Joe Biden’ın başkanlığının ilk 100 günü için açıkladığı iklim eylemi kararları, şu anda geride kalan uluslararası eylemlere destek olarak görülüyor. ABD 2021’in başlarında dünya iklim zirvesi düzenleyeceğini ve Paris Anlaşması’na yeniden katılmaya çalışacağını açıkladı.
ABD, Joe Biden’ın göreve gelmesinden sonraki 100 gün içinde, gelecek yılın başlarında dünyanın başlıca ekonomileri arasında bir iklim zirvesi düzenleyecek ve uluslararası iklim eylemini destekleyerek, başkanlığının ilk gününde Paris anlaşmasına yeniden katılmaya çalışacak.
75 ülkeden liderler, Paris Anlaşması’nın beşinci yıldönümü kapsamında hafta sonu BM, İngiltere ve Fransa’nın ev sahipliği yaptığı sanal bir İklim Eylemi Zirvesi’nde (CAS) ABD olmadan bir araya geldi. ABD’nin yokluğu, Brezilya, Rusya ve Endonezya gibi diğer büyük ekonomiler de dahil olmak üzere daha fazla ülkenin iklim kriziyle mücadelede yeni taahhütler vermesi gerektiğinin altını çizdi.
Biden yaptığı açıklamada: “Görevdeki ilk 100 günümde büyük ekonomilerin liderlerini bir iklim zirvesi için bir araya getirmek de dahil olmak üzere, elimizden gelen her şeyi yapmak için dünyanın dört bir yanındaki meslektaşlarımla çalışmaya başlayacağım… Emisyonları azaltmaya ve daha temiz bir gelecek inşa etmeye yardımcı olmak için şehirler, eyaletler ve şirketlerin yaptıkları inanılmaz işleri artıracağız. İktidardakilerden değişiklik talep eden gençler de dahil olmak üzere aktivistleri dinleyecek ve onlarla yakından ilgileneceğiz” dedi.
ABD’yi 2050 itibariyle net sıfır karbon emisyonu yoluna koyma taahhüdünü yineledi ve hareketin ABD ekonomisi ve çalışanları için iyi olacağını söyledi. Biden, “Tüm bunları, ve refah sağlamak ve tüm dünyaya temiz Amerikan yapımı ürünleri ihraç etmek için muazzam bir ekonomik fırsata sahip olduğumuzu bilerek yapacağız” diye ekledi.
BM Genel Sekreteri António Guterres, “Bu çok önemli bir sinyal. ABD liderliği kesinlikle gerekli olduğundan, bundan sonra iklim eyleminde çok aktif bir ABD liderliğini dört gözle bekliyoruz. ABD, dünyanın en büyük ekonomisi ve hedeflerimize ulaşılması için kesinlikle yer alması gerekli” dedi.
Kasım ayında ABD seçimlerinden sonraki gün yürürlüğe giren ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilmesi Donald Trump’in, İklim Eylemi Zirvesi’nden kaçınmasına neden oldu. Rusya, Suudi Arabistan ve Meksika gibi ülkeler, Paris Anlaşması uyarınca iklim hedeflerini gerçekleştiremedikleri için dışlandılar. Avustralya başbakanı Scott Morrison zirveye katılmak istemişti ancak taahhütlerinin yetersiz olduğuna karar verildi ve Brezilya Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro’nun zirveden hemen önce net sıfır hedefi açıklaması güvenilirlikten yoksun olduğu gerekçesiyle alaya alındı.
İklim Eylemi Zirvesi büyük bir atılım gerçekleştiremedi, ancak 70’ten fazla ülke, Paris Anlaşması’nın sıcaklık artışlarını sanayi öncesi seviyelerin 2 derecenin çok altına düşürme hedefine uygun olarak seragazı emisyonlarını azaltma planları hakkına daha fazla ayrıntı verdi.
Pek çok gözlemci, Hindistan’ın net sıfır emisyon hedefi belirleyebileceğini ummuştu, ancak Başbakan Narendra Modi, Hindistan’ın bağımsızlığının 100. yılında 2047’de yalnızca “beklentileri aşacağına” söz verdi. Çin, emisyonların bu 10 yılın sonundan önce zirveye çıkması planına yönelik bazı ayrıntılar verdi ancak planlanan kömür enerji genişlemesini durdurmayı kabul edemedi.
İngiltere, denizaşırı fosil yakıt geliştirme fonlarını durdurma sözü verdi ve AB, 1990 seviyelerine kıyasla 2030 itibariyle emisyonlarda %55 azaltım planını kabul etti.
Önümüzdeki yıl COP26’da, BM iklim görüşmelerine başkanlık edecek olan İngiltere’nin İş, Enerji ve Endüstri Stratejisi Bakanı Alok Sharma, çok daha fazla eyleme ihtiyaç olduğunu söyledi. Sharma, “İnsanlar ‘ısınmayı 1.5 derece ile sınırlamak ve insanları ve doğayı iklim değişikliğinin etkilerinden korumak için gereken her şeyi yapıld mı’ diye soracaklar. Kendimize karşı dürüst olmalıyız. Bunun cevabı şu anda hayır” dedi.
Biden’ın ABD’yi 2050 itibariyle net sıfır emisyona getirme taahhüdü dahil edildiğinde, küresel emisyonların üçte ikisinden fazlasını oluşturan AB, İngiltere, Japonya ve Güney Kore de dahil olmak üzere bu ülkeler yüzyılın ortalarında net sıfır hedefine tabii. Çin, 2060 itibariyle net sıfırı karşılama sözü verdi ve çok sayıda küçük gelişmekte olan ülke de bu hedefi benimsedi.
Önümüzdeki Kasım Glasgow’da düzenlenecek COP26 konferansından önce amaç Rusya ve Suudi Arabistan gibi petrole bağımlı ekonomiler de dahil olmak üzere dünyanın geri kalan tüm ülkelerini uzun vadeli net sıfır hedeflerini imzalamaya teşvik etmek olacak. Ayrıca tüm ülkelerin önümüzdeki 10 yıl içinde emisyonları azaltmaya yönelik ayrıntılı planları olması sağlanmalı.
Aralarında BM eski Genel Sekreteri ve eski BM İklim Şefinin de bulunduğu önemli isimler, Birleşmiş…
İklim krizinin finansman meselesi değil, sosyal adalet meselesi olduğunu söyleyen CHP Milletvekili Salıcı, “Fonların üreten,…
Akbelen Ormanı’nı kömür madeni için yok eden YK Enerji, Türkiye Mükemmellik Ödülleri’nde “EFQM Üstün Performansta…
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…