır açıcı bir değişiklik getirmesi umuluyor.
Atina’dan girişimin ısınma şefi Eleni Myrivili “Akdeniz ülkeleri böyle bir ortak tehdide karşı ilk kez bir araya geliyor ve bu son derece önemli” diyor.
Son aylarda İspanya’nın Endülüs bölgesinden Türkiye’nin güney bölgelerine kadar orman yangınlarıyla uğraşmak zorunda kalan bir bölgede iklim felaketi hiç bu kadar tehdit edici olmamıştı. Dokuz güney AB ülkesinin lideri, “güvenli, emniyetli, müreffeh, adil ve sürdürülebilir bir gelecek” yaratmak için artık acil ve iddialı küresel eyleme ihtiyaç olduğunu kabul etti. Ulusal, bölgesel ve yerel, sivil toplum ve özel sektör tarafından desteklenen her düzeyde işbirliğinin gerekli olduğunu söylediler.
Yunanistan’ın başkentinde toplanan muhataplarına konuşan Başbakan Kyriakos Mitsotakis, “Yazın yıkıcı orman yangınlarının Akdeniz ülkeleri için trajik sonuçları oldu. İklim krizi artık uzak bir tehdit değil. Bu krizin sunduğu tehlike hepimiz için ortak olduğu için, savunmamız da öyle olmalı” dedi.
Cuma günü geç saatlerde Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz, Kıbrıs, Malta, Slovenya ve Hırvatistan başkanlarının katıldığı bir zirvede imzalanan Atina Deklarasyonu, iklim krizinin kilit alanlarına dair taahhütler içeriyor. Bu kapsamda biyoçeşitlilik, orman yönetimi, deniz çevresi ve sivil koruma, önleme ve hazırlık, Avrupa çapında iklim değişikliği politikalarının daha yakın entegrasyonu gibi alanlarda çalışmalar yapılacak.
Avrupa Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen de iklim girişimini “doğru zamanda doğru hamle” olarak nitelendirdi. Leyen, “İklim değişikliğinin Akdeniz bölgesini ağır bir şekilde etkilediğini hepimiz görüyoruz. Çözümler bulmamız gerekiyor ve çözümler sunabiliriz” dedi.
Atina, anakara Avrupa’nın açık ara en sıcak metropolü ve sıcaklıklar yükselmeye devam ederse kıtanın ilk yaşanmaz başkenti olabileceği tahmin ediliyor.
Atina’da sıcaklıklar, Temmuz ve Ağustos aylarında birkaç gün boyunca 42 dereceyi de aşarak 47,1 dereceye kadar yükseldi ve binlerce hektarlık bakir orman ve tarım arazisi alevlerle yok olurken toplu tahliyeler yaşandı.
Atina’nın kuzey eteklerinde, Evia adasında ve güney Peloponnese’de evler yerle bir oldu ve günlerce süren şiddetli rüzgarların körüklediği yangınlarda binlerce hayvan öldü. Yunanistan başbakanı, yönetimi savunmaya geçerek, iklim krizini gündeminin merkezine yerleştirmeye çalıştı ve bölgesel desteği harekete geçirmede öncü bir rol üstlenirken yalnızca iklim kriziyle ilgilenecek bir bakan olan Christos Stylianides’i atadı.
Ancak, Yunanistan başkenti gibi şehirlerin önümüzdeki yıllarda yaşaması beklenen kavurucu sıcağı ele almakla görevlendirilen Avrupa’nın ilk kentsel ısı görevlisi olan Myrivili, manifestoda şehirlerin iklim çöküşüyle mücadeledeki rolünden bahsedilmemesinin “şok edici” olduğunu söyledi. Deklarasyonda şehirlerin bulunmamasının “ulusal hükümet politikaları ile belediye politikaları arasında iklim değişikliğine ilişkin hâlâ var olan koordinasyon eksikliğini ortaya çıkardığını” savundu ve “Kent merkezleri ve toplulukları, herhangi bir çözümün ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.