;
Ekonomi

AB Kayıp ve Zarar Fonuna “Önemli” Miktarda Katkı Yapma Sözü Verdi

kayıp ve zarar

AB Komisyonu, AB’nin iklim değişikliğinin neden olduğu yıkıma yönelik yeni bir uluslararası fona “önemli” bir mali katkı yapacağını açıkladı.

Dünyanın ilk iklim “kayıp ve zarar” fonu, 30 Kasım-12 Aralık tarihleri ​​arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenecek Birleşmiş Milletler COP28 iklim zirvesi sırasında başlatılacak.

Avrupa Komisyonu ve BAE’nin COP28 Başkanı ortak bir açıklamada, “COP28’deki iddialı bir sonuç bağlamında AB ve üye devletlerinin kayıp ve zarar fonuna önemli mali katkı duyurmaya hazır” olduğunu aktardı. AB, planlanan katkısının boyutunu belirtmedi.

Açıklamada, 27 ülkeden oluşan bloğun ayrıca ülkelerin 2030’a kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdünü yerine getirmelerine yardımcı olmak için COP28’de fon sağlamayı planladığı belirtildi. Finans, yıllık BM iklim müzakerelerinin en büyük konularından biri.

COP28 zirvesinin CEO’su Adnan Amin, amacın etkinliğin sonuna kadar birkaç yüz milyon dolar elde etmek olduğunu söyledi. COP28’in ev sahibi BAE’nin de katkıda bulunacağından “umutlu” olduğunu söyledi.

Amin, Reuters’e verdiği demeçte, “BAE’de buna katılıp katılamayacağımız konusunda aktif bir tartışma sürüyor. Sürecin olumlu ilerlediğini söyleyebilirim” dedi.

Ülkeler geçen yılki BM iklim müzakerelerinde iklim zararı fonunu başlatma konusunda anlaşmışlardı. Bu anlaşma, kuraklık, sel ve yükselen denizlerden kaynaklanan iklim kaynaklı zararlarla başa çıkmak için uzun süredir destek talep eden daha savunmasız, gelişmekte olan ülkeler tarafından bir atılım olarak selamlanmıştı.

Şu ana kadar hiçbir ülke fona belirli bir mali taahhütte bulunmadı, ancak bazı ülkeler bunu yapabileceğinin sinyallerini verdi.

ABD’nin İklim Elçisi John Kerry, geçen hafta Singapur’da düzenlenen Bloomberg Yeni Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada, Washington’un “COP’taki fona birkaç milyon dolar  aktaracağını” söylemişti.

BAE ise, BM iklim fonlarına katkıda bulunmak zorunda olmayan ancak Avrupa devletlerinin bunu yapma baskısıyla karşı karşıya olan, kişi başına düşen geliri yüksek bir avuç ülke arasında yer alıyor.