BM Sentez Raporuna göre, Paris Anlaşması kapsamında 193 tarafın toplam iklim taahhütleri, yüzyılın sonuna kadar dünyayı yaklaşık 2,5 derecelik bir ısınma yoluna sokabilir.
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Ulusal Katkı Beyanları Sentez Raporu yayımlandı. BM İklim Sekreteryası’nın şimdiye kadar sunulan ulusal katkı beyanlarına ilişkin güncellemesi son güncellemesi niteliğinde.
Rapor, ülkelerin küresel seragazı emisyonlarının eğrisini aşağı doğru büktüğünü gösteriyor ancak bu çabaların, yüzyılın sonuna kadar küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlamak için yetersiz kaldığını vurguluyor.
Rapora göre, Paris Anlaşması kapsamında 193 tarafın toplam iklim taahhütleri, yüzyılın sonuna kadar dünyayı yaklaşık 2,5 derecelik bir ısınma yoluna sokabilir.
Rapor ayrıca mevcut taahhütlerin emisyonları 2030 yılına kadar 2010 seviyelerine kıyasla %10,6 oranında artıracağını gösteriyor. Bu, ülkelerin emisyonlarını 2030 yılına kadar 2010 seviyelerine kıyasla %13,7 artırma yolunda olduğunu tespit eden geçen yılki değerlendirmeye göre bir gelişme.
Geçen yılın analizi, öngörülen emisyonların 2030’un ötesinde artmaya devam edeceğini gösterdi. Bu yılın analizi, emisyonların 2030’dan sonra artık yükselmemesine rağmen, bilimin bu 10 yılda gerekli olduğunu söylediği hızlı düşüş eğilimini hâlâ göstermediğini ortaya koyuyor.
Rapordan azaltıma dair çıktılar şu şekilde sıralanabilir:
– Tarafların çoğu (yüzde 90) net sayısal hedefler olarak ifade edilen sayısallaştırılmış azaltım hedefleri sunarken, geri kalanı (yüzde 10) NDC’lerinin bileşenleri olarak sayısallaştırılabilir bilgi bulunmayan strateji, politika, plan ve eylemlere yer verdi;
– Tarafların çoğu (yüzde 80), 2006 IPCC Kılavuzlarında tanımlanan tüm sektörleri veya neredeyse tüm sektörleri kapsayan ekonomi çapında hedefler bildirdi ve giderek artan sayıda Taraf yeni veya güncellenmiş NDC’lerinde mutlak emisyon azaltım hedeflerine geçti;
– Seragazları açısından, tüm NDC’ler CO2 emisyonlarını, çoğu CH4 (yüzde 91) ve N2O (yüzde 89) emisyonlarını, çoğu (yüzde 53) HFC emisyonlarını ve bazıları PFC ve SF6 (yüzde 36) ve NF3 (yüzde 26) emisyonlarını kapsıyor;
– Birçok taraf (yüzde 50), çoğunlukla diğer hedeflerle birlikte olmak üzere, uyum eylemlerinden ve/veya ekonomik çeşitlendirme planlarından kaynaklanan azaltım yan faydaları hakkında bilgi sağladı;
– Yeni veya güncellenmiş NDC’ler sunan tarafların çoğu (yüzde 74), sera gazı emisyonlarını 2025 ve/veya 2030’a kadar azaltma veya sınırlama taahhütlerini güçlendirdi.
– Tarafların neredeyse tamamı (yüzde 93) azaltım hedefleri ve referans noktaları hakkında sayısallaştırılmış bilgi sağladı. Yeni veya güncellenmiş NDC’ler sunan tarafların çoğu (yüzde 84), referans noktaları ve/veya BAU senaryoları dahil olmak üzere hedeflerini tanımlama temelini güncelledi.
1.5 Derece En Kötü Etkilereden Kaçınmak için Kritik
BM’nin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin 2018 raporu, CO2 emisyonlarının 2030 yılına kadar 2010 seviyelerine kıyasla %45 oranında azaltılması gerektiğini belirtti. IPCC’nin bu yılın başlarında yayımladığı en son çalışma, 2019’u temel alarak, seragazı emisyonlarının 2030 yılına kadar %43 oranında kesilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu, Paris Anlaşması’nın bu yüzyılın sonuna kadar sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlandırma hedefine ulaşmak ve daha sık ve şiddetli kuraklıklar, sıcak hava dalgaları ve sel dahil olmak üzere iklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınmak için kritik önem taşıyor.
