Muğla 1’inci İdare Mahkemesi, 28 Temmuz’da Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesiminin durdurulması talebini reddetti. Bunun üzerine İkizköylülerin avukatları Arif Ali Cangı, İpek Sarıca ve İsmail Hakkı Atal, yürütmeyi durdurma talebiyle İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Adli tatil nedeniyle dosyayı inceleyen nöbetçi hakimler yürütmeyi durdurma talebini reddetti. Adli tatilin bitmesinin ardından avukatlar karara itiraz etti.
Artı Gerçek’te yer alan habere göre, itirazda bölgedeki madencilik işlemlerinin geri dönülmez ekolojik yıkıma yol açtığı belirtilerek, “Akbelen Ormanı’nın ağaçlarının kesilmiş olması, maden ocağı açılması hazırlıklarının denetimsiz şekilde hızla yürütülmesi, bölgede yasayan yurttaşların sağlıklarının her geçen gün kötüleşmesi, tarım alanlarının ve zeytinliklerin zarar görmesi karsısında geciken her gün giderimi olanaksız ekolojik yıkıma yol açacağından açıkça hukuka aykırı işlemin derhal yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep ediyoruz” denildi.
İtiraz dilekçesine ek olarak Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından bölgede yapılan hava kirliliği ölçüm sonuçları da dosyaya sunuldu. İkizköy Mahallesi’nde 16 Mayıs-14 Haziran arasında yapılan 30 günlük hava ölçüm değerlendirmesinde 27 gün boyunca PM10 değerlerinin yasal sınırın üstünde çıktığına dikkat çekildi. Dosyayı inceleyen İzmir Bölge İdare Mahkemesi 7. Dava Dairesi yürütmeyi durdurma talebini reddetti. Karara bir kez daha itiraz edilecek.
İkizköylülerin avukatlarından İpek Sarıca kararların gerekçesiz olduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmede bulundu: “Yürütmeyi durdurma talebimizi kabul etmemeleri ile ilgili bir gerekçe gösteremiyorlar. Sistematik hale getirmişler bunu. Adil yargılanma hakkı gereği neden böyle bir değerlendirme yapıldığını bilmemiz gerekiyor. Hakimlerin dava sürecinde görüş bildirmeme yasağı var, buna göre bir değerlendirme yapıyor olabilirler ama diğer taraftan da adil yargılanma hakkımızı ihlal ediyorlar.”
Hava kirliliği ile dosyaya sunduğumuz rapor değerlendirildi mi, hiçbir fikrimiz yok. İdare işlemin kendisi gibi sonuçları da hukuka uygun olmak zorunda. Hava kirliliği raporları işlemin hukuka uygun olmadığını ortaya koyuyor. Bölgedeki hava kirliliği insan sağlığını tehdit ediyor. Gerekçesiz olarak reddedilen bir yürütmeyi durdurma talebimiz var ve biz neye göre itiraz edeceğimizi bilmiyoruz. Hukuki olarak da süreç zorlaşıyor.”
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…