Bir araştırma, petrol devinin Afrika’nın batı kıyılarında sondaj yapma planının biyolojik çeşitlilik kaybı, daha fazla küresel ısınma ve zehirli yakıt sızıntısı riskini artırabileceğini ortaya koyuyor.
BP’nin, dünyanın en büyük soğuk su mercan resifinin kenarında doğalgaz sondajı yapmayı planlaması biyolojik çeşitlilik kaybı, daha fazla küresel ısınma ve zehirli yakıt sızıntısı riskini artırıyor.
Unearthed ve SourceMaterial tarafından The Independent ile paylaşılan bir araştırmaya göre, İngiliz petrol devi, göç eden su kuşlarının yanı sıra tehdit altındaki köpekbalıkları, kaplumbağalar ve balinalar için çok önemli bir bölgede bulunan, batı Afrika kıyılarındaki 580 km uzunluğundaki mercan ekosistemine yakın bir fosil yakıt projesi üzerinde inşaat çalışmalarına başladı.
Bir araştırma firması olan Rystad Energy’nin yaptığı bağımsız bir tahmine göre, proje, onaylanması halinde önümüzdeki 30 yıl içinde yaklaşık 113 trilyon metro küp gaz üretmeyi hedefleyen bölgedeki bir dizi gelişmenin “ilk adımını” oluşturuyor.
Yakıldığında, bu miktardaki gaz 2,2 milyar ton karbondioksit üretecek ve bu, tüm Afrika kıtasının yıllık enerji emisyonunun neredeyse iki katı. Küresel anlamda, küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde tutmak için kalan küresel “karbon bütçesinin” %0,3 ila %1’ine eşit.
Bir BP sözcüsü, Rystad’ın projeksiyonu hakkında yorum yapamayacaklarını ve kendi tahminlerini vermeyi reddettiklerini söyledi.
BP daha önce emisyonlarını 2050 itibarıyla net sıfıra indirme ve 10 yıl içinde petrol ve gaz üretimini %40 azaltma sözü vermişti. Petrol şirketi aynı zamanda Prens Charles’ın “refahı doğayla uyumlu hale getirmeyi” amaçlayan Terra Carta girişiminin de ortağı.
Geçen ay, dünyanın enerji gözlemcisi Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yaptığı önemli bir değerlendirme, küresel iklim hedeflerine ulaşılması için 2021’den sonra hiçbir ülkede fosil yakıt genişlemesi olmaması gerektiğini gösterdi.
Kenya, Nairobi merkezli bir düşünce kuruluşu olan Power Shift Africa’nın direktörü Mohamed Adow, fosil yakıt gelişimini “Afrika’nın gıda güvenliği, su güvenliği ve halk sağlığı için büyük bir tehdit” olarak nitelendirdi.
Adow, The Independent’a, “Gelecekte yapılacak herhangi bir petrol veya gaz sondajı geçim kaynaklarımızı ve kalkınmamızı baltalayacak. BP gibi bir şirketi, iklim değişikliğini daha ciddiye alıyor gibi görünüp aynı anda Afrika’nın karbon ayakizi ve geleceği üzerinde büyük bir etkisi olabilecek bir projeyi finanse ettiği bir zamanda mazur göremeyiz” dedi.
BP’nin Greater Tortue Ahmeyim projesi, Senegal ve Moritanya açıklarında Atlantik Okyanusu yüzeyinin 2,7 km altında yeni bir gaz sahası geliştirecek. Böyle bir derin sondaj projesi daha önce Afrika’da denenmemişti, ancak önceki araştırmalar, derin deniz gazı üretiminin mercan resifleri gibi hassas ekosistemlerde uzun süreli hasara neden olabileceğini gösteriyor.
Projenin ilk 20 yıllık aşaması onaylandı ve sondajın iki yıl içinde gaz üretmesi bekleniyor. Bu, BP’nin onay alması halinde en az 30 yıl boyunca faaliyet göstermesi beklenen Batı Afrika bölgesi boru hattındaki üç gelişmeden birini oluşturuyor.
The Independent, Unearthed ve SourceMaterial tarafından görülen proje için yürütülen bir çevresel ve sosyal etki değerlendirmesi (ÇSED), üretim sürecinde kullanılan bir kuyunun patlamasının, doğalgazın sıvı bir yan ürünü olan kondensat sızıntısına yol açabileceğini belirtiyor .
Değerlendirme bir sızıntının meydana gelme olasılığının “son derece nadir” yaşandığını söylese de, bu tür bir olayın ölümcül olabileceğini veya proje alanını çevreleyen benzersiz ekosistemlere zarar verebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Proje için seçilen alan, Afrika’nın alt kısmı ile Kuzey Kutbu arasında seyahat eden milyonlarca kuşun göç yoluna oldukça yakın. Gaz projesi ayrıca 250 farklı kuş türünün yanı sıra maymun, yaban domuzu ve monitör kertenkelesine ev sahipliği yapan Diawling Ulusal Parkı’na sadece 5 km uzaklıkta. Yerel balıkçılık ile balinaları ve yunusları beslemek için önemli bir yer olan deniz koruma alanı Saint-Louis’e de benzer bir mesafede.
Bölgede 25 yıldır çalışan danışman deniz biyoloğu Sandra Kloff, The Independent’a, BP’nin inşaat ve sondaj operasyonlarının bu önemli vahşi yaşam noktalarını ve yerel balıkçı topluluklarının geçim kaynaklarını tehdit edebileceğini söyledi. Bölgedeki vahşi yaşamın, uluslararası şirketler tarafından aşırı avlanma nedeniyle halihazırda büyük tehditlerle karşı karşıya olduğunu da sözlerine ekledi.
BP daha önce, UNESCO dünya mirası alanlarında veya bir dizi belirli kriteri karşılayan doğa rezervlerinde yeni petrol ve gaz operasyonları yürütmeme taahhüdünde bulunarak biyoçeşitliliğe verilen zararı azaltma taahhüdünde bulunmuştu. Greater Tortue Ahmeyim projesi ise bu kurallara aykırı değil.