YAZI: Buse ESİN
Dünyada iklim değişikliğinin ciddi etkilerini yaşamayan tek bir ülke bile yok. 1990 verilerine oranla günümüzde seragazı salımı %50’den daha fazla artmış durumda. Aşırı sıcaklar ya da soğuk havalar, seller, kuraklıklar, tayfun ve kasırga gibi birçok aşırı hava olayının yaşanma sıklığının giderek arttığı zamanımızda birçok insan, iklim değişikliğinin neden olduğu acı tecrübeyi yaşıyor. Peki, Avrupa Birliği (AB) iklim değişikliği ile mücadelede nerede? ‘Al-Yap-Tüket-At’ temelli doğrusal ekonomi modeline alternatif olarak karşımıza çıkan döngüsel ekonomi, AB’nin ortak çevre politikasının günümüzde ulaştığı son aşama. Bu çerçevede ‘2020 Mart’ında Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen yeni Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, 2015 yılında Komisyon tarafından açıklanan ve 2018 yılında uygulamaya koyulan Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’ndan farklı olarak, AB’nin iklim değişikliği ile mücadelesinde neleri ortaya koyuyor ve ne gibi önlemler içeriyor?’ sorusunun yanıtını vermeye çalışacağız.
İklim Değişikliği Döngüsel Ekonomi İlişkisi
‘Al-Yap-Tüket-At’ şekline dayalı doğrusal ekonomi modeline bir alternatif olarak karşımıza çıkan döngüsel ekonomi atık yönetiminin yanı sıra verimli ve etkin kaynak kullanımı ve yönetimini ifade ediyor. Amaç, kaynakların mümkün olduğunca döngüde kalmasını sağlamak ve israfı en aza indirmek (Jonker vd, 2017, s.7). Döngüsel ekonomi AB için de atık yönetimi anlayışının ötesinde kaynak verimliliği, rekabet, kalkınma gibi birçok politika alanına bütünleşik olarak yön veren derinlikte.
Tüm bunlarla birlikte dünyamız ısınıyor ve küresel çapta gerçekleşmekte olan bu ısınma sonucunda değişen iklim şartları, uluslararası toplumun en acil sorunu olarak ön plana çıkıyor (Vural, 2018, s.58). İklim değişikliğinin sebepleri ve sonuçları ise bir süredir hepimizin gündeminde. İklim değişikliğinin önemli bir parçası olan küresel ısınmaya yol açan insani etmenlerden en önemlisi, seragazı salımının artması. İnsani eylemler sonucunda atmosferdeki belli gazların miktarındaki artış küresel iklim değişikliğine yol açıyor (Sands, 2003, s.358). Özellikle fosil yakıtların oldukça yoğun bir şekilde kullanılması, ormansızlaşma ve toprak kullanımının değişimiyle iklim değişikliği ‘tehlike boyutu’na ulaştı. Yapılan ölçümlere göre 2015 yılında atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu, 400 ppm değerini aştı. Bu oran sanayi öncesi dönemde 280 ppm’in altında (Keleş, Hamamcı ve Çoban, 2015, s.352). 2020 yılının Mayıs ayında ise 416.71 ppm ölçüm ile uzun zamandır yapılan ölçümlerin üzerinde bir değere ulaşıldı (co2earth, 2020). Bu verilerin de gösterdiği üzere kapitalist üretim tüketim sistemi ve insan etkisiyle artan bir iklim değişikliği sorunuyla karşı karşıyayız.
