;
Ekonomi Politika

Biden 40 Ülkeyi Paris Hedefleri için Bir Araya Getiriyor

Joe Biden, 40 dünya liderinin katılacağı sanal zirvede büyük ekonomileri kendisine katılmaya çağıracak.

Joe Biden, bu hafta iklim kriziyle mücadeleye yönelik temel planlarını belirlerken ve dünyanın tüm büyük ekonomilerini bir sonraki günlerde seragazı emisyonlarını önümüzdeki 10 yıl içinde azaltmak için cesurca harekete geçmeye çağırırken, iklim eylemine olan bağlılığında önemli bir sınavla karşı karşıya.

ABD’nin yeni Başkanı, iklim acil durumunu yönetiminin en önemli önceliklerinden biri haline getirdi ve temiz büyümenin ABD’nin koronavirüs krizinden çıkmasının yolu olması gerektiğini belirtti.

Biden ve iklim elçisi John Kerry, iklim krizini tartışmak ve 2015 Paris Anlaşması’nı yerine getirmek için dünyanın en büyük karbon salıcılarından yeni taahhütler duymak için 40 dünya liderinden oluşan sanal bir zirveye ev sahipliği yapacak.

Toplantıda veya kısa bir süre öncesinde, ABD’nin önümüzdeki 10 yıl içinde seragazı emisyonlarını azaltmaya yönelik ulusal planını açıklaması bekleniyor. ABD’nin Ulusal Niyet Beyanı (NDC) yeterince iddialı olursa ve diğer ülkeler de ABD’yi takip ederse, dünyanın Paris hedeflerine ulaşma ve tehlikeli ısınma seviyelerinden kaçınma şansı var. Aksi takdirde, salgın sırasında durgunlaşan karbon emisyonlarının tekrar yükselme ve dünyanın daha derin bir iklim kriziyle karşı karşıya kalması riski var.

Bir BM değerlendirmesi, mevcut NDC’lerin 2030’a kadar emisyonlarda sadece %1’lik bir azalmaya yol açacağını gösteriyor.

Sivil toplum grupları ve ekonomi analistleri, ABD’nin NDC’sinin emisyon kesintilerinin seviyesi hakkında spekülasyon yapmakla meşguller. Kampanyacılar, 2030 itibarıyla 2005 seviyelerine göre %50’den fazla azaltım çağrısında bulundular, ancak bazı analistler %40 ila 45 aralığının daha gerçekçi olduğuna inanıyor. Ancak Donald Trump’ın ülkeyi Paris Anlaşması’ndan çekmesinin ardından ABD’nin bir NDC sunması bile çok önemli.

Net Sıfır Hedefleri Kısa Vadeli Hedeflerle Desteklenmeli

Uzun vadeli hedefler iklim krizini çözmekte yeterli olmadığı için NDC’ler hayati önem taşıyor. AB, ABD ve Çin de dahil olmak üzere birçok ülke, yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedeflerini belirledi, ancak emisyonların bu 10 yılda azaltılmaması, bu uzun vadeli hedeflerin pek işe yaramayacağı anlamına geliyor.

Bunun nedeni, iklimin atmosferdeki karbondioksit ve diğer seragazlarının birikmesinden etkilenmesi. Tüm dünyada karantinalar getirildiği için emisyonlar geçen yıl keskin bir düşüş gösterdi, ancak ekonomiler normal hızına döndüğünde hızla yükselişe geçti. Aralık ayına kadar karbon salımı 2019 seviyelerini aştı ve bu ayki veriler, atmosferdeki karbondioksitin sanayi öncesi seviyelerin %50 üzerine çıktığını gösteriyor.

Kasım ayında Glasgow’da yapılacak COP26 iklim görüşmeleri de bu çerçevede önemli bir alan. İngiltere’nin COP26 Başkanı Alok Sharma, “Halihazırdaki küresel hedefler, Paris Anlaşması sıcaklık hedefini karşılamaya yetecek kadar güçlü değil. Bu nedenle İngiltere, tüm ülkeleri net sıfıra giden yolda 2030 emisyon azaltım hedefleri koymaya teşvik etmek için COP Başkanlığını kullanıyor” dedi.

İngiltere, 2030 itibariyle 1990 seviyelerine kıyasla %68’lik bir azaltım yapmayı taahhüt eden NDC’sini çoktan sundu. Ancak bazı analistler ülkenin daha da iddialı bir hedef belirleyebileceğini belirtiyorlar. AB ise Avrupa Parlamentosu’nun %60 azaltım taraftarı olmasına karşın, % 55’lik kesinti yapma sözü verdi.

