İngiltere, Yeni Zelanda ve Kolombiya fosil yakıt sübvansiyonlarını aşamalı olarak kaldırmak için uluslararası bir koalisyona katıldı. Türkiye ise her zaman olduğu gibi sessizliğini koruyor.
Birleşik Krallık, Yeni Zelanda ve Kolombiya COP29’da, Sübvansiyonlar Dahil Fosil Yakıt Teşviklerinin Aşamalı Olarak Kaldırılmasına ilişkin Uluslararası Koalisyona (COFFIS) katıldığını duyurdu.
COFFIS, fosil yakıt sübvansiyonlarının kademeli olarak kaldırılmasına yönelik engelleri aradan çıkarmak ve şeffaflığı kolaylaştırmak için birlikte çalışan Hollanda liderliğindeki hükümetlerden oluşan bir koalisyon. Şu anda Avusturya, Antigua ve Barbuda federal hükümeti, Belçika, Kanada, Kolombiya, Kosta Rika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, İspanya, İsviçre ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere 16 üye ülkesi bulunuyor.
Üyeler verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılmasına yönelik ulusal bir planla COP30’a gelmeyi de taahhüt etti.
Türkiye ise zirvenin başında yayımladığı 2053 Uzun Dönem İklim Strateji belgesinde kömür ifadesine dahi yer vermezken, mevcut fosil yakıta dayalı tesislerin altyapısının gözden geçirileceğini aktardı. Uzmanlar fosil yakıtlardan çıkışın yer almadığı bir yol haritasının Türkiye’nin 2053 hedefini gerçekçi kılmadığı noktasında hemfikir.
Sadece Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, stratejiye dair bir basın toplantısından sonra Greenpeace tarafından kendisi yöneltilen bir soru üzerine Türkiye’nin zaman içerisinde fosil yakıtlardan çıkacağını söyledi. Ancak Kurum buna dair net bir tarih vermedi.
İngiltere’den gelen duyuruya yanıt veren Greenpeace Birleşik Krallık Kıdemli Siyasi Danışmanı Rebecca Newsom şunları söyledi: “Birleşik Krallık’ın bu koalisyona katılma kararı, İngiliz iklim diplomasisinin Muhafazakar Parti yönetimindeki birkaç hareketsiz yılın ardından nihayet uykudan uyandığının bir başka göstergesi. Ancak G7 ve G20 liderlerinin yıllardır bu meseleyi çözmek için defalarca bildiriler imzaladığı göz önüne alındığında, gerçek eylem zamanının geldiğini söyleyebiliriz. Her yıl milyarlarca dolar fosil yakıt sübvansiyonlarına gidiyor. Bunlar, fosil yakıt endüstrisine uygulanacak ekstra vergiler ile beraber, Birleşik Krallık’ın gelişmekte olan ülkeleri desteklemeye yönelik iklim finansmanı yükümlülüğünü yerine getirmek için nakit akışının sağlanması amacıyla derhal kullanılmalı.”