;
Bilim

Aşırı Hava Olayları Sadece 20 Yılda 765 binden Fazla Kişinin Ölümüne Neden Oldu

aşırı hava olayları

İklim kriziyle doğrudan bağlantılı aşırı hava olayları 1993-2022 yılları arasında 765 binden fazla kişinin ölümüne ve yaklaşık 4,2 milyar dolarlık ekonomik kayba neden oldu.

2006 yılından bu yana yayımlanan Germanwatch’un İklim Risk Endeksi, iklimle ilgili etkilerin en uzun soluklu yıllık çetelelerinden biri. Krizle bağlantılı aşırı hava olaylarının dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri nasıl etkilediğini analiz ediyor.

2025 baskısı, iklim kriziyle doğrudan bağlantılı aşırı hava olaylarının 1993-2022 yılları arasında dünya çapında 765.000’den fazla kişinin ölümüne neden olduğunu ortaya koyuyor. Bu dönemde 9.400’den fazla aşırı hava olayının kaydedildiği ve yaklaşık 4,2 trilyon dolarlık doğrudan ekonomik kayba neden olduğunu gösteriyor.

Buna göre iklim kriziyle bağlantılı aşırı hava olaylarından en çok etkilenen 10 ülke şu şekilde:

  1. Dominika
  2. Çin
  3. Honduras
  4. Myanmar
  5. İtalya
  6. Hindistan
  7. Yunanistan
  8. İspanya
  9. Vanuat
  10. Filipinler

Rapora göre seller, fırtınalar, sıcak hava dalgaları ve kuraklık en çok zarar veren olaylar. Tek başına sel, insan etkisinin yarısından fazlasından sorumlu. Ancak 2,3 trilyon dolar ile en önemli ekonomik zarara yol açan olaylar şiddetli fırtınalar.

Üç AB üyesi ülke de bu 30 yıllık süre zarfında iklim olaylarından on binlerce ölüm ve büyük ekonomik kayıplarla en kötü etkilenen ilk 10 ülke arasında yer alıyor.

Hangi Avrupa Ülkeleri Aşırı Hava Olaylarından En Çok Etkilendi?

İtalya

Raporun kapsadığı 30 yıllık dönemde İtalya, dünyada aşırı hava koşullarından en çok etkilenen beşinci ülke oldu. İtalya’da 1993-2022 yılları arasında aşırı hava koşulları nedeniyle yaklaşık 38.000 kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 60 milyar dolar ekonomik kayıp yaşandı. Germanwatch, 2003 ve 2022 yıllarının “kavurucu sıcaklıklar, kuraklık, orman yangınları, tarımsal verimliliğin azalması, altyapı hasarı ve sağlık hizmetleri ile enerji şebekeleri üzerindeki baskıdan kaynaklanan hasarla ilişkili olağanüstü yüksek ölüm sayılarıyla dikkat çektiğini” söylüyor. Rapor ayrıca 1994 ve 2000 yıllarında Po Nehri boyunca meydana gelen ve büyük hasara yol açan şiddetli sellere de işaret ediyor.

Yunanistan

Yunanistan’ın endekste en kötü etkilenen yedinci ülke olmasının başlıca nedeni, yüksek sayıdaki ölümler: 1993-2022 yılları arasında toplam 34.000 kişi hayatını kaybetti. Phthiotis şehrinde sıcaklığın 42,1 dereceye ulaştığı 2022 yılındaki aşırı sıcaklar 3.000’den fazla can aldı.1998, 2007 ve 2022’de olduğu gibi orman yangınları, geçim kaynaklarını etkileyen ve ciddi tarımsal hasara yol açan tekrar eden bir tehditti. Toplam ekonomik kayıp 30 yıllık süre zarfında 7 milyar dolardan fazla oldu.

İspanya

İspanya da iklimle bağlantılı aşırı hava koşullarından kaynaklanan ölümlerin sayısı nedeniyle üst sıralarda yer aldı. Raporda, 1993’ten 2022’ye kadar ülkenin “önemli insani ve ekonomik etkilere yol açan birçok aşırı sıcak dalgası” yaşadığı belirtiliyor. Özellikle 2003 ve 2022 yıllarında aşırı sıcaklar nedeniyle yüksek can kayıpları yaşandı, kuraklık ve orman yangınları gibi olaylar nedeniyle de geniş çaplı hasarlar meydana geldi. Raporda, “İspanya’nın güneyinde 1999’da yaşanan kuraklık ve 2019’da güneydoğuda meydana gelen ve can kayıpları ile tarım, mülk ve altyapıda büyük kayıplara yol açan şiddetli seller gibi son derece olağandışı olaylara” dikkat çekiliyor. Bu 30 yıl boyunca İspanya’da toplam 27.000 kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 25 milyar dolar ekonomik kayıp yaşandı.

2022 Avrupa Sıcak Dalgası İklim Riski Raporunda Üst Sıralarda

Copernicus İklim Değişikliği Servisi, 2022’nin o zamana kadar Avrupa’da kaydedilen en sıcak yaz olduğunu ve güneybatı Avrupa’daki ortalama sıcaklıkların 1950’den bu yana kaydedilen en yüksek sıcaklıklar olduğunu bildirdi.

Avrupa Kuraklık Gözlemevi son 500 yılın en kötü kuraklığının yaşandığını belirtirken, bu durum kıtanın büyük bölümüne yayılan şiddetli kuraklık ve orman yangınlarını da beraberinde getirdi.

2022’de iklim değişikliğinden en çok etkilenecek 10 ülkeden 7’sinin yüksek gelirli ülke grubuna ait olması nedeniyle rapor, tüm ülkelerin iklim riski yönetimini artırması gerektiğinin altını çiziyor.

Germanwatch’ta iklim finansmanı ve yatırımlarından sorumlu kıdemli danışman ve endeksin eş yazarı David Eckstein, “Yüksek gelirli ve yüksek emisyonlu ülkeler azaltım çabalarını hızlandırmanın aciliyetini kabul etmeli. Son 30 yılda, toplam 4,2 trilyon dolarlık kayıp, Almanya’nın tüm GSYH’sine eşit” diyor.

Rapor, yüksek gelirli ve yüksek emisyonlu ülkelerin, küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutmaya uygun yeni ulusal katkılar sunmak da dahil olmak üzere azaltım eylemlerini hızlandırmalarının çıkarlarına uygun olduğunu öne sürüyor.

Germanwatch’ın uluslararası iklim politikaları bölüm başkanı Laura Schaefer ise son 30 yılın, Küresel Güney’deki ülkelerin aşırı hava olaylarından özellikle nasıl etkilendiğini gösterdiğini söylüyor:

“Bu ülkelerden elde edilen veriler birçok Küresel Kuzey ülkesinden elde edilenler kadar kapsamlı olsaydı, ekonomik ve insani etkiler daha da büyük ölçüde görünür hale gelebilirdi. İklim krizinde, çatışmaları daha da şiddetlendirecek, toplumları istikrarsızlaştıracak ve dünya çapında insan güvenliğini olumsuz etkileyecek kritik ve öngörülemez bir aşamaya girdiğimize dair işaretler artıyor.”

Örgüt ayrıca COP29’un, gelişmekte olan ülkelerdeki iklim sorunlarının tespit edilen ihtiyaçlarını ve aciliyetini dikkate almayan iddialı yeni bir iklim finansmanı hedefi sunmakta başarısız olduğunu vurguluyor. Örgüt, 2035 yılına kadar her yıl ödenecek 300 milyar dolarlık iklim fonunun, tırmanan iklim krizine ancak asgari bir yanıt olarak görülebileceğini belirtiyor.