;
Bilim Ekonomi

Yeni Çalışma: Enerji Şirketleri Karbon Nötr Olma Taahhüdü Vermiyor

Dünyanın en büyük enerji şirketleri arasında bulunan 132 şirketten sadece 13’ü seragazı emisyonlarını sıfırlama taahhüdünde bulundu.

Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Araştırma Enstitüsü, Londra Ekonomi Okulu, Oxford Üniversitesi – Martin Oxford Okulu ve Transition Pathway Initiative tarafından yürütülen ve 12 Kasım’da yayımlanan yeni bir araştırmaya göre kömür, elektrik, doğalgaz ve petrol üretiminde dünyanın en büyük 132 enerji şirketinden 13’ü karbon nötr olacaklarına dair taahhütte bulundu. City A.M.’de yer alan habere göre bu şirketlerden 9’u 2050 yılında; geri kalanları ise 2025 veya 2030 yıllarında karbon nötr olacağı taahhüdünde bulunuyor.

Kömür madenciliği yapan 4 şirket arasından Exxaro Resources dışındaki South32, BHP Billiton ile İtalyan petrol ve doğalgaz üreticisi Eni’nin taahhütleri, bütün üretimi kapsayan yaşam döngüsü emisyonlarının (lifecycle emissions) ufak bir kısmını oluşturan işleme sırasında açığa çıkan emisyonları kapsıyor.

CEZ, EDF, Endesa, Enel, EON, Iberdrola, National Grid, Orsted ve XCEL’in bulunduğu geri kalan şirketlerin ise taahhütleri doğrudan emisyonları (direct emissions) kapsıyor.

Ancak bütün şirketler arasından sadece 3’ünün taahhütleri, işleme sırasında kullanılan elektrik yoluyla çıkan salımları veya kömür ya da doğalgazın çıkarılması sırasındaki salımları içeren doğrudan olmayan emisyonların (indirect emissions) azaltımını içeriyor.

Araştırmada ayrıca, 132 şirket arasından 71 şirketin Paris Anlaşması kapsamındaki küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırma hedefini kabul ettiği ancak sadece 51 şirketin bu hedefi desteklediği yer alıyor. Şirketlerden sadece 26’sı küresel sıcaklıkların daha fazla artmaması için küresel karbondioksit emisyonlarının sıfırlanması gerektiğini kabul ediyor.

Oxford Üniversitesi’ndeki Smith Çevre ve Girişim Okulu’ndan (SSEE) Profesör Cameron Hepburn, “Paris Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana, araştırmamız, dünyanın en büyük enerji şirketlerinin emisyon azaltım planlarının henüz gelişmekte olduğunu gösteriyor. Paris Anlaşması’nın uygulanması, kirliliğe sebep olan varlıkların atıl varlıklara (stranded assets) dönüşmesine neden olduğu için yatırımcıları önemli finansal risklere maruz bırakıyor” dedi.