MUÇEP, Kardok, Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu tarafından oluşturulan kervan ilk duyurusunu 20 Ekim’de Dartça’da gerçekleştirmişti. Datça’nın ardından Marmaris ve Akyaka’ya da giden kervan Pazartesi günü Muğla’nın Menteşe ilçesinde de bir basın açıklamasında bulundu. Termik santralların kapatılması ve iklim adaletinin sağlanmasına yönelik açıklamayı MUÇEP Menteşe Meclisi’nden Sezen Özoktay ve MUÇEP Akyaka Meclisi’nden Serdar Denktaş yaptı.
Açıklamaya Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Temmuz ayında küresel ısınma çağının sona erdiğini, bunun yerine “küresel kaynama çağının” başladığını söylediğinin hatırlatılmasıyla başlandı. Guterres yaptığı açıklamada, sıcaklık artışını sınırlamak ve iklim değişikliğinin zararlı sonuçlarından kaçınmak için dünyaya acil önlem çağrısında bulunmuştu. Guterres’in önerdiği önlemlerin başında ise kömür kullanımının elektrik üretiminde sonlanması bulunurken, bu bağlamda tüm ülkelerin 2030’a dek inandırıcı planlar ortaya koyması gerektiğinin altını çizmişti. MUÇEP Menteşe Meclisi Sözcüsü Haluk Özsoy, Türkiye’nin halkın değil sermayedarların kârına odaklanarak anlaşmaya zıt harek ettiğini belirtti.
Menteşe’de yapılan açıklamada, küresel ısınmanın önlenmesi için yapılması gereken en önemli işin enerji üretiminde fosil yakıt kullanılmasının önlenmesi olduğu vurgulanırken, Türkiye’de küresel ısınmanın önlenmesi adına inandırıcı planlar ortaya konulması yerine miladı dolmuş, mahkemelerce kapatılma kararı verilmiş termik santralların faaliyetlerine devam etmesi için devlet teşvikleri verildiği söylendi. Konu hakkında görüşlerini paylaşan Özsoy, “Şu anda termik santral dönemin Bakanlar Kurulu kararı ve KHK’sına karşın kaçak bir biçimde çalıştırılıyor. Bunu vurgulamak için arkadaşlarımız Datça’dan yola çıktı ve Muğla’nın her ilçesinde bir gün süren etkinlikler gerçekleştirerek insanları bilinçlendirmeye uğraşıyoruz” dedi.
Açıklamada, Muğla’daki üç termik termik santral hakkında 1996 yılında mahkemece verilmiş kapatma kararları olmasına karşın santralların çalışmaya devam ettiği aktarılırken termik santralların kapatılması için de öngörülmüş bir takvim olmadığı belirtildi ve eklendi: “Linyit kömürü ile çalışan ve 40 yıldır havayı, suyu, toprağı kirleten, sağlığımızı bozan, köylerimizi, bağımızı, bahçemizi, zeytinlerimizi, ormanımızı, derelerimizi, yer üstü, yer altı su kaynaklarımızı yok eden, Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralları, bu santral ve ocaklarda çalışanları mağdur etmeden, uluslararası çalışma örgütünün önerdiği Adil Geçiş tedbirleri de alınarak bir an önce kapatılmalıdır.”
“Termik santrallar ve kömür ocakları kapatılmadığı takdirde sadece Akbelen değil, Çamköy, Karacahisar, Turgut ve ruhsat sahası içinde kalan bütün köy, mera ve ormanlarımız yok edilecektir” denilen açıklamada, günümüze kadar 23 köyün 8’inin tamamen, 15 köyün ise önemli bir bölümünün yok edilmiş olduğu ve köylülerin göç ettirilmeye ve sefalete zorlandığı öne sürülürken, ruhsat sahası içinde kalan kalan 37 köyün daha yok edilme tehdidi altında olduğu ifade edildi. Kömür bulmak adına yok edilen 8 köyün altını çizen Özsoy, bu şekilde devam edilirse daha çok köyün de yok olacağını, bunun en son örneğinin Akbelen Ormanı’nda gerçekleştiğini ifade etti.
Ağaçların katledilmiş olmasına karşın Akbelen Ormanı’nın halen orman statüsünün korunduğu belirtilen açıklamada mücadele çağrısı yapıldı: “Bütün Muğlalılar olarak hep birlikte mücadele edersek, Akbelen’i kurtarabiliriz. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, Akbelen’i, ormanlarımızı, su kaynaklarımızı, köylerimizi, zeytinlerimizi, arıcılığımızı, sağlığımızı korumak istiyorsak, fosil yakıtlı termik santrallar kapatılmalıdır.”
Adalet Kervanı’nın 3 tane termik santral bulunan Muğla’da gerçekleştiriliyor olmasının anlamlı olduğuna değinen Özsoy, “Termik santrallar sadece Muğla’nın değil, tüm Türkiye’nin hatta dünyanın sıkıntısı. Tüm dünya karbon ayak izini küçültmeye çalışırken Muğla’da halen 3 tane termik santral çalıştırıyor olmamız en masumane haliyle çok ilginç” dedi. Adalet Kervanı, Datça, Marmaris, Menteşe’de yapmış olduğu etkinlikleri Yatağan, Milas, Bodrum, Ören ve Akbelen’de de gerçekleştirecek.
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…
Çatışmalardan etkilenen bir grup ülke, halklarının karşı karşıya olduğu doğal afet ve güvenlik krizleriyle mücadele…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan ve komşuları hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı ancak yenilenebilir…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi.…
Fosil yakıt lobicileri COP29’da iklim açısından en hassas ülkelerin delegasyonlarını gölgede bıraktı; zirveye iklim açısından…