;
Politika

Türkiye Vakit Kaybetmeden Kömürden Çıkış Takvimini Belirlemeli

İklim değişikliği ile mücadele ve hava kalitesinin iyileştirilmesi birbiri ile paralel gündemler olmaya devam ediyor. Öncelikli olarak, elektrik sektörü başta kömür olmak üzere fosil yakıttan arındırılmalı, ikinci olarak da fosil yakıtlı tesislerin kirleticilik düzeyleri aşağıya çekilmeli. Bu iki önemli hedefi başarmak için kömürden çıkış takviminin Türkiye’de de bir an önce belirlenmesine ihtiyaç var.

YAZI: Özlem KATISÖZ, CAN Europe

Ülkemizde sanayi ve enerji üretim tesislerinin faaliyeti sonucu atmosfere yayılan kirleticileri kontrol altına alan ve insanı dış ortamdaki hava kirliliğinden korumayı hedefleyen mevzuat Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü (SKHKK) Yönetmeliğidir. Bu yönetmelik, termik santral bacalarından çıkan kirletici maddeler için sınır değerleri de belirler. Bu yönetmeliğin AB’deki karşılığı Büyük Yakma Tesisleri için Mevcut En İyi Teknikler Referans Belgesidir (LCP BREF). AB üye ülkeleri bu belgede karar verilen aralıklara uygun olarak bacadan çıkan kirletici gazlar için ulusal sınır değerleri belirler.

AB’de kömürlü termik santrallar da dahil büyük yakma tesisleri için baca gazı emisyonları için sınır değerler 2017 yılında yapılan düzenleme ile daha sıkı hale geldi. Bu yeni mevzuat düzenlemesine göre işletmedeki tesislerin 2021 yılının Ağustos ayı itibariyle tanımlanan sınır değerlere uyumlu hale gelecek şekilde yatırımlarını tamamlaması gerekli. Yeni işletmeye girecek termik santralların da yine bu daha sıkı limitlere uygun tasarlanması zorunlu. Avrupa Çevre Bürosu’na (EEB) göre bu düzenleme AB’deki pek çok büyük kömürlü termik santralın ya yatırım yaparak daha az kirletmek ya da kapanma seçeneklerini değerlendirmesini sağladı.1 AB’nin 2050 karbonsuzlaşma hedefi kapsamındaki kömürden çıkış planlarının başlangıç noktasını oluşturduğu da ifade edilebilir. Bu yasal düzenlemenin AB’nin 2030’a kadar kömürden çıkışını hızlandırması beklenmiş, nitekim bu beklenti de gerçekleşmiştir.

Türkiye’deki Kömür Santralları Ne Kadar Kirletici?

Türkiye’de işletmedeki termik santralların çoğunluğu ulusal mevzuattaki baca gazı emisyon değerlerine bile ulaşamıyor. 2018 yılında yapılan çalışma2 incelendiğinde Türkiye mevzuatında sınır değerin 400 mg/Nm3 olduğu SO2 değer, işletmedeki santrallardan 440-900 mg/Nm3 düzeyinde salım yapmış durumda.3 Aynı çalışmaya göre Türkiye mevzuatında sınır değerin 200 mg/Nm3 NOx için işletmedeki santralların 520-577 mg/Nm3 düzeylerinde salım yaptığı görülüyor. Ulusal mevzuattaki baca gazı emisyon değerlerine ulaşılması için önemli miktarlarda yatırım yapılması gerekiyor. Ülkemizde hangi santralin hava kirliliğinin kontrolü için, hangi önlemler aldığı, hangi yatırımları yaptığı ya da hangi yatırımlara ihtiyacı olduğu, mevcut durumda hangi kirleticiyi ne miktarda saldığına dair bilgi kamuoyu ile paylaşılmıyor.

