AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Timmermans ile bir araya gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, Türkiye ve AB’nin Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşma yolunda iklim işbirliğini ilerletebilecekleri alanları tartıştı.
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Türkiye-AB Yüksek Düzeyli İklim Diyaloğu Toplantısı kapsamında Brüksel’de bir araya geldi.
Türkiye ve AB, toplantıda Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşma yolunda iklim işbirliğini ilerletebilecekleri alanları tartıştı. Başkan Yardımcısı Timmermans ve Bakan Kurum, 2050 karbon nötr hedefi ve küresel ısınmayı 1,5 derecede sınırlandırmak adına hangi acil ve sert eylemlerin alınabileceği konusunda görüş alışverişinde bulundu.
Türkiye’de yakında bir Emisyon Ticareti Sistemi’nin kurulmasını ve AB Emisyon Ticareti Sistemi’nin revizyonunu göz önünde bulundurarak, karbon fiyatlandırma politikalarını ortak bir ilgi alanı olarak tartıştılar. İklim değişikliğine uyum, hem iklim değişikliğine hem de biyoçeşitlilik kaybına karşı doğa temelli çözümlerin faydalarının ele alınmasının yanı sıra gündemin üst sıralarında yer aldı.
Toplantıya dair bir açıklama yapan Bakan Kurum, AB ile Türkiye arasındaki Yüksek Düzeyli İklim Diyaloğu’nu iklim değişikliğiyle mücadelede işbirliğini güçlendirmek ve Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini desteklemek için büyük bir fırsat olarak gördüğünü ifade etti. Kurum sözlerine şu şekilde devam etti: “Türkiye, iklim değişikliği ile mücadeleyi sadece siyaset üstü ve sınırları olmayan bir mesele olarak değil, aynı zamanda bir güvenlik ve kalkınma meselesi olarak görüyor. Bu doğrultuda Türkiye iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor. Ancak, tüm bu faaliyetlerin ekonomik maliyeti son derece yüksek. İklim değişikliği ile mücadelede Türkiye’nin uluslararası iklim finansmanı kaynaklarına erişimi, küresel çapta çalışmalarımızı daha etkin hale getirecek.”
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Timmermans ise, bu yaz özellikle Akdeniz çevresinde tanık olunan yıkıcı olayları hatırlatarak, “İklim eylemlerine ve tüm hükümetlerin açık taahhütlerine acilen ihtiyaç var. Türkiye’nin kendi Yeşil Mutabakatı’nı formüle etmesini ve iddialı yerel iklim politikalarını uygulamaya koymasını sabırsızlıkla bekliyorum. Hızla değişen bir küresel pazarda rekabet etmeye ve ticarete devam etmek için hem Türkiye hem de AB, ekonomilerini modern ve sürdürülebilir bir rotaya koymalı” dedi.
Müzakereler teknik düzeyde devam edecek ve Bakanlar 2022’nin başlarında, kaydedilen ilerlemeyi değerlendirecekler.