Hindistan Başbakanı Narendra Modi, uzmanların uyarılarına rağmen özel kömür madenciliğinin Hindistan’ın enerji güvenliğini artıracağını söyleyerek özel yatırımcılar için açık artırma düzenledi.
Haber: Chloé Farand
Çeviri: Çisil Sevinç
Hindistan hükümeti, koronavirüs küresel salgınının tetiklediği ekonomik durgunluğun ardından yüz binlerce istihdam yaratma umuduyla kömür madenciliğini özel yatırımlara açıyor.
Ancak bu girişim değerli ormanları ve yerli haklarını tehdit ederken, aynı zamanda kirliliği artırıyor ve endüstriyi mali açıdan zorluyor.
Başbakan Narendra Modi, Perşembe günü (18 Haziran) devlet kontrolündeki Coal India şirketini sarsan bir hamle yaparak 41 kömür madeni blokunu özel sektörler için açık artırmaya sundu.
Modi, bu gelişmenin Hindistan’ın enerji ithalatına olan bağımlılığını azaltacağını ve ülkenin doğu ve orta bölgelerini geliştirmeye yardımcı olacağını söyledi.
“Bu bölgedeki insanlar kalkınmayı hedefliyorlar ancak geride kaldılar” diyen Modi, bu bölgelerde bulunan 16 ilçenin devasa boyutlarda kömür stokunun bulunduğunu ancak insanların bu mineral zenginliğinden yararlanamadığını söyledi.
Modi, ticari madenciliğin insanların iş bulmak için evlerinden uzak yerlere göç etme ihtiyacını azaltacağını ve kömür çıkarma ve ulaştırma süreçleri sayesinde istihdam sağlanacağını söyledi ve yeni kömür altyapısına 6.5 milyar dolar harcanacağını açıkladı.
Başbakan sözlerine, “Bu bölgelerde sağlanacak kömür üretiminden doğacak ekstra gelir kamu yararına kullanılacak” şeklinde devam etti.
Hükümet tarafından düzenlenen açık artırma, daralan kömür sektörüne yapılan yatırımları artırmak için düzenlenen çaresiz bir hareket olarak tanımlandı.
Koronavirüs küresel salgınından önce, kömür sektöründe nakit akışı sorunu vardı ve çoğu santral kapasitesinin çok daha altında çalışıyordu. Salgın esnasında neredeyse %30 oranında düşen enerji ihtiyacından sonra ise kömür üreticilerinin sorunları daha da arttı.
Hindistan dünyanın ikinci büyük kömür tüketicisi olmasına rağmen, azalan yenilenebilir enerji maliyetleri sayesinde rüzgar ve güneş enerjisi kullanılarak üretilen elektrik kömürden daha ucuz hale geldi.
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (Institute for Energy Economics and Financial Analysis – IEEFA) tarafından yapılan bir analizde, yenilenebilirlerin 2019-20 mali yılında Hindistan’ın üretim kapasitesine yapılan yeni eklemelerin üçte ikisinden fazlasını oluşturduğu belirlendi.
Enerji ve Temiz Hava Araştırmaları Merkezi araştırmacısı Sunil Dahiya, “Kömür talebindeki büyüme azalıyor. Kömür çıkarılıyor olsa bile, talep nerede?” şeklinde konuştu.
Dahiya, kömür madenciliğindeki keskin bir artışın elektrik şirketlerine satılamayacak olan talep fazlası yaratabileceği konusunda uyarıda bulundu ve “Bu ekonomik bir felaket olur” dedi.
Hükümet girişimini “çaresiz” olarak tanımlayan kömür uzmanı ve Delhi merkezli Politika Araştırma Merkezi üyesi Rohit Chandra, açık artırmaya giriş için konulan engellerin her zamankinden daha az olduğunu ve bunun özel şirketlerin teklif vermesini kolaylaştırdığını söyledi.
Sadece az sayıdaki özel şirketin kömür madenlerine yatırım yapmak için yeterli nakit akışına sahip olduğunu belirten Chandra sözlerine, “Kömür madenine hemen yatırım yapsanız bile, açılması ve şirketin hisse alması iki ila beş sene sürecek. Yakın gelecekte ise, kömürden kademeli bir uzaklaşma olacak ve beş ila yedi sene içerisinde yeni bir kömür santralının açıldığını görmeniz mümkün olmayacak” şeklinde devam etti.
Öte yandan, 41 adet kömür madeninden bazılarının konumu çevre ve insan hakları konularında endişeler uyandırıyor.
Bağımsız gazeteci Aruna Chandrasekhar, Hindistan’daki kömür sektörü hakkında yazdığı yazıda, açık artırmada satılan maden bölgelerinin çoğunun “çevresel olarak kırılgan olan ve yerel bölgeler” olduğunu belirtti.
Demokrasi yanlılarının oluşturduğu Jharkhand Janadhikar Mahasabha adlı koalisyon grubu, yayımladıkları açıklamada mineral zengini Jharkhand’da yeni madenlerin açılmasına karşı çıkan bir protesto düzenlenmesi çağrısında bulundu. Koalisyon, madenciliğin kurumsal çıkarları gözettiğini ve insanların iyiliğini düşünmediğini belirtti ve hükümete halkın yanında durması çağrısında bulundu.
Metinde, “Ülkeyi yerli ve özel kurumsal madencilik şirketlerine açmak yaşamları ve çevreyi yok edecek” ifadesi yer aldı.
Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.