Peki, AB iklim değişikliği ile mücadelede ne yapıyor? Mücadele sürecinin en başına gidecek olursak ortak çevre politikası oluşturulmasına kadar inmemiz gerekir. Bu noktada ekonomik bütünleşmenin yanında ilk adımları atılan çevre politikasının, günümüzde tam yetkili bir politika alanı olarak AB’nin en büyük ve en önemli politikalarından biri haline geldiğini söylememiz mümkün. 1960’lı yılların ortalarından itibaren yaşanan çevresel felaketler, dikkatleri çevrenin uluslararası önemine ve sınır ötesi bir yaklaşım gerektirdiği ihtiyacına yöneltti. Bu dikkatle beraber Birliğin birçok uluslararası konferansa ve zirveye katıldığını ve iklim değişikliği özelinde de BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS/UNFCCC), Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması gibi uluslararası antlaşmalara taraf olduğunu görmekteyiz. Genel olarak ise AB iklim politikasının, açık hedefleri olduğunu uzun vadeli politikalar ve bu politikaların uygulanmasına dair yasal metinler aracılığıyla hayata geçirildiğini görüyoruz. AB, iklim ve enerji konularında 2020’ye yönelik, olabilecek en iddialı hedefleri belirleyen ve bütün hedeflere başarıyla ulaşılmasını güvence altına alan bağlayıcı mevzuatı hayata geçirmeyi başarmış dünyanın ilk bölgesi olması açısından da önemli bir pozisyona sahip (AB Türkiye Delegasyonu, 2016).
Döngüsel ekonominin bu süreçteki rolü ise ekonomik bir model olarak, mevcut ürünlerin tekrar kullanılabileceği ve yenilenebileceği anlayışına dayandığı için kaynak yönetiminde maksimum verimi sağlamak ve böylelikle hem kaynak tüketimini azaltmak hem de daha az enerjiyle çevre üzerinde yaratılmış olan baskının azaltılması hedefine ulaşmak. Bu amaçları gerçekleştirme yolunda alınan tedbirler ile seragazı salımlarının azaltılması büyük oranda iklim değişikliğine sebep olan etkenlerle de mücadelede önem arz ediyor. Böylelikle döngüsel ekonominin hem doğrudan hem de dolaylı bir şekilde, iklim değişikliğine sebep olan unsurların gerçekleşmemesine katkı sunarak, iklim değişikliği ile mücadelede rol aldığını görebiliriz.
Yeni Döngüsel Ekonomi Eylem Planı İklim Değişikliği ile Mücadelede Ne Vaat Ediyor?
2015 yılında Avrupa Komisyonu tarafından sunulan ve 2018 yılında kabul edilen Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, üretim, tüketim, atık yönetimi, ikincil hammadde pazarı ve atıklarla ilgili mevzuatın yeniden düzenlenmesine ilişkin döngüyü kapsayan tüm önerilerin dâhil olduğu somut ve iddialı bir AB eylem planından oluşuyor (EC, 2017). Plan, AB’nin rekabetçiliğini artırmayı, yeni iş alanları yaratmayı ve enerji tasarrufu sağlayarak dünyaya verilen zararın önlenmesine yardımcı olmayı hedefliyor (EC, 2018a). 2015 Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nda plastikler, anahtar öncelik olarak yer alıyor. Planının içeriğine baktığımızda ise “iklim değişikliği” kavramına hiç yer verilmediğini buna karşılık Komisyon Çalışma Dokümanında ise iki ayrı başlıkta yer aldığını görüyoruz (EC, 2018b). Bu yerlerden ilki “Gıda Atığı” başlığı altında, gıda atıklarının Avrupa genelinde yarattığı sorunun çevresel baskılara ve iklim değişikliğine etkisi kapsamında veriliyor. İkincisi ise “Biyolojik Atıkların Geridönüşümü” başlığı altında, hane halkından gelen biyolojik atıkların diğer atıklarla karışmasının ve o halde katı atık sahalarında depolanmasının önemli ölçüde iklim değişikliğine etkide bulunduğuna yönelik saptamayla veriliyor.