Çevre Savunma Fonu kıdemli başkan yardımcısı Nathaniel Keohane “Bu hedefler önümüzdeki 10 yıl için çok önemli. Ancak yalnızca İngiltere ve AB 2030 için, 2050 net sıfır hedefiyle uyumlu olan tutarlı hedefler ortaya koydu” dedi.

Dünyanın en büyük emisyon kaynağı Çin ise, geçtiğimiz Eylül ayında 2060 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefiyle herkesi şaşırttı. Ancak ülke bugüne kadar bir NDC sunmadı.

Washington’daki İlerici Politika Enstitüsü’nden Paul Bledsoe, “Çin hiçbir şey söylemezse işler iyi gitmeyecek. Çin, net sıfır konusunda ciddiyse bile yapması gereken kısa vadeli şeyleri yapmıyor. 150 yeni kömürlü termik santral inşa ediyorlar” dedi. Pekin, son beş yıllık planında emisyonlarını 2030 yılına kadar zirveye çıkarma niyetini yineledi, ancak analistler bunun dünyayı net sıfıra götürmek için çok geç olduğunu söylüyor ve birçoğu 2025 için zirve tarihi çağrısında bulunuyor.

ABD ve Çin, Kerry’nin Şangay’a yaptığı ziyaretin ardından Cumartesi günü ortak bir bildiri yayımladı ve bu açıklamada iklim değişikliği konusunda “işbirliği yapmayı taahhüt etti”. Greenpeace’in kıdemli iklim danışmanı Li Shuo, “Siyasetin izin verdiği kadar olumlu” olarak nitelendirdiği açıklamayı memnuniyetle karşıladı. İki ülkenin konu üzerinde birlikte çalışmaya hazır olduğuna dair net bir mesaj verdiğini söyledi.

Türkiye’nin de Aralarında Bulunduğu “Zorlu” Ülkeler Ne Yapacak?

Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün iklim ve ekonomiden sorumlu başkan yardımcısı Helen Mountford’a göre, COP26 için önemli bir hazırlık görevi olan bu haftaki Beyaz Saray zirvesi, diğer büyük ekonomileri de daha fazla çabaya teşvik etmeli. Bazı gözlemcilere göre Güney Kore NDC’sini gelecek aya erteleyebilir, ancak bu hafta kömürden uzaklaşmayı taahhüt edebilir. Japonya, geçen yıl NDC’sini beş yıl öncesine göre neredeyse hiç değiştirmediği için ağır bir şekilde eleştirilmişti, ancak Tokyo önemli bir revizyon sözü verdi.

Hindistan net sıfır hedefi konusunda ciddi değil fakat yenilenebilir enerjiye yatırımları hızla artıyor. Ancak kömüre bağımlılığından kurtulmanın bir yolunu bulmakta zorluk çekiyor. Endonezya da benzer şekilde fosil yakıta bağımlı ve baskı altında. Meksika, NDC’lerinin önceki pozisyonunda geri dönüş yaptı ve ABD ülkeyi bunu değiştirmeye çağırdı.

Güney Afrika, COVID kriziyle meşgul, ancak iklim konusunda bölgesel bir lider olarak görülüyor. Mountford, “Güney Afrika’nın adil bir geçiş için, işçilerin kömürden uzaklaşmasını sağlamayı da içeren çok güçlü bir yaklaşımı var. Bu harika görünüyor ve gelişmiş bir NDC’ye dönüşebilir” dedi.

Bazı ülkeleri ise zorlu bir süreç bekliyor. Bledsoe, “Rusya yeterince ilgi görmeyen çok zor bir ülke” dedi. Moskova, son yıllarda COP toplantılarında düşük bir rol üstlenme eğilimindeydi ancak büyük bir petrol ve gaz üreticisi olarak küçük adımlar bile önemli olabilir. Bledsoe, “Gaz sondajından kaynaklanan çok sayıda kaçak emisyonla birlikte inanılmaz derecede sızdıran bir altyapıya sahipler” dedi.

Suudi Arabistan da COP toplantılarında perde arkasında hareket etme eğiliminde ve anlaşmayı engelleyen bir geçmişi var. Brezilya da, çok az gözlemcinin inanılır olduğunu söylediği 2050 net sıfır emisyon hedefi belirledi. Beyaz Saray, Amazon’un yıkımını durdurmak için Jair Bolsonaro hükümetine maddi yardımda bulunma konusunda bir ikilemle karşı karşıya. Toplantının bir başka katılımcısı Türkiye ise henüz Paris Anlaşması’nı onaylamış değil.