Danışmanlık şirketi EY, Avrupa’nın COVID-19 salgınının neden olduğu ekonomik çöküşten daha güçlü ve daha dirençli bir şekilde toparlanmasına yardımcı olacağını söylediği 1000 yeşil proje belirledi.
Danışmanlık şirketi EY, geçtiğimiz hafta yayımlanan bir raporda, projelerin başlaması için 200 milyar euroluk kamu ve özel yatırımı gerektiğini söyledi.
Bu yatırım, Temmuz ayında AB liderleri tarafından koronavirüs salgınından sonra Avrupa ekonomisinin yeniden başlatılmasına yardımcı olmak için kabul edilen 750 milyar euroluk koronavirüs kurtarma fonunun bir kısmını oluşturuyor.
Projelerin yaklaşık üçte birinin start-up’lar ve KOBİ’ler tarafından geliştirildiğini ve 2 milyon yeni işin yaratılmasını destekleyeceğini belirten EY, bu projelerin sosyal, çevresel ve ekonomik değer yaratacağını da belirtti.
EY’nin sürdürülebilirlikten sorumlu küresel başkan yardımcısı Steve Varley, “Ancak bu, buzdağının yalnızca görünen kısmı ve tüm AB yeşil projelerinin değerinin 1 trilyon euroya kadar çıkabileceğine ve COVID pandemisi nedeniyle kaybedilen 12 milyondan fazla tam zamanlı çalışanı geri kazanma potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz” dedi.
Avrupa İklim Vakfı’nın (ECF) CEO’su Laurence Tubiana, “EY’nin çalışmaları, Portekiz’den Polonya’ya kadar küçük, orta ölçekli ve büyük proje geliştiricilerinin, dayanıklı bir iyileşme içinde geçim kaynakları ve toplulukları dönüştürme kapasitesine sahip ‘uygulanmaya hazır’ yeşil projelere sahip olduğunu gösteriyor. Bu nedenle üye devletlerin iki tarafa da kazandıran yeşil yatırım fırsatlarını göz ardı etmesi için hiçbir mazereti aolamaz” dedi.
EY tarafından tanımlanan “uygulanmaya hazır” projelere örnek olarak, İsveç’teki çelik üretiminde koklaşabilir taş kömürünün fosil yakıtsız hidrojen ile değiştirilmesinde SSAB çelik şirketi, madencilik şirketi LKAB ve kamu kuruluşu Vattenfall arasında ortak bir girişim olan HYBRIT sayılabilir.
Koreli kimya şirketi LG Chem tarafından Polonya’nın Krakow kentinde elektrikli araçlar için lityum iyon pil üretimi üzerine bir fabrika geliştirilmesi de bu projeler içerisinde yer alıyor. Varley, üçüncü bir planın ise Fransız hükümetinin Paris binalarını daha enerji verimli hale getirmek için yenileme planıyla ilgili olduğunu söyledi.
Brüksel merkezli ekonomi düşünce kuruluşu Bruegel’in kıdemli bir üyesi olan Georg Zachmann raporu, Avrupa’nın yeşil toparlanmasına ilişkin “tartışmaya aşağıdan yukarıya doğru faydalı bir katkı” olarak yorumladı.
Zachmann, bu projelerin uygulanmasının “ucuz faiz oranlarından fazlasını” gerektireceğini, yatırımlara olan ilgiyi artırmak için daha geniş bir politika ajandasına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşmada, AB iklim başkanı Frans Timmermans, AB’nin yeşil hedeflerini ikiye katladı ve iklim dostu teknolojilere yatırım yapmanın “şu an daha da mantıklı” olduğunu çünkü koronavirüs salgını sonrasında ekonominin yeniden başlatılmasına yardımcı olacaklarını söyledi.
Timmermans, Temmuz ayında AB liderleri tarafından kabul edilen uzun vadeli AB bütçesi ve iyileştirme planıyla, Avrupa’nın önümüzdeki yedi yıl içinde ekonomiyi yeniden başlatmak için 1,8 trilyon euroya sahip olacağını hatırlatarak, bu tutarın % 30’unun iklim eylemine ayrılacağını belirtti.
Açık deniz rüzgarı, enerji verimliliği ve bina yenilenmesini örnek olarak gösteren Komisyon Başkan Yardımcısı, bu parayı gelecekteki yeşil endüstrilere harcamanın “ahlaki bir zorunluluk ve ekonomik bir sağduyu meselesi” olduğunu söyledi.
Timmermans, Avrupa Komisyonu’nun şu anda, AB üye devletlerinin tüm AB ülkeleri tarafından incelenmek ve onaylanmak üzere Brüksel’e sunulacak ulusal kurtarma planlarını hazırlamasını beklediğini söyledi.