2020 yeni Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, 2015 Eylem Planı’na göre daha kapsamlı içeriğe sahip olmakla birlikte hem iklim değişikliği özelinde alt başlığa sahip olması hem de iklim değişikliği ile mücadelede küresel düzeyde liderlik ifadelerine yer vermesi açısından farklılık gösteriyor (EC, 2020a). Eylem Planı’nda iklim değişikliği kavramı temel eylem alanı olarak verilmiş ve asıl olarak Komisyon Çalışma Dokümanında iklim değişikliği ile mücadelede sorun olan yerlerin tespiti ve bunlara yönelik çözümler yer alıyor (EC,2020b). İklim değişikliğini azaltma ve adaptasyona yönelik etkin sistematik bir analiz ortaya koymak planda açıkça kendine yer buluyor. Ayrıca, 2020 Eylem Planı iklim değişikliğinin direkt etkisinden bahsetmesi açısından da önemli. Öyle ki, gıda ve mal üretimlerinin yanı sıra ekosistemlerin sürdürülebilirliğinin iklim değişikliğinin etkileriyle tehdit altında olduğu ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak ve dayanıklılığı artırmak için önlemlere yer veriliyor (EC, 2020a). İki eylem planı arasında dikkat çeken önemli bir farklılık da, 2020 Eylem Planı’nın Komisyon Çalışma Dokümanında “iklim değişikliği” kavramına 36 adet referans bulunması (EC, 2020b). Bu, sayısal açıdan önemli bir fark olmakla birlikte çözüme yönelik de önemli farkları barındırıyor. 2015 Eylem Planı iklim değişikliğine sebep olan birkaç unsura yer verirken çözüme yönelik önerilere yer vermiyordu. 2020 Eylem Planı’nda ise nüfus artışı, kentleşme ve bu durumun çevre üzerinde yarattığı baskının iklim değişikliğini şiddetlendirmesinden kaynak çıkarımına ve bunun sağlık üzerindeki etkilerine, enerji taleplerine ve bütün bunların birbiriyle olan ilişkilerine kadar geniş yelpazedeki sorunlara yer veriliyor. Hammadde çıkarımında yerel ekosistemlerin etkilenmesi, fosil yakıtların çıkarılması, işlenmesi, dağıtımı ve kullanımının iklim değişikliğine olumsuz katkıları da yine dokümanda yer alan sorunlardan. Bu sorunların belirtilmesinin yanında çeşitli çözüm önerileri de Komisyon Çalışma Dokümanında yer alıyor.
Bunlardan ilki, birçok sektörü iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama ve iklim değişikliğine karşı dayanıklılıklarını artırmak noktasında önlem almalarını sağlamak. İkincisi, uluslararası işbirliğinin yanında yerel yönetimlerle de işbirliği içerisinde olmak ve döngüsel ekonomi ilkelerinin kentsel kalkınma planlarına entegre edilmesine yardımcı olmak. Üçüncüsü, birçok gelişmekte olan ülkede yenilenebilir enerji, su verimliliği ve iklim değişikliğine direnç ile ilgili önlemlerle birlikte sosyal ve çevresel sorunları ve sektördeki büyümeyi de güvence altına almaya yönelik. Dördüncüsü, doğal kaynakların yönetimi ve sürdürülebilir kullanımı ve iklim değişikliği etkilerine karşı dayanıklılığın güçlendirilmesi dâhil olmak üzere döngüsel ekonomiye geçiş konularında üçüncü ülkelerdeki düzenleyici çerçevelere yardımcı olmak.
