Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün 2018’de belirlediği hedeflerin çoğunluğuna şimdiden ulaşıldı. Bu durumda daha yüksek hedefler belirlenmesi önerilirken, yapılan bir çalışmaya göre motor gücü kısıtlama önerisi çok sert uygulanmadığı takdirde verimsiz bulundu.
Bir çalışmaya göre, uluslararası deniz taşımacılığı iki sene önce belirlenen 2030 iklim hedefinin %75’ine ulaştı. Bu, sektörün gelecek yıllardaki karbonsuzlaşma hedeflerini artırabileceği anlamına geliyor.
Chloé Farand’ın haberine göre çalışma, Japonya’nın sunduğu karbondioksit azaltımı için gemilere motor gücünü sınırlayan bir cihaz kurulması önerisinin etkili bir emisyon azalmasına yol açmayacağını da ortaya koydu.
Bağımsız araştırma grubu Uluslararası Temiz Taşımacılık Konseyi’nin (Council on Clean Transportation – ICTT) yayımladığı çalışmada, uluslararası deniz taşımacılığının sebep olduğu karbondioksit yoğunluğu 2018 yılında %30’luk bir düşüşle 2008 seviyesine geriledi.
İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) 2030 yılına kadar %40’lık azaltım hedefini 2018 yılında kararlaştırmıştı.
Çalışmayı yürütenler, karbondioksit yoğunluğundaki düşüşün sebebini yaygın olarak başvurulan “yavaş buharlama” yöntemi olarak gösterdiler. Bu yöntem, motorun bütün gücünün kullanılmamasıyla işlevsel hız ve yakıt kullanımını düşürüyor.
ICTT’ye göre 2008 – 2015 yılları arası gemi taşımacılığı tedarikinde yaşanan kapasite aşımı, gemi hızında %20’lik bir düşüşe yol açtı.
Raporda “IMO daha önceden belirlediği hedefi 2023 yılında gözden geçirdiğinde hedefin artırılması gerektiğine karar verebilir” ifadesi yer aldı.
ICTT’nin denizcilik ve havacılık program yöneticisi Dan Rutherford, Climate Home News’e konuşarak bulgulara göre IMO’nun daha zorlayıcı bir hedef benimsemesi gerektiğini söyledi.
Bulgular Pazartesi günü (10 Şubat), Mart sonu gerçekleşecek müzakereler öncesi, IMO’ya sunuldu.
Deniz taşımacılığı sektörü 2050 yılına kadar emisyonlarını 2008 seviyesine göre e az %50 azaltma taahhüdünü 2018’de açıklamıştı.
Uluslararası deniz taşımacılığı küresel emisyonların %2-3’ünü oluştururken, havacılıkta olduğu gibi bu sektör de Paris Anlaşması’nca kapsanmıyor.
CE Delft’in IMO için yapmış olduğu tahminlerde, sektörde emisyon azaltımı için çaba gösterilmezse, deniz taşımacılığı emisyonlarının 2050 yılına kadar %120 artabileceği ve yüzyılın ortasına gelindiğinde küresel emisyonların %10’luk payından sorumlu olabileceği saptandı.
IMO, bu yılki karbondioksit yoğunluğunu azaltma hedeflerini gerçekleştirebilmek adına alınacak önlemler üzerinde çalışıyor.
Öneriler arasında bulunan tankerlere ve yük gemilerine getirilecek hız sınırı teklifi Fransa ve Yunanistan tarafından destekleniyor. Norveç ve Japonya’nın da şirketlerin enerji verimliliği hedeflerine nasıl erişeceklerine karar verebilmesi üzerine önerileri bulunuyor.
Japonya’nın teklifleri arasında, gemilere motor gücünü kısıtlayacak cihazlar takılmasıyla dolaylı olarak hız ve yakıt kullanımı düşüşüne sebep olacak bir plan yer alıyor.
Japonya dünyanın gemi barındıran en büyük üçüncü ülkesi olarak IMO’da etkili bir ses. Japonyalı Hideaki Saito, IMO’nun iklim değişikliği ve emisyon azaltma meseleleri ile ilgilenen Deniz Çevre Koruma Komitesi’ne (MEPC) başkanlık ediyor.
ICCT çalışmasının amaçlarından biri, yakıt tüketimi ve karbondioksit emisyonlarını azaltacak
motor gücü kısıtlamasının verimini hesaplamak. Çalışma sonucuna göre, zorunlu motor gücü kısıtlamasının yakıt tüketimini ve karbondioksit emisyonlarını direkt olarak düşürmeyeceği saptandı. Gerekçe ise gemilerin halihazırda teklifte öngörülen sınırdan daha yavaş çalışması.
Rapora göre motor gücü kısıtlama önleminin IMO’nun iklim hedeflerine yarar sağlayabilmesi için çok daha sert uygulanması gerekiyor.
Rutherford, motor gücünün %30 ya da daha az oranda sınırlanmasının emisyonlara kağıt üzerinde etkisi olabileceğini ancak gerçekte etkili bir sonuç alınmayacağını söyledi.
Rapora göre motor gücü %50’den fazla sınırlandığı takdirde etkili bir karbondioksit azaltımına yol açabilir. 2018’de belirlenen hız ve farklı çeşitlerdeki gemiler ele alındığında, motor gücünü yarı yarıya indirmek emisyonlarda %3’lük bir düşüş sağlayabilir.
ICCT’ye göre bu oran %60’a çıktığında, küresel emisyonlar %6 oranında azalabilir. Ancak çalışmada bu oranda bir motor kısıtlamasının gemilerin işlevsel saatlerini büyük oranda etkileyeceği de belirtiliyor.