;
Bilim

Dünyanın En Büyük Buz Levhasının Kaderi İnsanlığın Elinde

buz levhası

Emisyonlar hızlı bir şekilde azatılmazsa dünyanın en büyük buz levhası bundan etkilenebilir ve deniz seviyesi birkaç metre yükselebilir.

Durham Üniversitesi coğrafya departmanı tarafından yürütülen yeni bir araştırma, küresel ısınmanın, Doğu Antarktika Buz Levhası üzerindeki en kötü etkilerinden kaçınılabileceğini gösteriyor. Bu, sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelere kıyasla, 2015 yılında dünya liderleri tarafından iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması kapsamında belirlenen üst sınır olan 2 dereceden fazla yükselmemesine bağlı.

Bu sınırın altında kalmak, dünyanın buzul kütlesinin büyük çoğunluğunu elinde tutan Doğu Antarktika Buz Levhası’nın 2500 yılına kadar deniz seviyesinin yükselmesine yarım metreden daha az katkıda bulunmasını sağlayacak.

Ancak 2 derece sınırının ötesinde devam eden ısınma, bu buz levhasının sadece birkaç yüzyıl içinde deniz seviyesinin potansiyel olarak beş metreye kadar yükselmesine neden olabilir.

Seragazı Emisyonları

Araştırmacılar, buz levhasının geçmiş sıcak dönemlere nasıl tepki verdiğine ve şu anda değişikliklerin nerede gerçekleştiğine baktılar.

Daha sonra, farklı seragazı emisyon seviyelerinin ve sıcaklıklarının 2100, 2300 ve 2500 yıllarına kadar Doğu Antarktika Buz Levhası üzerindeki etkilerini incelemek için önceki çalışmalardan bir dizi bilgisayar simülasyonunu analiz ettiler.

Emisyonlar önemli ölçüde kesilirse ve sıcaklıklarda sadece küçük bir artış olursa, buz levhasının 2100 yılına kadar deniz seviyesinin yükselmesine yaklaşık iki santimetre katkıda bulunması beklenebilir. Bu, Grönland ve Batı Antarktika’da beklenen buz kaybından çok daha az bir miktar.

Dünya, çok yüksek seragazı emisyonlarına devam ederse, Doğu Antarktika Buz Levhası’nın 2100 yılına kadar deniz seviyelerine yaklaşık yarım metre katkıda bulunma olasılığı var, ancak araştırmacılar bunu pek olası görmüyor.

Ve eğer emisyonlar 2100’ün ötesinde yüksek seviyede devam ederse, Doğu Antarktika Buz Levhası 2300’e kadar küresel deniz seviyelerinin bir ila üç metre ve 2500’e kadar iki ila beş metre yükselmesine neden olabilir.

Bu, Grönland ve Batı Antarktika’nın şiddetli etkilerine eklenecek ve dünya çapında kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanı tehdit edecektir.

Geçmiş Dönemlerde Isınma

Araştırmacılar ayrıca, Doğu Antarktika Buz Levhası’nın karbondioksit konsantrasyonlarının ve atmosferik sıcaklıkların, şimdikinden sadece biraz daha yüksek olan geçmiş sıcak dönemlere nasıl tepki verdiğini de gözden geçirdiler.

Son birkaç on yılda yaşadığımız çok hızlı ve aşırı ısınmanın aksine, ki bu sadece insan faaliyetlerinden kaynaklanan seragazı emisyonları ile açıklanabilir, geçmişteki ısınma çok daha uzun zaman dilimlerinde gerçekleşti ve büyük ölçüde dünyanın güneşin yörüngesindeki değişikliklerden kaynaklandı.

Geçmişten alınan önemli bir ders, Doğu Antarktika Buz Levhası’nın nispeten ılımlı ısınmaya bile oldukça duyarlı olduğu ve bir zamanlar düşünüldüğü kadar istikrarlı ve korumalı olmadığı.

Jeolojik zaman çizelgelerinde çok uzun olmayan 400.000 yıl kadar çok kısa bir süre önce, Doğu Antarktika Buz Levhası’nın bir kısmının sadece 1-2 derecelik küresel ısınmaya tepki olarak 700 km iç kesimlere çekildiğine dair kanıtlar bulunuyor.

Buz Levhası ve Küresel Sıcaklık Artışlarının Sınırlandırılması 

Dünya liderleri, küresel ısınmayı 2 derecenin çok altında sınırlamayı ve Paris Anlaşması uyarınca artışı 1,5 dereceye düşürme çabalarını sürdürmeyi kabul etti.

En son Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporuna göre, insan faaliyetleri, sanayi öncesi zamanlardan bu yana küresel ortalama sıcaklıkları yaklaşık 1,1 derece artırdı.

Araştırmanın lideri Profesör Chris Stokes, “Analizimizin önemli bir sonucu, Doğu Antarktika Buz Levhası’nın kaderinin büyük ölçüde elimizde olduğu. Küresel sıcaklık artışlarını Paris Anlaşması tarafından belirlenen 2 derecenin altında sınırlamak, en kötü senaryolardan kaçınmamız veya belki de Doğu Antarktika Buz Levhası’nın erimesini durdurmamız ve dolayısıyla küresel deniz seviyesini yükseltmesi üzerindeki etkisini sınırlamamız anlamına geliyor” dedi.

Haber Merkezi

İklim Haber - Haber Merkezi