50’den fazla şehir ve 10’dan fazla ülke fosil yakıt reklamlarına karşı halihazırda eyleme geçmiş durumda. Reklam yasakları, iklim açısından güvenli bir geleceğin önündeki engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik hayati bir adım olarak ele alınıyor.
Climate Action Against Disinformation Coalition’ın (Dezenformasyon Koalisyonuna Karşı İklim Eylemi- CAAD) yeni çalışması, fosil yakıt reklam yasaklarına olan acil ihtiyacın altını çizerek, sektörün onlarca yıldır süren yanıltıcı reklam kampanyasına ve bu tür uygulamaları kısıtlamaya yönelik artan küresel ivmeye dikkat çekiyor.
New York İklim Haftası 2024’te yayımlanan “Fosil Yakıt Reklam Yasakları: Halkı Kurumsal İklim Dezenformasyonundan Korumak”, sektörün manipülatif taktiklerini ve halk sağlığını koruma ve iklim eylemini hızlandırma zorunluluğunu ortaya koyuyor.
Çalışmada, fosil yakıt reklamlarının yasaklanmasına dair küresel bir fikir birliği oluştuğundan bahsedilirken, BM Genel Sekreteri’nden Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) kadar bu yöndeki çağrıların giderek arttığı hatırlatıldı. Kamu desteğinin güçlenmesi ve yasal zorlukların artması ise bir başka artı.
50’den fazla şehir ve 10’dan fazla ülke halihazırda eyleme geçmiş durumda. Reklam yasakları, iklim açısından güvenli bir geleceğin önündeki engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik hayati bir adım olarak ele alınıyor.
2022 itibarıyla fosil yakıt endüstrisine karşı 2.180’den fazla dava açıldı; bu durum, kirleticileri sorumlu tutmaya yönelik artan yasal baskının altını çiziyor. Reklam endüstrisi de fosil yakıtlara karşı tavır almaya başladı. “Temiz Yaratıcılar” gibi kampanyalar, ajansları ve bireyleri fosil yakıt müşterilerini reddetmeye başarıyla ikna ediyor.
Fosil yakıt reklamlarının yasaklanması hareketi dünya çapında ivme kazanıyor. Örneğin Fransa, benzin reklamlarına ulusal yasak getirerek önemli bir adım attı. Bu arada AB’de hukukçular, çevreye zararlı reklamlara karşı 1989 tarihli bir direktifin, yanıltıcı fosil yakıt tanıtımlarını yasa dışı hale getirebileceğini savunuyor.
Fosil yakıt endüstrisinin reklam yoluyla halkı parayla manipüle etme becerisinin kısıtlanması, iklim adaleti için mücadele eden ve tepkilerle karşı karşıya kalan bilim insanlarının ve savunucuların ifade özgürlüğünü korumak için de kritik bir önlem.
Çalışma, bu tür yasakların halk sağlığını korumak, iklim eylemlerini ilerletmek ve sürdürülebilir bir geleceğe adil bir geçiş sağlamak için neden gerekli olduğuna dair ikna edici bir kanıt sunuyor.