;
Politika

Afşin Elbistan Termik Santral Projesinin İptali için Dava Açıldı

afşin elbistan

Belediyeler, Türk Tabipleri Birliği ve çevre örgütleri Afşin Elbistan A Santralı’na yapılması planlanan 2 yeni ek ünitenin ÇED Olumlu kararının iptali için bölge halkıyla birlikte dava açtı.

Afşin-Elbistan’daki kömürlü termik santral projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararının iptali için Elbistan, Nurhak ve Ekinözü Belediyeleri, Türk Tabipleri Birliği (TTB), TEMA Vakfı ve Greenpeace Türkiye, bölge halkıyla birlikte dava açtı.

Ayrı ayrı açılan davalarda, Afşin-Elbistan’da hâlihazırda faaliyet gösteren santralların çevre ve halk sağlığına verdiği zararlar vurgulanarak iki yeni ünitenin bu olumsuz etkileri daha da artıracağı belirtildi.

Kahramanmaraş’ta 40 yıldır kömürün gölgesinde yaşayan bölge halkı, Afşin-Elbistan A ve B Santrallarının halihazırda 8 ünitesi bulunduğunu ve toplamda 2795 MW kapasiteyle büyük bir kirlilik yükü oluşturduğunu ifade ediyor. Ancak Afşin-Elbistan A Termik Santralı’na, toplam 688 MW kapasiteli 2 ünite daha eklenmesi planlanıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 27 Aralık 2024’te yeni bir termik santral büyüklüğünde olan bu ek üniteler için “ÇED Olumlu” kararı verdi.

Afşin-Elbistan Daha Fazla Kirliliği Kaldıramaz!

Afşin-Elbistan’da kömürlü termik santral projesine karşı tepkiler büyüyor. Yerel yönetimler, çevre örgütleri ve bölge halkı, bölgenin daha fazla kirliliği kaldıramayacağına dikkat çekiyor.

Elbistan Belediye Başkanı Erkan Gürbüz, Elbistan’ın depremden sonra ayağa kalkmaya çalışırken, bir yandan da havayı, suyu ve tüm canlılara zarar veren santrallarla mücadele ettiklerini söylerken şöyle devam etti: “Bakanlığın ‘ÇED Olumlu’ kararı verdiği 2 üniteye karşı Nurhak ve Ekinözü Belediyeleri ile birlikte davamızı açtık. Burada hem hukuki olarak hem de halkla mücadelemizi yürüteceğiz. Bundan yıllar sonra çocuklarımıza Elbistan’ı bırakırken çevreyi kirleten sermaye sahiplerinin kazandığı bir dava değil, Elbistanlıların kazandığı bir süreç olmasını temenni ediyoruz.”

Davacılardan Mehmet Dalkanat ise 40 yıldır bölgedeki tarımı bitiren, insanların sağlığını elinden alan santrallardan şikayetçi olduklarını söyledi. “Bölgemizde ne bir salkım üzüm kaldı, ne de hayvancılık. Doktorlar burada yaşayanları ciğerlerinden tanıyor artık. Buraya kurulmak istenen Afşin C santralını yaptırmadık, bilirkişi burada kamu yararı görmedi. Bu ek üniteleri de yaptırmayacağız” derken bölgenin bir santralı daha kaldıramayacağını söyledi. Dalkanat torunlarına kömürün tozunu değil, verimli ovaları miras bırakmak istediklerini de belirtti.

Kömürlü Termik Santrallar Ölüm Saçıyor

Türk Tabipleri Birliği de kömürlü termik santralların kirletici yapısına dikkat çekti: “Bugüne kadar yapılan çalışmalar kömür yakarak elektrik üreten termik santralların özellikle de linyit kullananların, alıcı ortamlarda (hava, su, toprak) en çok kirliliğe neden olan sanayi tesislerinden olduğunu göstermiştir. Bu tesisler baca emisyonları ve ürettikleri küllerin depolandığı barajlar aracılığı ile alıcı ortamları kirletmektedir. Dünyada her yıl hava kirliliği nedeniyle çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere yaklaşık 8 milyon kişi yaşamını yitirmektedir. Hava kirliliği, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı tarafından 2013 yılında Grup I kanser etkenleri arasına dahil etmiştir.

Hava kirliliği kanserler yanında doku beslenmesinin bozulması, kalp krizi, felç, kronik tıkayıcı akciğer hastalığı (KOAH), astım, solunum yolu enfeksiyonları, vücut bağışıklığının azalması, depresyon, uyku bozuklukları, erkek ve kadınlarda üreme sistemi sorunlarına yol açmaktadır. Hava kirliliği çocuklarda düşük doğum ağırlığı, otizm, diyabet (tip 1), ani bebek ölümü sendromu, solunum yolu hastalıkları (KOAH, astım, bronşiyolit, bronşit, zatürre), bebek ölümü, zeka geriliği gibi sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Ayrıca kömürlü termik santrallar atmosfere verdikleri karbondioksit ve azot oksitlerle dünyamızın ortalama sıcaklığının artmasına, iklim krizine çok büyük katkıda bulunmaktadır. Var olan santralların bölgede neden olduğu hastalık ve ölümler iki ünitenin daha eklenmesi halinde daha da artacaktır.”