Kömürlü Termik Santralların Kirletici Emisyon Sınırları için Türkiye ve AB Karşılaştırması

AB’de kabul edilen bu yeni standartlar, ülkemizdeki geçerli standartlar ile karşılaştırıldığında arada ciddi oranda fark olduğu görülüyor. Türkiye’deki baca gaza sınır değerleri, yeni teknoloji ve yeni verimlilik kriterlerine uyumlu değil ve oldukça yüksek. Bu durum hem yeni hem de işletmedeki santrallar için yatırım ve işletme maliyetlerini düşük tutmaya imkân veriyor. AB ve Türkiye’deki sınır değerlerden örnek vermek gerekirse; 300 MWt termal değere sahip bir kömürlü termik santral ünitesinin bacasından saldığı SO2 için AB’de sınır değerin en fazla 130 mg/Nm3 olmasına izin verilirken Türkiye’de bu değer 400 mg/Nm3’tür. Toz için AB’deki sınır değerin en fazla 10 mg/Nm3 olmasına izin verilirken Türkiye’de bu değer 50 mg/Nm3’tür. En önemli farklardan biri de cıva. AB’deki yeni mevzuat baca gazındaki cıva için bir limit değer tanımlarken, Türkiye’de işletmedeki santralların baca gazındaki cıva için herhangi bir izleme, kontrol ya da sınırlama zorunluluğu bulunmuyor.

İklim değişikliği ile mücadele ve hava kalitesinin iyileştirilmesi birbiri ile paralel gündemler olmaya devam ediyor. Öncelikli olarak, elektrik sektörü başta kömür olmak üzere fosil yakıttan arındırılmalı, ikinci olarak da fosil yakıtlı tesislerin kirleticilik düzeyleri aşağıya çekilmeli. Bu iki önemli hedefi başarmak için kömürden çıkış takviminin Türkiye’de de bir an önce belirlenmesine ihtiyaç var.

Kimsenin Geride Kalmadığından Emin Olmak için Adil Bir Dönüşüm

2019 Aralık ayında kabul edilen Avrupa Yeşil Mutabakatı ile iklim değişikliği ile mücadele ve biyoçeşitliliğin korunması birliğin yeni kalkınma eksenine oturdu. AB, bu yeni düzen ile 2050’ye kadar net seragazı salımlarının sıfırlandığı, ekonominin kaynak kullanımı artmadan büyüdüğü, kimsenin geride kalmadığı, modern, kaynak kullanımı açısından etkin ve rekabetçi bir ekonomiye dönüşmeyi hedefliyor.4 Bu bağlamdaki önemli gelişmelerden biri de AB ülkelerinin sırayla kömürden çıkış planlarını açıklamaya başlamış olmaları. AB, bu süreçte kömürlü termik santrallara ve kömür madenciliğine bağlı yerel ekonomiler kömürden arınırken ayakta kalmasını sağlayacak mekanizma ve fonlar tasarlıyor. AB, bölgesel kalkınma fonlarına ek olarak 17,5 milyar euroluk bir Adil Dönüşüm Fonu oluşturdu. Bu fondan yararlanma koşulu ise, kömür bölgelerinin Bölgesel Adil Dönüşüm Planları hazırlamaları.

Kaynakça:

1) EEB (2017) New rules hasten end for Europe’s dirtiest power plants https://eeb.org/new-rules-hasten-end-for-europes-dirtiest-power-plants/

2) Aytaç, O. (2018) Kömür Yakıtlı Termik Santrallerin Baca Gazındaki Kirleticiler, İzin Verilen Salım Sınır Değerleri, Ülkemizdeki Santrallerdeki Baca Gazı Arıtma Tesislerinin Güncel Durumu MÜHENDİS ve MAKİNA Dergisi, Erişim tarihi: 3.1.2020 Erişim adresi: https://www.mmo.org.tr/sites/default/files/9_3.pdf

3) Emisyon verilerine ulaşılabilen santraller içinde 175-350 MWe kapasiteli işletmedeki santrallerin bir ünitesi için değerlendirme yapılmıştır.

4) https://ec.europa.eu/info/strategy/priorities-2019-2024/european-green-deal_en