ABD’li yetkililer, önümüzdeki COP28 iklim müzakerelerinde ABD’nin kayıp ve zarar fonunun kullanımını sınırlamayı tartışacağını söyledi. Geçen yılki COP27 iklim zirvesinde, iklim değişikliğinin neden olduğu kayıp ve zararlar için bir fon kurulması konusunda anlaşma sağlanmıştı. İklim müzakerelerinde “kayıp ve zarar”, geçen yıl Pakistan’da yaşanan yıkıcı sel gibi, iklim kaynaklı hava etkilerinden kaynaklanan mevcut maliyetleri ifade ediyor.
İki ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Reuters’e verdiği demeçte, yeni Kayıp ve Hasar fonunun en savunmasız ülkeleri hedeflemesi ve halihazırda kalkınma bankaları veya acil yardım fonları tarafından kapsanmayan alanlara odaklanması gerektiğini aktardı.
Avrupa Birliği de benzer bir pozisyon aldı. Ancak Birleşmiş Milletler tarafından gelişmekte olan ülkeler olarak sınıflandırılan G77+Çin grubu, bu ülkelerin hepsinin savunmasız olduğunu söylerken, fona ulaşım sağlamaları gerektiğini savunuyor.
ABD’li müzakereci Christina Chan, bu yıl Dubai’deki COP28 iklim zirvesinde fonun resmi olarak kabul edilmesinden önce fonun nasıl çalışacağına karar veren 24 ülkeden oluşan bir komitenin parçası. Komite kısa bir süre sonra Dominik Cumhuriyeti’nde toplanacak.
Dışişleri Bakanlığı’nın iklimden sorumlu özel elçi yardımcısı Sue Biniaz, “Mevcut fonlara benzer daha fazla fon istemiyoruz, çünkü bu sorunla başa çıkmanın etkili ve verimli bir yolu değil” dedi. Bunun yerine yeni fonun “evrendeki her şeyi kapsamak yerine” bir uzmanlık geliştirmesi gerektiğini söyledi.
Chan, komitenin Temmuz ayındaki son toplantısında ABD’nin, fonun deniz seviyesinin yükselmesi ve çölleşme gibi yavaş başlayan olayları kapsamaya odaklanmasını önerdiğini ifade etti. Ancak bu, sel, sıcak hava dalgaları ve fırtınalar gibi iklim felaketlerine daha az odaklanmak anlamına gelecek.
ABD’nin ayrıca, bir ülkenin uygun kalkınma bankası hibelerinin ötesinde daha fazlasına ihtiyaç duyması halinde fonun afet sonrası yeniden yapılanma için kullanılmasını önerdiğini de ekledi.
ABD’nin kayıp ve zarara ilişkin tutumu son yıllarda, Washington ve AB’nin tarihi emisyonlarla ilgili yasal sorumluluk korkusuyla konuyu tartışmaya bile direndiği bir noktadan sonra gelişti.
AB, COP27’de Çin’in ödeme yapması koşuluyla bir fon üzerinde anlaşmaya vardı, ancak daha sonra bu ısrardan vazgeçti. ABD, COP’un fonu onaylayan kararını engellemedi.
Biniaz, bazı ülkelerin ve çevre gruplarının, gelişmiş ülkelerin fona ödeme yapma konusunda yasal zorunlulukları olduğu yönündeki iddialarına ise “şiddetle karşı çıktığını” söyledi.
Gelişmiş ülkelerin iklim krizi nedeniyle sorumlu olup olmadığı konusunda ise “Bu tamamen yanlış” yorumunda bulunurken, 2015 Paris Anlaşması’nın böyle bir zorunluluk içermediğini de sözlerine ekledi.
Bunun yerine hem Washington hem de Brüksel, fonun endüstri vergileri, hayırsever bağışlar veya diğer programlar da dahil olmak üzere sayısız kaynaktan beslenmesi gerektiğini savunuyor. Biniaz, ABD’nin önerdiği karbon azaltım hızlandırıcısından elde edilen gelirlerin bir örnek olabileceğini söyledi.
ABD ve AB, kişi başına düşen gelirin düşük olmasına ve iklim değişikliğine tarihsel olarak nispeten küçük katkısına rağmen Çin gibi büyük bir ekonominin de katkıda bulunabileceğini iddia ediyor. Biniaz, bunun Çin ile son ikili görüşmelerde gündeme geldiğini belirtti ancak daha fazla ayrıntı sunmadı.
Diğer müzakereciler ve yetkililer, çevre kirliliğinin ve petrol ve gazdan elde edilen beklenmedik kârların vergilendirilmesi yoluyla yeni gelir akışları yaratılması gibi fikirler önerdiler.
Barbados Başbakanı Mia Mottley’nin özel finans elçisi Avinash Persaud, “En büyük katkıyı sağlamak için ağırlıklı olarak en zengin insanların ağırlık verdiği, geniş katkılı küresel bir sisteme ihtiyacımız var” dedi. Pek çok ulusal bütçenin zorlandığı bir dönemde Persaud, emisyonların vergilendirilmesi fikrinin bazı ülkelerde popülerlik kazandığını da söyledi.
Ortaya çıkması muhtemel bir diğer anlaşmazlık noktası da fondan kimin yararlanması gerektiği. Bunun yanı sıra hangi ülkelerin en savunmasız olduğu konusunda da anlaşmazlık var.
İklim danışma grubu E3G’nin kıdemli politika danışmanı Dileimy Orzoco, “Uygun olanlarla olmayanları ayıran düz bir çizgi oluşturmak çok zor” dedi. Dünyanın en az gelişmiş ülkeleri ve gelişmekte olan küçük ada ülkeleri finansman konusunda kendilerine öncelik verilmesini istiyor.
Fonların bu ülkelerle sınırlandırılması, Pakistan veya Filipinler gibi orta gelirli ancak iklim etkilerinden en kötü etkilenen bazı ülkeleri dışarıda bırakacağı endişesine neden oluyor.
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…
Karadeniz'de iki Rus petrol tankerinin ağır hasar almasıyla petrol sızıntısı yaşandığı açıklandı. Greenpeace ise iki…
Yeni ABD Başkanı Donald Trump'ın geçiş ekibi, elektrikli araçlara ve şarj istasyonlarına yönelik desteğin kesilmesini…
İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…
Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…