We Mean Business Koalisyonunun CEO’su Nigel Topping, “Şirketler hükümetlere iklim değişikliği konusunda hedef artırmanın vaktinin geldiğini gösteriyor” diyor.
YAZI: Nigel Topping
Çeviri: Gülce DEMİRER
23 Eylül’de New York’ta gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Eylemi Zirvesi’nde bir araya gelen dünya liderleri iklim kriziyle mücadele adına atılması gereken adımları tartıştı. Zirvenin kapanışında politika uygulayıcılar, dünya çapındaki özel sektörlerde yaşanan değişimlere güven duydular. Sektörlerin sıfır karbon bir ekonomiye doğru değişimi ve şirketlerin yenilikçi uygulamaları olmadan iklim kriziyle tam anlamıyla mücadele etmek mümkün olmayacak.
Haziran ayından beri, toplam piyasa değerleri 2.3 trilyon doları geçen ve bir yılda yolda olan 62 milyon otomobile eş değer emisyon miktarına sahip 87 şirket, bilim insanlarının iklim krizinin en kötü sonuçlarını azaltmak için gerekli olduğunu söylediği eylemleri şirketleriyle uyumlu hale getirme çalışmalarına başladı. Bu şirketler, 27 ülkede bulunan ana merkezleri ile 28 farklı sektörden 4.2 milyon çalışanı temsil ediyor. 27 şirket işletme ve tedarik zincirlerinde, küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırma ve en geç 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşma hedefleriyle uyumlu iklim hedeflerini belirleme taahhüdünde bulunuyor.
İş dünyasından ve hükümetlerden gelen bu güçlü mesaj, karbonsuzlaşmanın istenen ve ulaşılabilir bir hedef olduğunu gösteriyor.
SwissRe, Danone, IKEA, Salesforce ve L’Oreal gibi şirketler iş stratejilerini en güncel iklim bilimi ile uyumlu hale getirdi. Bu beş şirket, Bilim Temelli Hedefler girişimi aracılığı ile Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu hareket edeceği taahhüdünde bulunan 650 şirket arasında en iddialı olanlardan bir kaçı.
Öncü konumdaki bu 87 şirketi, diğer özel sektörler de takip edecek çünkü şirketler karbonsuzlaşmanın rekabetin içinde avantaj sağlayacağını biliyorlar. Asıl soru ise, hangi ülkelerin ve sektörlerin sıfır karbona geçişte yön göstereceği.
Rusya’daki üreticiler, ülkelerini Paris Anlaşması’nın dışında kalınmasının küresel rekabet konumlarını olumsuz etkileyecekleri konusunda uyardı, Rusya da anlaşmaya katılma sürecini başlattı. Ayrıca hükümetler için, sıfır karbona geçiş yeni ekonomik olanaklar ve yeni iş kolları yaratacak. Yeni İklim Ekonomisi’ne göre düşük karbonlu bir ekonomi hem 26 trilyon dolarlık büyüme şansı tanıyor hem de 2030 yılına kadar 65 milyon yeni iş imkanı sunuyor.
İklim odaklı eyleme geçen şirketler, farklı coğrafyalardan ve sektörlerden şirketlerin karbonsuzlaşma yolunda en iddialı adımları attığının kanıtı. Kenya, İspanya, Hindistan, ABD ve İngiltere gibi ülkelerden telekomünikasyon, enerji ve ağır sanayi sektörleri yer alıyor.
2015’te imzalanan Paris Anlaşması’ndan bu yana yüzlerce şirket iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik daha iddialı adımlar atıyor. Teknolojinin de ilerlemesiyle sıfır karbona geçiş sürecindeki gelişmeler, büyük değişikliklerin yaşanacağının habercisi. Sübvansiyonsuz rüzgar ve güneş enerjisinden üretilen yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik, birçok ülkede, kömürden daha ucuz. Performansın artması ve ücretlerin düşmesiyle elektrikli araçların satış oranı da artışta.
Hollandalı sağlık ve beslenme şirketi Royal DSM’in CEO’su Feike Sijbesma, politika uygulayıcıların karbon vergisi gibi iklim eylemlerini finansal sistemimize uygulaması gerektiğini söylüyor. Royal DSM ve diğer şirketler, şirketlerin iklim politikalarının daha açık olması çağrısında bulunuyor. Örneğin geçtiğimiz Mayıs ayında, 120’den fazla iş dünyası lideri eski İngiltere Başbakan’ı Theresa May’e 2050 yılına kadar sıfır karbon emisyon teklifini yasadan geçirmesi çağrısında bulunmuştu.
2020 ise birçok ülkenin ulusal iklim planlarını güncellemesi ve Paris Anlaşması’yla uyumlu uzun dönemli stratejilerini belirlemesi açısından bir dönüm noktası olacak.
Küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırma taahhüdünde bulunan şirketler, iklim çözümlerine yönelik daha fazla yatırımın önünü açmak için gerekli olan etkili iklim politikalarının geliştirilmesinde hükümetleri desteklemeye hazır. İş dünyasının liderliği ile bütün hükümetler 2050 yılında hedeflenen net sıfır emisyon yolunda ilerlemeliler.
Yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.