İklim değişikliğiyle birçok yönden mücadele eden AB, hem bütünleşik politikalarıyla ve geliştirdiği stratejilerle hem de uluslararası anlaşmalara dâhil olarak önemli rol oynuyor. Bu rolünü, 2020 Mart ayında kabul edilen yeni Döngüsel Ekonomi Eylem Plan’ında da açık bir şekilde, iklim değişikliği ile mücadelede küresel düzeyde liderlik gösterileceği ifadesinde pekiştirdiğini görüyoruz. Bu noktada sorunların ilgili alana göre ayrıca belirtildiği ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin de sunulduğu yeni Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ilk eylem planına kıyasla daha kapsamlı ve çözüm odaklı. Üye ülke uygulamaları farklılık gösterse de AB’nin teşviklerle ve yaptırımlarla lokomotif işlev göreceği de aşikâr. Aynı zamanda özellikle son aylarda COVID-19 pandemi süreci ile Birliğin geleceğine dair tartışmaların yeniden su üstüne çıktığı bu dönemde küresel ekonomik sistemin sorgulanmaya başlandığını da görüyoruz. Mevcut üretim ve tüketim tarzının küresel tehditlere karşı ne kadar savunmasız olduğu da ortaya çıkmış bulunuyor. Öte yandan yine görüyoruz ki, hava kirliliği birçok bölgede kısa vadeli de olsa düşüş gösterdi. Almanya gibi çevre konusunda öncü ülkelerde ise iklim hedeflerinin arka plana atılmaması ve iklim krizinin ekonomi ve politika önlemleri ile bir arada ele alınması gerektiği konusunda talepler söz konusu (Yeşil Gazete, 2020). Belki bu kriz AB için bir fırsat yaratabilir. Tüm bu sorgulamalar neticesinde AB’nin pandemiyle de birlikte oluşan bu krizi özellikle iklim hedeflerini gerçekleştirmede fırsata çevirip çeviremeyeceğini izleyen günlerde göreceğiz
Yararlanılan Kaynaklar
AB Türkiye Delegasyonu. 2016. AB’nin Uzun Vadeli İklim Değişikliği Hedefleri, https://www.avrupa.info.tr/sites/default/files/2016-08/brochure_2_v2.pdf
Co2Earth. 2020. Latest Daily Co2. https://www.co2.earth/daily-co2
Committee of the Regions (COR). 2000. Lisbon European Council, http://www.consilium.europa.eu/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/0010 0–r1.en0.htm
European Commission (EC). 2010. Lisbon strategy for growth and jobs. Towards a green and innovative economy. http://ec.europa.eu/archives/growthandjobs_2009/
European Commission (EC). 2017. Environment. Circular Economy.
http://ec.europa.eu/environment/circular–economy/index_en.htm
European Commission (EC). 2018a. Closing the loop: Commission adopts ambitious new Circular Economy Package to boost competitiveness, create jobs and generate sustainable growth. http://europa.eu/rapid/press–release_IP–156203_en.htm
European Commission (EC). 2018b. Commission Staff Working Document. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?qid=1516265440535&uri=SWD:2018:17:FIN
European Commission (EC). 2020a. Communication From the Commission to the European Parliament, the Council, the European Economic and Social Committee and the Comittee of the Regions. A new Circular Economy Action Plan for a cleaner and more competitive Europe. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?qid=1583933814386&uri=COM:2020:98:FIN
European Commission (EC). 2020b. Commission Staff Working Document. https://ec.europa.eu/environment/circular-economy/pdf/leading_way_global_circular_economy.pdf
Jonker, J. I. Kothman, N. Faber ve H. Stegeman. 2017. Building Blocks of Circular Business Models. JIQ Magazine on climate and sustainability. 23.2: 7-10. http://cdnjin–
1ed2.kxcdn.com/images/jin/publications/JIQ_Magazine_July_2017.pdf
Keleş, R. C.Hamamcı ve A.Çoban. 2015. Çevre Politikası. 8. Ankara: İmge Kitabevi.
Konak, N. 2009. Koşu Bandı Üretim Teorisi ve Ekolojik Modernleşme Teorisi Arasındaki Temel Tartışmalar. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Dergisi. 12.1-2:469-488.
http://dergipark.ulakbim.gov.tr/selcuksbmyd/article/view/5000084583/500007 8671
Vural, Ç. 2018. Küresel İklim Değişikliği ve Güvenlik. Güvenlik Bilimleri Dergisi. Mayıs 2018. 7 (1).
Sands, P. 2003. Principles of International Environmental Law, 2.Basım, Cambridge, Cambridge University Press.
Selin, H ve S.D, VanDeveer. 2015. European Union and Environmental Governance. Londan and New York: Routledge.
Yeşil Gazete, 2020, Alman şirketlerinden hükümetekoronavirüs ve iklim hedeflerini birlikte ele alma çağrısı. https://yesilgazete.org/blog/2020/04/27/alman-sirketlerinden-hukumete-koronavirus-ve-iklim-krizi-onlemlerini-birlikte-ele-alma-cagrisi/
Yuan, Z. J. Bi ve Y. Moriguichi. 2006. The Circular Economy: A New Development Strategy in China. Journal of Industrial Ecology in Asia. 10.1-2, 4-8.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…