Yoğun hava kirliliğine maruz kalan bölge ve toplulukların “temiz hava” talepleri yükseliyor.
2024 Küresel Hava Durumu Raporuna göre, dünya genelinde insanların %99’u kirli hava soluyor; 2021’de hava kirliliği 8,1 milyon ölümden sorumluydu ve bunların %90’dan fazlası bulaşıcı olmayan hastalıklarla ilişkili. 7 Eylül günü, Birleşmiş Milletler tarafından Mavi Gökyüzü için Uluslararası Temiz Hava Günü olarak kabul edilmiştir. Temiz hava, “temel bir insan hakkı” olmasına karşın, hava kirliliği günümüzde hem dünyada hem ülkemizde milyonlarca insanın sağlığını tehdit ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki insanlar ve sivil toplum kuruluşları, temiz hava hakları için yıllardır mücadelelerini sürdürüyorlar.
Türkiye’de ise farklı bölgelerden insanlar, temiz hava taleplerini Change.org platformu üzerinden başlattıkları 240 farklı kampanyada gündeme getirdi. Bu kampanyalara verilen 967 bin imza, Türkiye’de temiz hava ihtiyacının kamuoyu için önemini gösteriyor. Bu kampanyalar, yerel yönetimler, ilgili bakanlıklar ve hükümetlerden acil eylem talep ediyor.
Termik Santrallar ve Sanayi
Termik santrallar ve sanayi tesislerinden yayılan kirleticiler, hava kirliliğinin önemli bir nedeni ve özellikle yerel halk için büyük tehlike oluşturuyor. “İkizköy Akbelen’de Kömür Madenini Durdurun”, “Afşin-Elbistan’da Termik Santral İstemiyoruz”, “Soma Termik Santrali Filtresiz Çalıştırılmasın”, “Çorlu’da Havayı Temizleyin”talepleriyle Change.org üzerinden başlatılan imza kampanyaları kömürlü termik santrallar ve sanayi kaynaklı kirleticilerden dolayı sağlık sorunları yaşayan bölgedeki vatandaşlar tarafından başlatılmış kampanya örnekleri arasında.
Afşin-Elbistan
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Türkiye direktörü Emma Sinclair-Webb, kömürlü termik santrallardan kaynaklanan zehirli hava Türkiye’de her yıl binlerce insanın ölümüne neden olduğunu söylüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün geçtiğimiz günlerde Afşin Elbistan’da zararlı kömür santralının genişleme planı hakkında bölge insanının hava kirliliği ve sağlık etkisine maruz kalmaları, projelerin karar verme süreçlerinden dışlanmaları ve bilgi edinmelerinin önündeki engellere ilişkin hak ihlallerini raporladığını belirtiyor.
Elbistan Hayatı Ve Doğayı Koruma Platformu’ndan Mehmet Dalkanat, “Yıllardır Afşin-Elbistan’da kömür ve kömürlü termik santralların bedelini sağlığımızla ödüyoruz… Her türlü solunum hastalığı, akciğer kanseri gibi sağlık sorunları yaşıyoruz” derken, planlanan yeni santralları da artık bölgenin kaldıramayacağını ve bu planların iptalinin şart olduğunu dile getiriyor.
Muğla-İkizköy
Yıllardır Muğla’daki termik santrallardan kaynaklı hava kirliliğine maruz kalan ve köylerinin yanındaki Akbelen Ormanı’nın kesilmesinin, kömür maden sahasının genişlemesinin ve sürmekte olan dinamit patlatmalarının artık köyleri için durumu iyice kötüleştirdiğini dile getiren İkizköy Muhtarı Nejla Işık, “Köyümüzde KOAH, alerji, astım gibi nefes yolu hastalıkları artmış durumda. Hava kirliliği sadece bizleri deği hayvanları ve bitkileri de etkiliyor. Onlar da nefes alamıyorlar ki. Bahçelerimizde, zeytin, üzüm, ceviz ağaçlarımızda artık verim son derece düştü” diyerek kömüre dayalı yatırımlara bir son verilmesini talep ediyor.
Manisa-Soma
Manisa Soma’da kendi ömrünü tamamlamış ve tüm Soma halkının hayatını etkileyen bir santralla mücadele ettiklerini söyleyen Somalı Sinan Özer, “Santral Çevre Mevzuatına Uyum Yatırımlarını ve buna bağlı baca gazı kükürt giderme tesisi, filtre sistemleri veya kül barajı gibi çevre ve halk sağlığının korunması için gerekli yatırımları yapmıyor. Sağlığımızı hiçe sayıyor. Artık Soma’da insanlar yaz günü camları açık bir şekilde uyuyamıyorlar. Çevre Üniversite ve Araştırma Hastanelerinin onkoloji servisleri, astım ve alerji poliklinikleri Soma’dan gelen hastalarla dolup taşıyor. Bu konuda gerekli önlemlerin alınmasını ivedilikle bekliyoruz” diyerek talebini dile getirdi.
Ulaşım, Yapılaşma ve Hava Kirliliği
Yoğun yapılaşma ve trafikte petrol kullanımı kaynaklı hava kirliliği yaşayanlar ise “Kadıköy-Göztepe’de Hava Kirliliği Rekoru Kırılıyor”, “Zehir Solumaya Dur De”, “Temiz Gelecek için Adım At, Elektrikli Otobüse Geç” gibi kampanyalarla temiz hava için çözüm taleplerini dile getiriyorlar.
Ulaşımdan kaynaklı hava kirliliğine vurgu yapan Zeynep Yöntem, “Hava kirliliğinin en temel bileşenleri seragazlarıdır. Seragazlarının en büyük sebebi ise egzoz gazlarıdır. Temiz hava havada yaşamak istiyorsak eğer kullandığımız araçlara dikkat etmemiz gerekir” diyerek toplu taşıma araçlarının teşvik edilmesinin önemli olduğunu ama bunun yanı sıra toplu taşımada artık elektrikli otobüslere geçilmesinin ve bu elektriğin de yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesinin gerekliliğini vurguluyor.
Kadıköy Göztepe’de yaşayan Remzi Çelik ise “Hava kirliliğinin her zaman gözle görülmüyor oluşu ve ancak sonuçları sağlığımızı etkilediği zaman anlaşılıyor olması da insanların bu konuda harekete geçmesini yavaşlatıyor. Örneğin Göztepe E5 üzerindeki hava kirliliği rüzgarın da etkisiyle Kadıköy’ün tüm mahallelerine yayılıyor ama bu konuda ciddi bir tepki oluşmuş durumda değil henüz” dedi.
Afet bölgelerindeki kirliliğe de dikkat çekmek için kampanya başlatan Çelik, “Son depremden sonra yaşanan ciddi oranlardaki hava kirliliği hâlâ sürüyor. Özellikle afet sonrasında koşulları daha da zorlaşan insanların bir de hava kirliliğine maruz kalması çok can yakıcı. Oysa ki bu, hayati derecede önemli bir konu” diyerek tüm yetkililerin bu konuda harekete geçmesi için çağrıda bulunuyor.
Binlerce insanın destek verdiği bu kampanyalar, halkın temiz hava talebinin ne kadar önemli ve aynı zamanda yaygın olduğunu gösteriyor. 7 Eylül Temiz Hava Günü’nde, bireyler, topluluklar ve uzmanlar temiz hava haklarını savunmak ve temiz hava taleplerini duyurmak için karar vericilere sesleniyorlar. Daha temiz, daha sağlıklı bir gelecek için hava kirliliği ile mücadele adımlarının acilen atılmasını talep ediyorlar.