Bakü’deki iklim müzakerelerinin iki temel hedefi olduğun söyleyen COP29 Başkanı Babayev, “Birincisi, güçlü hedefleri teşvik etmek ve ikincisi, iklim eylemini etkinleştirmek. Daha da önemlisi, bu unsurların her ikisi de daha fazla finansman sağlanmasına katkıda bulunmalı” dedi.
Yaklaşık 200 ülkenin iklim değişikliğine neden olan seragazı emisyonlarını azaltmanın ve yine iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı hava olaylarına uyum sağlamanın yollarını arayacağı COP29 zirvesi Bakü’de başladı.
Zirvenin açılışında konuşan COP29’un Başkanı Mukhtar Babayev, Birleşmiş Milletler’in zirve öncesinde yayımladığı raporlara da değinerek mevcut politikalarla dünyanın 3 derecelik bir ısınma yolunda olduğunu söyledi: “Paris Anlaşması’nın ilk 10 yılının sonuna geldik. Felakete doğru gidiyoruz.”
BM Çevre Programı (UNEP) yıllık Emisyon Açığı raporu; mevcut tüm NDC’ler uygulansa bile dünya yüzyılın sonuna kadar 2.6 derece ısınmaya doğru ilerlediğini, daha fazla önlem alınmazsa, sıcaklıkların 3,1 dereceye yükselebileceğini ve bunun ekonomiler, ekosistemler ve toplumlar üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini ortaya koymuştu.
“Afrika bozkırları çorak. İnsanlar İspanya’da sel felaketiyle, Avustralya’da orman yangınlarıyla karşı karşıya. Pasifik’te deniz seviyesi yükseliyor. İnsanlar karanlıkta ölüyor” diyen Babayev, müzakerelerdeki temel beklentilerini şu şekilde sıraladı:
“Birincisi, güçlü hedefleri teşvik etmek ve ikincisi, iklim eylemini etkinleştirmek. Daha da önemlisi, bu unsurların her ikisi de daha fazla finansman sağlanmasına katkıda bulunmalı. Bu yaklaşım, iklim sorunlarının etkili bir şekilde ele alınması için çok önemli.”
“Yeni Finansman Hedefinin Belirlenmesi Piyasalara Güçlü bir Mesaj Gönderir”
Bu yılki zirvede öne çıkan kavram iklim finansmanı ile doğrudan bağlantılı olan Yeni Kolektif Sayısallaştırılmış Hedef anlamına gelen “NCQG”. Bu kısaltma, mevcut 100 milyar dolarlık iklim finansmanı taahhüdünün 2023 yılının sonunda sona ermesinin ardından başlayacak olan yeni yıllık finansman hedefini ifade ediyor.
Zengin ülkeler, 2020’den bu yana bu yıllık hedefi ancak zaman zaman karşılayabildi ve bu durum, iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında büyüyen bir güvensizliğe yol açtı. COP29, gelecek yıllar için çok daha yüksek bir hedef belirlemeyi amaçlarken, zengin ülkeler bu paranın tamamının kendi bütçelerinden gelmeyeceğini savunuyor. Bunun yerine, küresel çok taraflı kredi sisteminin reforme edilmesi gerektiği, böylece iklimle bağlantılı finansal risklerin azalacağı ve daha fazla özel sermayenin teşvik edileceği tartışılıyor.
Babayev de, ölçülebilir iklim finansmanı hedefi üzerinde anlaşmaya varılması gerektiğini söylerken şöyle devam etti: “İhtiyaç trilyonlarca dolarla ifade ediliyor. Ancak kamu sektörünün kapasitesi 100 milyarca dolarla sınırlı. Hedefin belirlenmesi finans piyasalarına güçlü bir mesaj gönderecektir. İhtiyacın trilyonlarca dolar olarak belirlenmesi çok büyük tutarlar gibi gelse de eylemsizliğin maliyeti çok daha fazla.Uyum tedbirlerinin finansmanının yetersiz olması, ön saflardaki insanların korunmasız bırakılması anlamına geliyor.”
“NDC’ler 1.5 Derece Hedefi ile Uyumlu Olmalı”
Paris Anlaşması’na imza atan 194 ülkenin tamamının her beş yılda bir daha iddialı bir Ulusal Katkı Beyanı (NDC) sunması bekleniyor. İlk set 2015’te Paris Anlaşması’nın imzalanmasından hemen sonra üretildi, ikincisi 2020’deki COP26 iklim zirvesine denk gelen dönemde geldi. Üçüncü güncellemenin ise gelecek yıl Şubat ayında tamamlanması bekleniyor.
Aynı zamanda ülkesinin Çevre Bakanı da olan Babayev de daha güçlü NDC’lere olan ihtiyacı vurgulayarak, “NDC’ler küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması hedefiyle uyumlu hale getirilmeli” dedi.
“Hepimiz aynı gemideyiz” diyen COP29 Başkanı, kararlılığa ve esnekliğe ihtiyaç duyulduğunu söylerken, “Azerbaycan bir köprü inşa edebilir ama köprüyü hepimiz geçmeliyiz. Hatta koşarak geçmeliyiz” şeklinde konuştu.