;
Ekonomi

BM Raporu: İstilacı Türler Küresel Ekonomiye Yıllık 423 Milyar Dolara Mâl Oluyor

istilacı türler

İstilacı türlerin ekonomiye verdiği zarar, bilim insanlarına göre 1970’ten beri her 10 yılda bir dört katına çıkıyor.

Balıkçılık alanları, su sümbülleri tarafından işgal ediliyor. Kuşların yumurtalarına fareler saldırıyor. Enerji santrallerinin borularını midyeler kaplıyor. Ve kahverengi ağaç yılanları, elektrik kablolarını telef ediyor.

Bunlar, istilacı türlerin yarattığı çevresel kaosun örneklerinin yalnızca birkaçı. Bahsi geçen türlerin ekonomiye verdiği zarar ise bilim insanlarına göre 1970’ten beri her 10 yılda bir dört katına çıkıyor.

49 ülkeden 86 araştırmacının katıldığı ve 3500 kadar istilacı türün küresel etkilerine yönelik yapılan dört yıllık değerlendirme, her sene oluşan ekonomik zararın en az 423 milyar dolar olduğunu ve istilacı türlerin nesli tükenen hayvan ve bitki vakalarının en az %60’ında rol oynadığını yazdı.

BM Bilim-Politika Platformu eş başkanı, ekolojist Helen Roy, rapor hakkında “bu problemin giderek kötüye gideceğinin de farkındayız” dedi.

İklim değişikliği kaynaklı yüksek sıcaklıkların da istilacı türlerin daha çok yayılmasına sebep olması bekleniyor.

İstilaci türler, bir çevreye zararlı etkileri olan, genellikle insan aktiviteleri sonucu oraya taşınmış bitki veya hayvan türleri anlamına geliyor. Bu zararlar doğal yaşamın kalanını tehdit etmekten altyapı sistemlerine zarar vermeye ve insan sağlığı için risk oluşturmaya kadar varabiliyor.

Etkilerin gerçekleşme süreci genelde yavaş, fakat gerçekleştiğinde yıkıcı oluyor.

Bilim insanlarının söylediğine göre geçtiğimiz ay Hawaii’de çıkan ölümcül yangınlar, bölgeye Afrika’dan getirilmiş, kolayca yanabilen istilacı ot ve çimen türleri tarafından taşınmıştı.

İstilacı sivrisinek türleri de humma, sıtma, zika ve Batı Nil virüsü gibi ölümcül hastalıkları yayabiliyorlar.

Şili Ekoloji ve Biyoçeşitlilik Enstitüsü eş başkanı Anibal Pauchard, raporla ilgili “istilacı türler yalnızca doğayı değil, insanları da etkiliyor ve korkunç boyutlarda can kaybına sebep oluyor” dedi.

İstilacılardan Kurtulmak

İstilacı türlerden kaynaklanan olumsuz etkilerin yaklaşık dörtte üçü başta ormanlar ve tarım alanları olmak üzere karada gerçekleşiyor.

Roy, “İstilacılar mikroplar, omurgasızlar ve bitkiler gibi pek çok şekilde var olsalar da, genellikle en yüksek düzeyde çevre hasarına sebep olanlar hayvanlar, özellikle de yırtıcılar” dedi.

Pauchard’ın söylediğine göre adalarda yaşayan canlıların pek çoğu kendilerini tehdit eden yırtıcılar olmadan evrimleştiler ve bu yüzden oldukça savunmasızlar: “Yeni Zelanda’daki kuşların insanlar onları getirene kadar farelerle deneyimi yoktu. Dolayısıyla yuvaları zemin seviyesinde.”

Bir kere yerleştikten sonra istilacı türlerden kurtulmak ise epey zor.

Bazı küçük adalar tuzaklar ve ilaçlamalar yoluyla istilacı fare ve tavşan türlerini yok etmekte başarı yakaladı. Fakat hızlı üreyen, daha büyük topluluklardan kurtulmak zor. İstilacı bitkiler ise genellikle tohumlarını toprakta senelerce kalacak şekilde yayıyorlar.

Bilim insanların söylediğine göre sınırlarda alınan güvenlik önlemleri ve ithalat/ihracat ürünlerinin kontrolü, istilacı türlere karşı en etkili önlemler arasında.

Geçtiğimiz Aralık ayında hükümetler, Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi kapsamında 2030 yılına kadar istilacı türlerin üreme ve yayılmasının %50 oranında azaltılması yönünde karar aldı.