Fosil yakıtlardan hızlı bir şekilde vazgeçilmediği takdirde, yüzyılın sonuna kadar dünya genelinde her 12 hastaneden 1’i, aşırı hava olayları nedeniyle tamamen veya kısmen kapanma riski altında olacak. Yüksek riskli olarak tanımlanan hastanelerin %71’i düşük ve orta gelirli ülkelerde bulunuyor.
Fiziksel iklim risk analizi üzerine çalışan XDI (Cross Dependency Analysis) tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, ülkeler fosil yakıt emisyonlarını azaltamazsa, dünya genelindeki her 12 hastaneden 1’i iklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olayları nedeniyle kısmen veya tamamen kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
Kasırgalar, şiddetli fırtınalar, seller, orman yangınları ve diğer felaketlerden etkilenen topluluklar, en çok ihtiyaç duydukları anda acil hastane bakımından mahrum kalabilir. En çok risk altında olanlar ise düşük ve orta gelirli ülkeler.
Analize göre, Türkiye’de, aşırı hava olayları nedeniyle kapatılma riski yüksek olan hastanelerin oranı 2050 yılına kadar %3,8’den %4,4’e yükselecek ve emisyonların yüksek olması durumunda yüzyılın sonunda 20 hastaneden 1’ini (%5,6) etkileyecek. 2100’e kadar Türkiye’de 99 hastane iklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olayları nedeniyle yüksek hasar riski altında olacak.
XDI Bilim ve Teknoloji Direktörü Dr. Karl Mallon, “İklim değişikliği dünyanın dört bir yanındaki insanların sağlığını giderek daha fazla etkiliyor. Şiddetli hava koşulları hastanelerin de kapanmasına yol açarsa ne olur? Analizimiz, fosil yakıtlardan hızlı bir şekilde vazgeçilmediği takdirde, binlerce hastanenin krizler sırasında hizmet veremez hale gelmesiyle küresel sağlığa yönelik risklerin daha da artacağını gösteriyor” dedi.
XDI 2023 Küresel Hastane Altyapısı Fiziksel İklim Riski Raporu’ndan önemli bulgular şu şekilde sıralanabilir:
- Fosil yakıtlardan hızlı bir şekilde vazgeçilmediği takdirde, yüzyılın sonuna kadar dünya genelinde her 12 hastaneden 1’i, toplam 16.245 hastane, aşırı hava olayları nedeniyle tamamen veya kısmen kapanma riski altında olacak. Bu sayı, şu anda yüksek risk altında olan hastane sayısının neredeyse iki katıdır. Bu düzeyde risk taşıyan bir konut ya da ticari bina sigortalanamaz olarak kabul edilecek.
- Bu 16.245 hastanenin tamamı, mümkün olan yerlerde iklim uyum yatırımlarına ihtiyaç duyacak. Bu muazzam yatırımla bile, taşınma birçokları için tek seçenek olacak.
- 2100’a kadar yüksek riskli olarak tanımlanan 16.245 hastanenin %71’i (11.512) düşük ve orta gelirli ülkelerde bulunuyor.
- Fosil yakıtların hızlı bir şekilde kullanımdan kaldırılmasıyla küresel ısınmanın 1,8 derece ile sınırlandırılması, yüksek emisyon senaryosuna kıyasla hastane altyapısına yönelik hasar riskini yarıya indirecek. Emisyonların yüksek olması durumunda, aşırı hava koşullarının dünya genelindeki hastanelere zarar verme riski yüzyılın sonuna kadar dört kattan fazla (%311) artacak. Düşük emisyon senaryosunda ise bu risk artışı sadece %106’ya düşecek.
- Bugün Güney Doğu Asya, dünyada aşırı hava olaylarından zarar görme riski yüksek olan hastanelerin en yüksek oranına sahip. Yüksek emisyonlarla, Güney Doğu Asya’daki neredeyse her 5 hastaneden 1’i (%18,4) yüzyılın sonuna kadar tamamen veya kısmen kapanma riski altında olacak.
- Güney Asya, yüksek nüfusun bir yansıması olarak risk altındaki en yüksek hastane sayısına sahip. Emisyonların yüksek olması halinde, 2050 yılına kadar dünyadaki en yüksek riskli hastanelerin üçte biri (3.357) Güney Asya’da olacak. Bu sayı 2100 yılına kadar 5.894’e yükselebilir.
- Kıyı şeridinde ve nehirlerin yakınında bulunan hastaneler en fazla risk altında olanlardır. Günümüzde, nehir ve yüzey suyu taşkınları hastanelere zarar verme riskini domine ediyor. Yüzyılın sonuna doğru kıyı su baskınları hızla artacak (deniz seviyesinin yükselmesiyle daha da şiddetlenecek) ve 2100 yılına kadar nehir su baskınlarından sonra en önemli tehlike haline gelecek.
Dr. Karl Mallon, “Hastanelere yönelik bu riski önemli ölçüde azaltacak ve toplumları güvende tutacak en bariz şey emisyonları azaltmaktır. Hükümetlerin kritik hizmetlerin devamlılığını sağlamak için halklara karşı görevleri vardır. Tek tek hükümetlerin bu bilgiler ışığında harekete geçmemesi ya da küresel toplumun ihtiyacı olan hükümetleri desteklememesi, vatandaşlarının refahını açıkça göz ardı etmek anlamına gelir” dedi.
Raporun bir parçası olarak XDI, dünya çapında 200 binden fazla hastanenin adını, yerini ve risk düzeyini (yüksek, orta, düşük) yayımlıyor. XDI, tüm hükümetleri bölgelerindeki yüksek riskli hastaneleri kontrol etmeye ve bu riski anlamak ve azaltmak için daha fazla analiz yapmaya çağırıyor.