Dünyadaki türlere dair ilk kez tam bir tür listesi oluşturulacak. Bu listenin yüzyıllardır tür sınıflandırmasına yönelik süregelen anlaşmazlıkları ve tartışmaları da sonlandıracağı ve biyoçeşitlilik çalışmalarına düzen getirebileceği belirtiliyor.
İlk kez evrensel bir tür listesinin yapılması planı, dünyanın yaşam kütüphanesinin nasıl sınıflandırılacağı konusunda yüzyıllardır süren anlaşmazlık ve kafa karışıklığını sonlandıracağına dair umutları yeşertti.
Plan dünyadaki türlerin yetkili bir listesini oluşturarak, bir yönetim mekanizması ile biyoçeşitliliğe düzen getirmeyi amaçlıyor. Araştırmacılar, tanınmış tek bir listenin biyolojik çeşitlilik kaybı, nesli tükenmekte olan yaban hayatı ticareti, biyogüvenlik ve korumaya yönelik küresel çabaları iyileştireceğini umuyor.
En az 26 rakip kavramla, biyologlar bir organizmanın en temel sınıflandırması olan türü neyin oluşturduğu konusunda hiçbir zaman anlaşmaya varamamışlardı. Koruma kuruluşları, ulusal hükümetler ve bilim insanları genellikle memeliler, mantarlar ve diğer organizmalara dair farklı taksonomik tanımları olan ayrı ayrı listeler kullanıyor.
Örneğin, bilimsel kanıtlar Afrika filinin iki türü olabileceğini – orman fili ve ova fili- gösteriyor. Ancak Nesli Tehlike Altındaki Türlerde Uluslararası Ticaret Sözleşmesi (CITES) ve Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) gibi büyük koruma örgütleri ise yalnızca bir tür olarak kabul ediyor.
Genomik analiz ve bilgisayarlı mikro tomografi de dahil olmak üzere yeni teknikler, bilim insanlarının, daha önce bir tür olduğu düşünülen organizmaların aslında Güneydoğu Asya yaprak maymunları, zürafalar ve yürüyen köpekbalıkları gibi birkaç türü olabileceğini keşfetmelerini sağladı.
Açık erişimli PLOS Biyoloji dergisinde yayımlanan, dünyadaki türlerin yetkili bir listesini oluşturmada gerekli ilkeler sınıflandırma uzmanlarının, çevre koruyucularının ve hükümetlerin de rollerini tanımlıyor.
Şu anda tür sınıflandırmaları hakkında nasıl sınıflandırma yapılacağına dair anlaşmazlıkları çözmek için evrensel olarak kabul edilmiş bir yol bulunmuyor ve bu da rakip organizma listelerinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Memelilerin ve sürüngenlerin birkaç tane tür listesi bulunurken, daha az bilinen grupların yok.
Viyana Doğal Tarih Müzesi’nde memeli koleksiyonu müdürü Profesör Frank Zachos, “Bir grupta ne kadar çok insan çalışırsa o kadar fazla listeniz olur. Derin deniz omurgasız canlılarına dair tek bir tam liste neredeyse yok. Öte yandan, kuşlarda dört tane büyük liste var. Bir liste CITES tarafından kullanılırken bir başkası, hayvan ve bitki türlerinin korunma durumuna yönelik kırmızı listeleri hazırlayan IUCN tarafından kullanılıyor. Dolayısıyla teoride, CITES’tan bir türe bakabilir daha sonra kırmızı listeye bakabilir ama o listede o türü bulamayabilirsiniz veya aynı ada sahip farklı bir tür bulabilirsiniz” dedi.
Zachos taksonomi alanının türleri tanımlarken özünde her zaman anlaşmazlıklara sahip olacağını çünkü evrim üzerine sürekli değişen ikili bir sistemi içerdiğini belirtiyor: “Ya bir tür vardır ya da yoktur; bir alt tür vardır ya da yoktur. Ve bu ikili sistemi sürekli bir evrim sürecine dayatıyorsunuz. Sorun çıkmaması imkansız.”
Çalışmanın yazarları yeni araştırmanın bir ilk olacağını ve dünyadaki türlere yönelik tek bir yetkili listenin nasıl yönetileceğini göstereceğini söylüyor.