BM İklim Değişikliği Genel Sekreteri Simon Stiell, “2030 yılına kadar beklenen emisyonlardaki düşüş eğilimi, ülkelerin bu yıl bir miktar ilerleme kaydettiğini gösteriyor. Ancak bilim açık ve Paris Anlaşması kapsamındaki iklim hedeflerimiz de öyle. 1.5 derecelik bir dünyaya doğru ilerlememizi sağlamak için gereken emisyon azaltımlarının ölçeğine ve hızına hâlâ yakın değiliz. Bu hedefi canlı tutmak için ulusal hükümetlerin iklim eylem planlarını şimdi güçlendirmeleri ve önümüzdeki sekiz yıl içinde uygulamaya koymaları gerekiyor” dedi.
BM İklim Değişikliği, 23 Eylül 2022’ye kadar Glasgow’daki BM İklim Değişikliği Konferansı’ndan (COP26) sonra sunulan 24 güncellenmiş veya yeni Ulusal Katkı Beyanı (NDC) de dahil olmak üzere, Paris Anlaşması’nın 193 tarafının NDC’ler olarak bilinen iklim eylem planlarını analiz etti. Birlikte ele alındığında, planlar 2019’daki toplam küresel seragazı emisyonlarının %94,9’unu kapsıyor.
Stiell, “Geçen yıl Glasgow’daki BM İklim Değişikliği Konferansı’nda tüm ülkeler iklim planlarını yeniden gözden geçirmeyi ve güçlendirmeyi kabul etti. COP 26’dan bu yana yalnızca 24 yeni veya güncellenmiş iklim planının sunulması hayal kırıklığı yaratıyor. Hükümet kararları ve eylemleri, aciliyet düzeyini, karşı karşıya olduğumuz tehditlerin ciddiyetini ve kontrolden çıkmış iklim değişikliğinin yıkıcı sonuçlarından kaçınmak için kalan zamanımızın kısalığını yansıtmalı” dedi.
Bu, BM İklim Değişikliği’nin bu türden ikinci raporu ve geçen yılki NDC sentez raporuna kritik bir güncelleme sağlıyor. Raporun genel bulguları olumsuz gidişatı net bir şekilde ortaya koysa da, umut ışığı hâlâ var.
Yeni veya güncellenmiş NDC’ler sunan tarafların çoğu, 2025 ve/veya 2030’a kadar seragazı emisyonlarını azaltma veya sınırlama konusundaki taahhütlerini güçlendirdi ve bu da iklim değişikliğini ele alma konusundaki artan tutkuyu gösterdi.
Bugün yayımlanan uzun vadeli düşük emisyonlu kalkınma stratejilerine ilişkin ikinci bir BM İklim Değişikliği raporu, ülkelerin yüzyılın ortalarına kadar net sıfır emisyona geçiş planlarına baktı. Rapor, tüm uzun vadeli stratejilerin zamanında uygulanması halinde, bu ülkelerin seragazı emisyonlarının 2050’de 2019’a göre yaklaşık %68 daha düşük olabileceğini belirtti.
Mevcut uzun vadeli stratejiler (Paris Anlaşması’nın 62 tarafını temsil eden) dünya GSYH’sinin %83’ünü, 2019’da küresel nüfusun %47’sini ve 2019’da toplam enerji tüketiminin yaklaşık %69’unu oluşturuyor. Bu, dünyanın net sıfır emisyonunu hedeflemeye başladığını gösteren bir sinyal olarak yorumlanıyor.
Ancak rapor, birçok net sıfır hedefin belirsizliğini koruduğunu ve şimdi gerçekleşmesi gereken kritik eylemlerin ertelendiğini belirtiyor. Paris Anlaşması’nın uzun vadeli hedeflerine ulaşmak için 2030’dan önce iddialı iklim eylemine acilen ihtiyaç var.
Stiell hükümetleri iklim planlarını yeniden gözden geçirmeye ve emisyonların mevcut gidişatı ile 10 yıllık süreçte bilimin belirttiği patika arasındaki farkı kapatmak için iklim hedeflerini daha güçlü hale getirmeye çağırdı. Ayrıca ülkelerin COP27’de dört öncelikli alanda ilerleme kaydetmesini talep etti. Bunlar: Azaltım, uyum, kayıp ve zarar ve finans.