AB’deki ekonomi ve maliye bakanları, iklim değişikliğine karşı kullanılacak kamu ve özel sektör harcamalarının yükseltilmesinin gerekliliği vurguladılar, çok taraflı kalkınma bankalarının kömüre finansman sağlamayı durdurmaları konusunda da uyarıda bulundular.
Geçtiğimiz hafta Brüksel’deki bir toplantı sonrasında açıklamada bulunan Avrupa Birliği’ndeki (AB) ekonomi ve maliye bakanları, seragazı emisyonlarının azaltılmasında ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlanmasında yalnızca kamu maliyesinin “asla yeterli olmayacağını” vurguladılar. Bu nedenle kamu politikasının özel sektör için sürdürülebilir yatırımların önünü açması gerektiğini söylediler.
Bakanlar, AB’nin iklim değişikliğini sınırlamaya ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamaya yönelik olarak 2017 yılında kamu parasından 20.4 milyar euro harcayarak, dünyadaki en büyük katkı payını oluşturduğunu belirttiler. Bakanlar, birliğin, gelişmiş dünyanın taahhüdü olarak 2020 yılına kadar yılda 100 milyar dolarlık destek sağlamak adına kamu ve özel iklim finansmanını artırma konusundaki kararlılığını bir kez daha teyit ettiler.
Bakanlar, Paris Anlaşması’nın temelini oluşturan güçlü şeffaflık kurallarının, ülkelerin mali yardım da dahil olmak üzere taahhütleri üzerinden gerçekleştirdikleri ilerlemenin takip edilmesine yardımcı olacağını vurguladılar.
Şeffaflık çerçevesi, önümüzdeki ay gerçekleşecek ve ülkelerin Paris Anlaşması’nı hayata geçirmesi için gerekli kurallar üzerinde anlaşmaya varmayı amaçlayan COP24’ün öncesinde en tartışmalı konulardan birisini oluşturuyor. ABD ve AB, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında güçlü raporlama ve izleme kuralları uygulamak istiyor. Çin dahil gelişmekte olan ekonomiler ise, gelişmiş ekonomilere nazaran daha zayıf sorumluluklar istiyorlar.
Ekonomi ve maliye bakanları, AB’nin aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerdeki projelere finansman sağlayan BM’nin Yeşil İklim Fonu’nu yenilemeye kararlı olduğunu söylediler. Buna ek olarak bakanlar, çok taraflı kalkınma bankalarını (Multilateral Development Banks – MDB’ler) kendi rollerini yapmaya ve “sorumlu yatırım politikalarını benimsemeye ve kömür santrallarının finansmanını durdurmaya” çağırdılar.