BM’nin çölleşmeyle mücadeleden sorumlu organı, dünyadaki doğal mera alanlarının yarısının aşırı kullanım ve iklim değişikliğinin etkisiyle zarar gördüğünü, bunun da gıda ve geçim kaynaklarını tehlikeye attığını duyurdu.
Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD), dünyadaki gıda kaynaklarının altıda birinin dünyadaki meraların zarar görmesi nedeniyle risk altında olduğu konusunda uyardı.
Nüfus artışı, kentleşme ve artan gıda talebinin insanları toprağın destekleyebileceğinden daha fazla hayvan yetiştirmeye teşvik ettiği ve aynı zamanda doğal meraların yoğun ekim alanlarına dönüşmesine yol açarak toprak verimliliğinin azalmasına ve kuraklığın kötüleşmesine yol açtığı belirtildi.
UNCCD’nin baş bilim insanı Barron Joseph Orr, durumun iç karartıcı olmasına rağmen, meraların dünyanın karbon rezervuar kapasitesinin üçte birini oluşturması sayesinde, arazi restorasyonunun iklim değişikliğine çözümün bir parçası olduğuna dair artan bir farkındalık olduğunu söyledi.
Orr, “Emisyonlar büyük bir sorun, ancak karbonu nereye koymak istiyoruz, doğal olarak nereye ait? Topraklarımızda ve bitki örtümüzde. Eğer bunları baltalamaya devam ederseniz, çözümünüzü de baltalamış olursunuz” dedi.
UNCCD raporuna göre meralar dünyadaki toplam arazinin yaklaşık %54’ünü oluşturuyor ve iki milyar çiftçiyi, çobanı ve çiftlik sahibini destekliyor.
Önceki bozulma tahmini %25’ti, ancak UNCCD, 40’tan fazla ülkedeki uzmanların anketlerine dayanan yeni rakamıyla, verilen hasarın ciddi şekilde eksik hesaplandığını söyledi.
Raporda Orta Asya, Çin ve Moğolistan’ın, tarımsal sanayileşmenin geleneksel hayvancılıkla uğraşan toplulukların yerini alması ve kaynaklar üzerinde daha fazla baskı oluşturmasıyla en kötü etkilenen ülkeler olduğu belirtildi. Afrika, Orta Doğu ve Güney Amerika’da da yaygın bir bozulma yaşandığı aktarıldı.
Orr, hükümetlerin tekil restorasyon projelerine odaklanmak yerine arazinin korunmasına yönelik daha ortak bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini söyledi. Ayrıca geleneksel hayvancılık uygulamalarının meraların toparlanmasına yardımcı olabileceğini ifade etti: “Genel olarak, geçmişte işlerin yapılma şekli, bugün elde etmeye çalıştığımız çözümlere doğru uzun bir yol kat edebilir. Çok uzun bir süre çalıştılar ve uygun koşullar sağlandığında tekrar bu koşulları hayata geçirebilirler.”